Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

ÇOBAN ATEŞİ

Cumhuriyet tarihimiz ve Anayasa biliminde şimdiye kadar görmediğimiz bir yönetim yaşıyoruz. Emperyalist devletlerin sömürgecilik döneminde uyguladığı, dikta yönetimlerindeki yetkiler ile donatılmış bir “Başkanlık” sürecindeyiz. Bu öylesine kötü bir düzen ki; -Okuldan çok hapishane yapan ve bununla övünen bir iktidar var. -Hak ve Hukuk iktidar tarafından tutuklu hale getirildi. -Anadolu’nun binlerce yıllık tohumlarının ekilmesi kanun ile yasaklandı, İsrail ve yurtdışından genetiği bozulmuş tohumların ithaline izin verildi. Türk Tarımı bitirildi, yüzlerce tarım ürünü ithal edildi. -Devletin tüm denetim mekanizmaları devre dışı bırakıldı, hırsızlık, yolsuzluk ve kanunsuzluk olağan hale getirildi. -Türk Ordusunun Atatürkçü Komutanları “terörist” damgası ile içeri atıldı, Atatürk’e hakaret edenleri ziyaret etmek, Genelkurmayın olağan işi oldu. -Sağlık sistemi özelleştirildi, sağlık hizmeti “Kazanç kapısı” oldu. Üniversite ve Eğitim hastaneleri uzman yetiştiremez halde. -Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış tüm fabrikalar, limanlar ve önemli havalimanları yandaşlara ve yabancılara yok pahasına peşkeş çekildi. -Türk Gençleri üniversitelere sınavla girmeye çalışırken, Suriyelilere sınavsız giriş hakkı verildi. -Türk Gençleri Suriye’de can verirken, Suriyeli kaçaklar plajlarda gezdirildi. -Türk esnafı kırk çeşit vergi verirken, Suriyelilere vergisiz bir iş ortamı sunuldu. -Türk Milletinin fakir-fukarası aç gezerken, Suriyelilere 33 Milyar Dolar verildi. -İcralık ve mahkemelik olmayan kalmadı, kredi kartı borçları çığ gibi arttı. Şimdi milletin parasıyla kredi kart borcu olanlara ucuz kredi veriliyor. Tamam da borçlarını zamanında ödeyenler niçin bu yüke ortak ediliyor? -Ülkemiz “Seçim Güvenliği” olmayan ve YSK’nın iktidardan yana taraf olduğu, sonucu belli bir seçime son hızla sürüklenmekte. -Demokrasi, ülke insanı için bir hayal oldu, yönetenler gibi düşünmeyen herkes suçlu kabul edilerek, hak arayanlar-gazeteci-sanatçı-aydın-gençler, adli takibe tabi tutuldular çoğu tutuklandı. -Basın özgürlüğü son buldu. Tüm bu olumsuzluklar, iktidar partisinin planlayarak-bilerek yapılan uygulaması sonucu oldu. Muhalefet Partileri de bu çöküşü engellemeyerek, suça ortak oldular. Türk Siyaseti öyle bir hale geldi ki, iktidara gelmek istemeyen, bundan adeta ödü kopan muhalefet partileri ve hesap vermekten korktuğu için koltuğa sıkı-sıkı yapışan bir iktidar partisi var. Ne milleti düşünen var ne hizmeti! Milletin parasıyla yapılan her hizmet “soygun” aracı olarak kullanıldı… İktidar ne kadar gizlemeye çalışırsa çalışsın, yandaş basın ve televizyonlarla ne kadar saptırmaya gayret ederse etsin, ekonomik sıkıntı insanımızı ezmeye yokluğa ve açlığa her gün biraz daha fazla itmektedir. Yani mızrak artık AKP çuvalına bile sığmamaktadır. İktidar dünyadaki en yüksek faizle dolar arasa da borçları çevirmekte çok zorlanmaktadır. Dış politikada AKP’nin kişisel hırsları, İslam dünyası liderliğine oynamak gibi hayalleri, stratejik derinlik adlı saçmalıkları, Eşbaşkanlık rüyaları çevremizde tek dost bırakmamıştır. Bugün Mısır’da Suriye’de Libya’da, Irak’ta Türk Büyükelçisi yoktur. Böyle bir dış politika ilkel