Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

ÇÜRÜME / ÇÖKÜŞ

ÇÜRÜME / ÇÖKÜŞ Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, aslında iyi bir gençtir. Elinden geldiğince hizmet ediyor. Beşiktaş İnönü Stadının yapımında, yönetim olarak gösterdikleri başarı elbette ki takdire değer. Fakat Türk Futbolunun en eski ve en büyük spor kulüplerinden olan Beşiktaş’ın Başkanlığı, sadece kulübü yönetmek, stat yapmak, yıldız futbolcu transfer etmek vs değildir. “Beşiktaş Başkanlığı” yapacak kişi Türkiye’nin en büyük Sivil Toplum Kuruluşunu yönetecek donanıma sahip olmalıdır. Zor günlerde eğilip bükülmemelidir. Beşiktaş Başkanlarının önünde rahmetli Süleyman Seba örneği var. Beşiktaş Başkanı, yasalara ve devlet yöneticilerine saygılı olmalıdır ama bu saygıyı, temsil ettiği milyonlarca taraftarını üzmeyecek bir şekilde yapmalıdır. Yalakalık, yağcılık gibi anlaşılacak davranışlardan sakınmalıdır! Beşiktaş Başkanı duruşuyla, konuşmalarıyla, mesajlarıyla topluma yön verebilmelidir. Kimse şunu unutmamalıdır! Devlet yöneticileri, devlet-millet kesesinden yapılan hizmetler için takdir, methiye beklememelidir. Çünkü onlar devletin-milletin işini görmek üzere yemin ederek ve kendi rızaları ile oraya gönderildiler! İşlerini yapacaklar, yaptıkları hizmeti emanetin gerçek sahibi Türk Milletinin başına kakmayacaklar! Değerli Okurlar; Dikkat ederseniz gerek siyasette, gerek kamu yönetiminde, gerekse sivil toplum kuruluşlarında yöneticiler bazında ciddi bir çöküş yaşıyoruz. AKP İktidarıyla bu çöküş iyice hızlandı. Tehlikeli olan, kişiler bazındaki bu çöküşün, ülkemize büyük maliyetler yüklemesidir. Cumhurbaşkanlığı makamını ele alalım; Mekânları cennet olsun, Büyük Atatürk’ün, İnönü’nün, Bayar’ın, Demirel’in,   Allah uzun ömür versin Sezer’in bir zamanlar oturduğu makamda; İki defa hapse girmiş, defalarca Anayasa İhlal suçu işlemiş, Bakanları hırsızlık-yolsuzluk-rüşvet suçlamasıyla istifa etmek zorunda kalmış, Cumhuriyet Savcısı tarafından “Hırsızlar İmparatoru” olarak anılan, demokratik rejimin olmazsa olmaz şartı “Kuvvetler Ayrılığı İlkesini” ayak bağı olarak gören, diploması ve serveti şaibeli bir zat oturuyor… Başbakanlık makamına bakalım; Türkiye’ye eserler katmış, ekonomimizi büyütmüş, “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesini uygulayıp komşularımızla dostluklar kurmuş, itibarımızı arttırmış, her biri birer “Devlet Adamı” olan Başbakanlarımızdan sonra; Kendi Bakanını kendi müsteşarını seçemeyen, ülke insanımıza özellikle kadın ve çocuklarımıza sahip çıkamayan, kendi düşüncesini yönetimine yansıtamayan, emir altında bir zat oturuyor… Partilerini, babalarının tapulu malı zanneden, demokrasiyi partilerinin kapısından içeri sokmayan, defalarca seçim kaybetmelerine rağmen koltuklarına yapışmakta ısrar eden Genel Başkanlarımız var… Cübbelerini, rütbelerini, onurlarını ve ülkelerini bir Cemaate, bir tarikata satan kamu görevlilerimiz var… Kültürümüzün temel taşlarından folklorumuza bile “seks” olarak bakabilen eğitim görevlilerimiz var… Tehdide, eşkıyalığa, devlet zulmüne, faşizme, hırsızlığa boyun eğen medyamız var… Oturdukları koltukları iktidarın emrine vermekten utanmayan Sivil Toplum Örgütleri Başkanları var… Sendikacılığın yüzkarası olan Sendika Başkanlarımız var… Boşuna “Balık baştan kokar” lafını söylememişler! Devlet yönetimindeki zayıflık ve çürüme kademe-kademe taa mahalle bekçisine kadar gider! Bu çürümenin sonu maalesef çöküştür! Yaşadığımız korkunç olaylar çöküşün habercileridir. Tabii ki anlayana… Beşiktaş Başkanı ile başladık, Erdoğan’ın deyişiyle “Neredeeeen nereye” geldik.   Sağlık ve başarı dileklerimle 15 Nisan 2016 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 15 Nisan 2016 - Cuma
Rıfat SERDAROĞLU

ÇÜRÜME / ÇÖKÜŞ

ÇÜRÜME / ÇÖKÜŞ

Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, aslında iyi bir gençtir. Elinden geldiğince hizmet ediyor. Beşiktaş İnönü Stadının yapımında, yönetim olarak gösterdikleri başarı elbette ki takdire değer.
Fakat Türk Futbolunun en eski ve en büyük spor kulüplerinden olan Beşiktaş’ın Başkanlığı, sadece kulübü yönetmek, stat yapmak, yıldız futbolcu transfer etmek vs değildir.

