Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

DARBEYE TEŞEBBÜS!

DARBEYE TEŞEBBÜS! Bademler kadar, darbenin veya darbeye teşebbüsün adını kullanmaktan zevk alan başka bir grup bulamazsınız. Onların iktidarına, onların hırsızlıklarına, onların devleti soymalarına, onların Cumhuriyeti yıkma çalışmalarına karşı çıktığınız zaman, anında ya darbeci ilan edilirsiniz ya da darbeye teşebbüsle suçlanırsınız. Önce ne kadar yandaş medya varsa, ne kadar haram havuzundan beslenen maaşlı “aile gazetecisi” varsa size saldırmaya başlarlar. Sonra üniformalarını ve cübbelerini Bademlere kiraya vermiş polis ve savcılar devreye girer. Eğer Yargıç da, Badem ekibindense yandı gülüm keten helva! Çık çıkabilirsen içeriden! Bademlerin düşünce yapılarını, mantıklarını anlamak çok zordur. Yıllardır bunların ağababalarını takip ederim, hala da tam olarak çözebilmiş değilim bu sepetleri! Bir mahkeme; Genelkurmay Başkanını “Terör örgütü kurmak” suçlamasıyla tutuklama kararı verdiğinde; “Burası hukuk devletidir, mahkemeler bağımsızdır, mahkeme kararına herkes uymalıdır” derler! Bir Mahkeme; Dosyadaki delilleri araştırdığında, hepsinin sahte ve düzenlenmiş olduğunu görür ve suçsuz kişileri tahliye ederse, “Askeri vesayet devam ediyor” , “Bunlar devlete sızmış Paralelciler” diye bağırmaya başlarlar. Anayasa Mahkemesi; “Lâiklik karşıtı eylemlerin odağı oldukları” gerekçesiyle bunları mahkûm eder, Yüce Mahkeme anında darbeci ilan edilir. Aynı mahkemenin verdiği bir karar hoşlarına giderse, “İşte Hukuk Devleti” derler… Milyonlarca dolar-avro ile yakalanırlar. Resimler, belgeler, paralar, kasalar hepsi ortada! Anında “Tuzak bu, paraları polis koydu, paralelci Savcı ve Yargıçların işi!” Mahkeme paraların iadesine karar verir, sorarsınız; “Hani paraları polisler koymuştu? Hani tuzaktı? Hani paralar sizin değildi? Niçin paraları alıyorsunuz? Utanmadan ne derler bilir misiniz; Yargı karar verdi, ne yapalım yani paraları almayalım mı? Siz mahkeme kararlarına saygı duymaz mısınız? Cumhur’un Başı, “Ben Anayasa Mahkemesinin kararına uymuyorum, saygı duymuyorum” diye Hukuk Devletini yok edecek sözler söyler, “Cumhurbaşkanı eleştiri hakkını kullanıyor” derler! Cumhur’un Başı, “Türk Milletinden özür dilemeli” dersiniz, Yanıt; “Bu Anayasa Mahkemesi darbecidir, kaldırılmalıdır” şeklinde gelir. Sözün özü, Bademler ve Cıva yapışık ikizler gibidirler. Bir noktada tutamazsınız, menfaatleri neredeyse Bademler oradadır. Dünya yanarsa yansın, ama Bademin bitli yorganı yanmasın! Cahildirler, yapmayı imarı inşayı bilmezler, yıkmada bunlar kadar ustası yoktur. Hayal âleminde yaşarlar; Bir bakarsınız “Üç saatte Şam’a gidip Cuma namazını Emevi Camiinde kılarlar! Bir bakarsınız akşam namazını Rusya’da kılmaya atla giderler! Bu sebepten, mevcut siyasi partilerin bunlarla mücadele edip, sandıkta mağlup etmeleri mümkün değildir. Salıdan Salıya grup toplantılarında konuşma yapmakla başarılı olunamaz. Hafta sekiz gün dokuz, gün 24 saat çalışacak, vatandaşlarımıza gerçekleri anlatacak bir siyasi örgütlenme şarttır. Eğer bu yapılamazsa Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk Milletinin işi çok zor demektir. Bir insanın Badem olup olmadığına nasıl karar verirsiniz? Bir küveti su ile doldurun, adama üç şey verin. Bir kaşık, bir kepçe, bir kova! Küvetteki suyu boşalt, diye emir verin. Adam bu üç alet ile suyu boşaltmaya uğraşıyorsa bilin ki o Badem’ dir. Küvetin tıpasını çekip suyu boşaltıyorsa, o sağlamdır… Hadi artık çekin şu küvetin tıpasını! Tüm pislikler akıp gitsin! Sağlık ve başarı dileklerimle 03 Mart 2016 Rifat Serdaroğlu  
Ekleme Tarihi: 03 Mart 2016 - Perşembe
Rıfat SERDAROĞLU

DARBEYE TEŞEBBÜS!