çadır devletlerinde bile olmaz… Tüm bu gerçekler, Türkiye’nin 1919 şartlarına getirildiğinin kanıtıdır. Türk Devleti ve Türk Milletinin 17 yıllık AKP macerasının sonucudur bu durum! Ülke insanı, AKP politikaları ve söylemleri ile bölünmüştür. Kendisi gibi düşünmeyeni, kendisini eleştireni düşman olarak kabul eden bu kafa, kendisinin “Dindar ve Kindar” bir nesil yetiştirmekle görevli olduğunu söylemektedir. Halbuki, kindar olan bir insanın Müslüman olamayacağı, Kur’an hükmüdür… Önce FETÖ’yu daha sonra IŞİD’ı başımıza bela eden de AKP iktidarıdır. PKK ile çözüm süreci denen ihanet sürecini başlatan AKP’dir. PKK’nın şehir yapılanmasına göz yumulması için Valilere emir veren AKP’dir. Şehirlerimize hendek ve tünellerin kazılmasına izin veren de AKP’dir. Türk Ordusunun komuta heyetine kumpas kurulup, kozmik odasının FETÖ’nün eline geçmesine engel olmayan AKP’dir… AKP, siyasi ve ekonomik ömrünü tamamlamış, varlığı bünyeyi zehirleyen bir ur’a dönüşmüştür. Derhal, demokratik bir şekilde yönetimden uzaklaştırılmalıdır. İşte “Çoban Ateşi” adını verdiğimiz, demokratik halk hareketi bu görev için başlatılmıştır. Çoban Ateşlerini tüm Atatürkçüler, tüm demokratlar, tüm vatanseverler, tüm milliyetçiler, tüm mütedeyyin insanlar, çağdaş gençliğimiz ve kadınlarımızın büyük desteğiyle yurt satına yayıyoruz. Türk Vatanı ortak paydasında, Anayasamızın ilk 6 maddesini yüreğine, kafasına yerleştiren her vatandaşımızı “Çoban Ateşine” katılımlarıyla destek vermeye davet ediyoruz. Bu hareketin sahibi sadece Türk Milletidir. Çoban Ateşlerinin, siyasi bir yapıya dönüştürülüp, dönüştürülmeyeceğine yine Türk Milleti karar verecektir. Bizlerin, Çoban Ateşlerini yakan yüz binlerce gönüllünün, Türk Devletinin tekrar itibarını kazanması, Türk Milletinin huzur ve refah içinde çağdaş medeniyetler seviyesine eriştirilmesi ve zenginleştirilmesinden başka bir beklentimiz yoktur. Ekonomik-Sosyal-Sağlık-Eğitim- Teknoloji- Çevre-İş ve Çalışma Yaşamı-Tarım-Emekliler-Kadın ve Gençlik politikalarımızı kitapçıklar halinde açıklayacağız… Büyük Atatürk; “Türklük, benim en derin güven duyduğum, en derin övünç dayanağımdır. Doğuşumdaki tek olağanüstülük, TÜRK olarak dünyaya gelmemdir. Biz doğrudan doğruya milliyetçiyiz ve Türk Milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur” diyerek bizim yol haritamızı çizmiştir. Büyük Türk Milleti; Çoban Ateşi hareketine destek vermek, katılmak, bulunduğunuz her evde-sokakta-köyde-mahallede-şehirde kendi çapımızda birer çoban ateşi yakarak duyurmak vatan görevidir. Türk Milletinin yaktığı bu ateş büyüyecek ve devlet-millet düşmanlarını kahredecek, Türk Milletinin uygarlık yolunu aydınlatacaktır. En derin saygı ve sevgilerimle 10 Ocak 2019 Rifat Serdaroğlu Antalya Çoban Ateşi Toplantısı; Konuşmacılar; Rifat Serdaroğlu-Mehmet Gazioğlu (İçişleri Eski Bakanı)-Bahattin Yücel (Turizm Eski Bakanı)- Mehmet Dülger (Antalya Eski Mv)- Ufuk Söylemez (Devlet Eski Bakanı)-Murat Uysal (Avukat) -Zahide Uçar (Yazar)-Durhasan Koca (Türkmen-Yörük Federasyon Genel Başkanı) ve yeni katılımcılar arasındaki konuşmacılar… Yer; Nazım Hikmet Kongre Salonu Konyaaltı Belediyesi-Antalya Tarih; 12 Ocak 2019 Cumartesi Saat 13.00
Ekleme Tarihi: 27 Aralık 2018 - Perşembe
Rıfat SERDAROĞLU