“Beşiktaş Başkanlığı” yapacak kişi Türkiye’nin en büyük Sivil Toplum Kuruluşunu yönetecek donanıma sahip olmalıdır. Zor günlerde eğilip bükülmemelidir. Beşiktaş Başkanlarının önünde rahmetli Süleyman Seba örneği var.
Beşiktaş Başkanı, yasalara ve devlet yöneticilerine saygılı olmalıdır ama bu saygıyı, temsil ettiği milyonlarca taraftarını üzmeyecek bir şekilde yapmalıdır. Yalakalık, yağcılık gibi anlaşılacak davranışlardan sakınmalıdır!
Beşiktaş Başkanı duruşuyla, konuşmalarıyla, mesajlarıyla topluma yön verebilmelidir.

Kimse şunu unutmamalıdır! Devlet yöneticileri, devlet-millet kesesinden yapılan hizmetler için takdir, methiye beklememelidir. Çünkü onlar devletin-milletin işini görmek üzere yemin ederek ve kendi rızaları ile oraya gönderildiler!
İşlerini yapacaklar, yaptıkları hizmeti emanetin gerçek sahibi Türk Milletinin başına kakmayacaklar!

Değerli Okurlar;
Dikkat ederseniz gerek siyasette, gerek kamu yönetiminde, gerekse sivil toplum kuruluşlarında yöneticiler bazında ciddi bir çöküş yaşıyoruz.
AKP İktidarıyla bu çöküş iyice hızlandı. Tehlikeli olan, kişiler bazındaki bu çöküşün, ülkemize büyük maliyetler yüklemesidir.

Cumhurbaşkanlığı makamını ele alalım;
Mekânları cennet olsun, Büyük Atatürk’ün, İnönü’nün, Bayar’ın, Demirel’in,  
Allah uzun ömür versin Sezer’in bir zamanlar oturduğu makamda;
İki defa hapse girmiş, defalarca Anayasa İhlal suçu işlemiş, Bakanları hırsızlık-yolsuzluk-rüşvet suçlamasıyla istifa etmek zorunda kalmış, Cumhuriyet Savcısı tarafından “Hırsızlar İmparatoru” olarak anılan, demokratik rejimin olmazsa olmaz şartı “Kuvvetler Ayrılığı İlkesini” ayak bağı olarak gören, diploması ve serveti şaibeli bir zat oturuyor…

Başbakanlık makamına bakalım;
Türkiye’ye eserler katmış, ekonomimizi büyütmüş, “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesini uygulayıp komşularımızla dostluklar kurmuş, itibarımızı arttırmış, her biri birer “Devlet Adamı” olan Başbakanlarımızdan sonra;
Kendi Bakanını kendi müsteşarını seçemeyen, ülke insanımıza özellikle kadın ve çocuklarımıza sahip çıkamayan, kendi düşüncesini yönetimine yansıtamayan, emir altında bir zat oturuyor…

Partilerini, babalarının tapulu malı zanneden, demokrasiyi partilerinin kapısından içeri sokmayan, defalarca seçim kaybetmelerine rağmen koltuklarına yapışmakta ısrar eden Genel Başkanlarımız var…

Cübbelerini, rütbelerini, onurlarını ve ülkelerini bir Cemaate, bir tarikata satan kamu görevlilerimiz var…

Kültürümüzün temel taşlarından folklorumuza bile “seks” olarak bakabilen eğitim görevlilerimiz var…

Tehdide, eşkıyalığa, devlet zulmüne, faşizme, hırsızlığa boyun eğen medyamız var…

Oturdukları koltukları iktidarın emrine vermekten utanmayan Sivil Toplum Örgütleri Başkanları var…

Sendikacılığın yüzkarası olan Sendika Başkanlarımız var…

Boşuna “Balık baştan kokar” lafını söylememişler!
Devlet yönetimindeki zayıflık ve çürüme kademe-kademe taa mahalle bekçisine kadar gider! Bu çürümenin sonu maalesef çöküştür!
Yaşadığımız korkunç olaylar çöküşün habercileridir. Tabii ki anlayana…

Beşiktaş Başkanı ile başladık, Erdoğan’ın deyişiyle “Neredeeeen nereye” geldik.

 

Sağlık ve başarı dileklerimle 15 Nisan 2016
Rifat Serdaroğlu


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.