DARBEYE TEŞEBBÜS!

Bademler kadar, darbenin veya darbeye teşebbüsün adını kullanmaktan zevk alan başka bir grup bulamazsınız.
Onların iktidarına, onların hırsızlıklarına, onların devleti soymalarına, onların Cumhuriyeti yıkma çalışmalarına karşı çıktığınız zaman, anında ya darbeci ilan edilirsiniz ya da darbeye teşebbüsle suçlanırsınız.
Önce ne kadar yandaş medya varsa, ne kadar haram havuzundan beslenen maaşlı “aile gazetecisi” varsa size saldırmaya başlarlar.
Sonra üniformalarını ve cübbelerini Bademlere kiraya vermiş polis ve savcılar devreye girer. Eğer Yargıç da, Badem ekibindense yandı gülüm keten helva!
Çık çıkabilirsen içeriden!

Bademlerin düşünce yapılarını, mantıklarını anlamak çok zordur. Yıllardır bunların ağababalarını takip ederim, hala da tam olarak çözebilmiş değilim
bu sepetleri!

Bir mahkeme;
Genelkurmay Başkanını “Terör örgütü kurmak” suçlamasıyla tutuklama kararı verdiğinde; “Burası hukuk devletidir, mahkemeler bağımsızdır, mahkeme kararına herkes uymalıdır” derler!

Bir Mahkeme;
Dosyadaki delilleri araştırdığında, hepsinin sahte ve düzenlenmiş olduğunu görür ve suçsuz kişileri tahliye ederse, “Askeri vesayet devam ediyor” , “Bunlar devlete sızmış Paralelciler” diye bağırmaya başlarlar.

Anayasa Mahkemesi;
“Lâiklik karşıtı eylemlerin odağı oldukları” gerekçesiyle bunları mahkûm eder,
Yüce Mahkeme anında darbeci ilan edilir.
Aynı mahkemenin verdiği bir karar hoşlarına giderse, “İşte Hukuk Devleti” derler…

Milyonlarca dolar-avro ile yakalanırlar. Resimler, belgeler, paralar, kasalar hepsi ortada!
Anında “Tuzak bu, paraları polis koydu, paralelci Savcı ve Yargıçların işi!”
Mahkeme paraların iadesine karar verir, sorarsınız; “Hani paraları polisler koymuştu? Hani tuzaktı? Hani paralar sizin değildi? Niçin paraları alıyorsunuz?
Utanmadan ne derler bilir misiniz;
Yargı karar verdi, ne yapalım yani paraları almayalım mı? Siz mahkeme kararlarına saygı duymaz mısınız?

Cumhur’un Başı, “Ben Anayasa Mahkemesinin kararına uymuyorum, saygı duymuyorum” diye Hukuk Devletini yok edecek sözler söyler, “Cumhurbaşkanı eleştiri hakkını kullanıyor” derler!

Cumhur’un Başı, “Türk Milletinden özür dilemeli” dersiniz,
Yanıt; “Bu Anayasa Mahkemesi darbecidir, kaldırılmalıdır” şeklinde gelir.

Sözün özü, Bademler ve Cıva yapışık ikizler gibidirler. Bir noktada tutamazsınız, menfaatleri neredeyse Bademler oradadır. Dünya yanarsa yansın, ama Bademin bitli yorganı yanmasın!

Cahildirler, yapmayı imarı inşayı bilmezler, yıkmada bunlar kadar ustası yoktur.
Hayal âleminde yaşarlar; Bir bakarsınız “Üç saatte Şam’a gidip Cuma namazını Emevi Camiinde kılarlar! Bir bakarsınız akşam namazını Rusya’da kılmaya atla giderler!

Bu sebepten, mevcut siyasi partilerin bunlarla mücadele edip, sandıkta mağlup etmeleri mümkün değildir. Salıdan Salıya grup toplantılarında konuşma yapmakla başarılı olunamaz.
Hafta sekiz gün dokuz, gün 24 saat çalışacak, vatandaşlarımıza gerçekleri anlatacak bir siyasi örgütlenme şarttır. Eğer bu yapılamazsa Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk Milletinin işi çok zor demektir.

Bir insanın Badem olup olmadığına nasıl karar verirsiniz?
Bir küveti su ile doldurun, adama üç şey verin. Bir kaşık, bir kepçe, bir kova!
Küvetteki suyu boşalt, diye emir verin.
Adam bu üç alet ile suyu boşaltmaya uğraşıyorsa bilin ki o Badem’ dir.
Küvetin tıpasını çekip suyu boşaltıyorsa, o sağlamdır…

Hadi artık çekin şu küvetin tıpasını! Tüm pislikler akıp gitsin!

Sağlık ve başarı dileklerimle 03 Mart 2016
Rifat Serdaroğlu

 



Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.