Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

DEVLETİN EN BÜYÜK DÜŞMANI AKP’DİR

Dünya Sağlık Örgütü, 2019 yılı Mart ayında T.C Sağlık Bakanlığını, olası bir virüs salgını konusunda bir yazı ile uyarıyor. Diyor ki; “Ölümlerle sonuçlanacak olası salgınlara karşı şimdiden tedbirlerinizi alın. Yapılması gerekenlerle ilgili olarak da 260 sayfalık bir çalışmayı gönderiyorum!” Devlet Adamı ile Siyasetçi arasındaki kalite farkı burada ortaya çıkıyor. Devlet Adamı; Bu raporu ciddiye alır, uzmanlarını Dünya Sağlık Örgütü uzmanlarıyla buluşturur, tehdidin boyutunu, çeşidini araştırır, dünyayı izletir ve sağlık uzmanlarına bir rapor hazırlatır. Hazırlıklar burada bitmez. Böyle bir salgının ekonomik, güvenlik, beslenme, eğitim, sosyolojik, psikolojik yansımalarını da hesaplatır, tedbirlerini alır ve derhal uygulamasına başlatır. Ayrıca toplumu, paniğe sevk etmeden fakat şeffaf bir şekilde bilgilendirir, alınacak tedbirlere ve uygulamasına ortak eder, hazırlıkları her safhada sıkı bir şekilde kontrol eder… Diğeri ise yani siyasetçi, ne yapar? Raporu ciddiye almadığı için hiçbir hazırlık yapmaz. Uyarıyı ciddiye alıyormuş gibi yapar. İktidarını sürdürmek için, insan sağlığını hiçe sayarak, şaklabanlığına devam eder… Peki, milletine, devletine düşman AKP ne yapar? Devletin, vatandaşına götürmek zorunda olduğu başta sağlık, güvenlik, beslenme, eğitim gibi konularında yapılacak yatırımları “Komisyon alınacak ihale” olarak görür ve “AÇIK İHALE” yapmaktan kaçar. “Devlet onun için yıkılması gereken bir olgudur” vesayet aracıdır. Tıpkı Türk Ordusu gibi! İnsanları din ile, hurafelerle uyutmak işlerine geldiği için, akla-bilime karşı çıkar. Sağlık çalışanlarını ekonomik olarak perişan eder. Doktor yetiştiren üniversite ve eğitim hastanelerindeki hocaları, bu yerlerden kopmaya zorlar. Dünyanın terk ettiği “Şehir Hastaneleri” gibi ucubeleri sırf yandaş-paydaş müteahhitleri zengin etmek için uygulamaya alır. Hiçbir hazırlık yapmaz. Aksine aşı yapacak tesislerini, dışardan aşı almak için (komisyon almak için) utanmadan kapatırlar. Kendi insanları muhtaç iken, başkalarına yardım ederler. Hem halkın parasını israf ederler, hem de halktan dilenirler! Değerli Okurlar; Bazı konular vardır ki Devlet, başına bir dert gelmeden önce önlem almalıdır. Ülke bir salgınla karşılaştığında “Hadi aşı imal edelim” veya maske, ilaç bulalım” diyemez. Asgari gereçleri önceden hazırlamak zorundadır. Veya ülke bir silahlı saldırıya uğradığında “Durun, ben birkaç uçak, birkaç bomba alayım, sonra savaşırız” diyemez. Hele etrafı terör devletleriyle çevrilmiş bu coğrafyada! Bu ve benzeri yaşamsal konularda eğer o devleti “Devlet Adamları” yönetiyorsa, o devletler yaşar. Dünyanın alay ettiği, serveti şaibeli, sürekli yalan söyleyen siyasetçiler devleti yönetiyorsa o devletler batar. İşte bizim yıllardır bıkmadan usanmadan her gün AKP’yi eleştirmemizin, onlara doğru yolu göstermek için çırpınmamızın sebebi, devletimizin-milletimizin bu günkü duruma düşmesini engellemek için idi! Bugüne kadar, ya biz derdimizi anlatamadık, ya da bazıları anlamak istemedi. İnşallah, bundan böyle anlaşılır ve Çoban Ateşi Hareketine sahip çıkılır. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki; Bir kabın içinde ne varsa dışarı o sızar. Katran koyarsanız katran, bal koyarsanız bal sızar. Ülke yönetimini “Devlet Adamlarına” teslim ederseniz rahat edersiniz, ama her biri kasaba siyasetçisi olan cahiller sürüsüne teslim ederseniz başınız beladan kurtulmaz, sevdikleriniz ölebilirler de… AKP’nin, artık Türk Devletinin başında bir dakika bile durması, Türk Tarihine ve Türk Milletine karşı yapılabilecek en büyük ihanettir… Sağlık ve başarı dileklerimle 03 Nisan 2020 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 01 Nisan 2020 - Çarşamba
Rıfat SERDAROĞLU

DEVLETİN EN BÜYÜK DÜŞMANI AKP’DİR

Dünya Sağlık Örgütü, 2019 yılı Mart ayında T.C Sağlık Bakanlığını, olası bir virüs salgını konusunda bir yazı ile uyarıyor. Diyor ki; “Ölümlerle sonuçlanacak olası salgınlara karşı şimdiden tedbirlerinizi alın. Yapılması gerekenlerle ilgili olarak da 260 sayfalık bir çalışmayı gönderiyorum!”

Devlet Adamı ile Siyasetçi arasındaki kalite farkı burada ortaya çıkıyor. Devlet Adamı; Bu raporu ciddiye alır, uzmanlarını Dünya Sağlık Örgütü uzmanlarıyla buluşturur, tehdidin boyutunu, çeşidini araştırır, dünyayı izletir ve sağlık uzmanlarına bir rapor hazırlatır. Hazırlıklar burada bitmez. Böyle bir salgının ekonomik, güvenlik, beslenme, eğitim, sosyolojik, psikolojik yansımalarını da hesaplatır, tedbirlerini alır ve derhal uygulamasına başlatır. Ayrıca toplumu, paniğe sevk etmeden fakat şeffaf bir şekilde bilgilendirir, alınacak tedbirlere ve uygulamasına ortak eder, hazırlıkları her safhada sıkı bir şekilde kontrol eder…

Diğeri ise yani siyasetçi, ne yapar? Raporu ciddiye almadığı için hiçbir hazırlık yapmaz. Uyarıyı ciddiye alıyormuş gibi yapar. İktidarını sürdürmek için, insan sağlığını hiçe sayarak, şaklabanlığına devam eder…

Peki, milletine, devletine düşman AKP ne yapar? Devletin, vatandaşına götürmek zorunda olduğu başta sağlık, güvenlik, beslenme, eğitim gibi konularında yapılacak yatırımları “Komisyon alınacak ihale” olarak görür ve “AÇIK İHALE” yapmaktan kaçar. “Devlet onun için yıkılması gereken bir olgudur” vesayet aracıdır. Tıpkı Türk Ordusu gibi! İnsanları din ile, hurafelerle uyutmak işlerine geldiği için, akla-bilime karşı çıkar.

Sağlık çalışanlarını ekonomik olarak perişan eder. Doktor yetiştiren üniversite ve eğitim hastanelerindeki hocaları, bu yerlerden kopmaya zorlar. Dünyanın terk ettiği “Şehir Hastaneleri” gibi ucubeleri sırf yandaş-paydaş müteahhitleri zengin etmek için uygulamaya alır. Hiçbir hazırlık yapmaz. Aksine aşı yapacak tesislerini, dışardan aşı almak için (komisyon almak için) utanmadan kapatırlar. Kendi insanları muhtaç iken, başkalarına yardım ederler. Hem halkın parasını israf ederler, hem de halktan dilenirler!

Değerli Okurlar; Bazı konular vardır ki Devlet, başına bir dert gelmeden önce önlem almalıdır.

Ülke bir salgınla karşılaştığında “Hadi aşı imal edelim” veya maske, ilaç bulalım” diyemez. Asgari gereçleri önceden hazırlamak zorundadır. Veya ülke bir silahlı saldırıya uğradığında “Durun, ben birkaç uçak, birkaç bomba alayım, sonra savaşırız” diyemez. Hele etrafı terör devletleriyle çevrilmiş bu coğrafyada!

Bu ve benzeri yaşamsal konularda eğer o devleti “Devlet Adamları” yönetiyorsa, o devletler yaşar. Dünyanın alay ettiği, serveti şaibeli, sürekli yalan söyleyen siyasetçiler devleti yönetiyorsa o devletler batar.

İşte bizim yıllardır bıkmadan usanmadan her gün AKP’yi eleştirmemizin, onlara doğru yolu göstermek için çırpınmamızın sebebi, devletimizin-milletimizin bu günkü duruma düşmesini engellemek için idi!

Bugüne kadar, ya biz derdimizi anlatamadık, ya da bazıları anlamak istemedi. İnşallah, bundan böyle anlaşılır ve Çoban Ateşi Hareketine sahip çıkılır.

Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki; Bir kabın içinde ne varsa dışarı o sızar. Katran koyarsanız katran, bal koyarsanız bal sızar. Ülke yönetimini “Devlet Adamlarına” teslim ederseniz rahat edersiniz, ama her biri kasaba siyasetçisi olan cahiller sürüsüne teslim ederseniz başınız beladan kurtulmaz, sevdikleriniz ölebilirler de…

AKP’nin, artık Türk Devletinin başında bir dakika bile durması, Türk Tarihine ve Türk Milletine karşı yapılabilecek en büyük ihanettir…

Sağlık ve başarı dileklerimle 03 Nisan 2020 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.