ÇOBAN ATEŞİ

Cumhuriyet tarihimiz ve Anayasa biliminde şimdiye kadar görmediğimiz bir yönetim yaşıyoruz. Emperyalist devletlerin sömürgecilik döneminde uyguladığı, dikta yönetimlerindeki yetkiler ile donatılmış bir “Başkanlık” sürecindeyiz.

Bu öylesine kötü bir düzen ki; -Okuldan çok hapishane yapan ve bununla övünen bir iktidar var. -Hak ve Hukuk iktidar tarafından tutuklu hale getirildi. -Anadolu’nun binlerce yıllık tohumlarının ekilmesi kanun ile yasaklandı, İsrail ve yurtdışından genetiği bozulmuş tohumların ithaline izin verildi. Türk Tarımı bitirildi, yüzlerce tarım ürünü ithal edildi. -Devletin tüm denetim mekanizmaları devre dışı bırakıldı, hırsızlık, yolsuzluk ve kanunsuzluk olağan hale getirildi. -Türk Ordusunun Atatürkçü Komutanları “terörist” damgası ile içeri atıldı, Atatürk’e hakaret edenleri ziyaret etmek, Genelkurmayın olağan işi oldu. -Sağlık sistemi özelleştirildi, sağlık hizmeti “Kazanç kapısı” oldu. Üniversite ve Eğitim hastaneleri uzman yetiştiremez halde. -Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış tüm fabrikalar, limanlar ve önemli havalimanları yandaşlara ve yabancılara yok pahasına peşkeş çekildi. -Türk Gençleri üniversitelere sınavla girmeye çalışırken, Suriyelilere sınavsız giriş hakkı verildi. -Türk Gençleri Suriye’de can verirken, Suriyeli kaçaklar plajlarda gezdirildi. -Türk esnafı kırk çeşit vergi verirken, Suriyelilere vergisiz bir iş ortamı sunuldu. -Türk Milletinin fakir-fukarası aç gezerken, Suriyelilere 33 Milyar Dolar verildi. -İcralık ve mahkemelik olmayan kalmadı, kredi kartı borçları çığ gibi arttı. Şimdi milletin parasıyla kredi kart borcu olanlara ucuz kredi veriliyor. Tamam da borçlarını zamanında ödeyenler niçin bu yüke ortak ediliyor? -Ülkemiz “Seçim Güvenliği” olmayan ve YSK’nın iktidardan yana taraf olduğu, sonucu belli bir seçime son hızla sürüklenmekte. -Demokrasi, ülke insanı için bir hayal oldu, yönetenler gibi düşünmeyen herkes suçlu kabul edilerek, hak arayanlar-gazeteci-sanatçı-aydın-gençler, adli takibe tabi tutuldular çoğu tutuklandı. -Basın özgürlüğü son buldu.

Tüm bu olumsuzluklar, iktidar partisinin planlayarak-bilerek yapılan uygulaması sonucu oldu. Muhalefet Partileri de bu çöküşü engellemeyerek, suça ortak oldular.

Türk Siyaseti öyle bir hale geldi ki, iktidara gelmek istemeyen, bundan adeta ödü kopan muhalefet partileri ve hesap vermekten korktuğu için koltuğa sıkı-sıkı yapışan bir iktidar partisi var. Ne milleti düşünen var ne hizmeti! Milletin parasıyla yapılan her hizmet “soygun” aracı olarak kullanıldı…

İktidar ne kadar gizlemeye çalışırsa çalışsın, yandaş basın ve televizyonlarla ne kadar saptırmaya gayret ederse etsin, ekonomik sıkıntı insanımızı ezmeye yokluğa ve açlığa her gün biraz daha fazla itmektedir. Yani mızrak artık AKP çuvalına bile sığmamaktadır. İktidar dünyadaki en yüksek faizle dolar arasa da borçları çevirmekte çok zorlanmaktadır.

Dış politikada AKP’nin kişisel hırsları, İslam dünyası liderliğine oynamak gibi hayalleri, stratejik derinlik adlı saçmalıkları, Eşbaşkanlık rüyaları çevremizde tek dost bırakmamıştır. Bugün Mısır’da Suriye’de Libya’da, Irak’ta Türk Büyükelçisi yoktur. Böyle bir dış politika ilkel çadır devletlerinde bile olmaz…

Tüm bu gerçekler, Türkiye’nin 1919 şartlarına getirildiğinin kanıtıdır. Türk Devleti ve Türk Milletinin 17 yıllık AKP macerasının sonucudur bu durum! Ülke insanı, AKP politikaları ve söylemleri ile bölünmüştür. Kendisi gibi düşünmeyeni, kendisini eleştireni düşman olarak kabul eden bu kafa, kendisinin “Dindar ve Kindar” bir nesil yetiştirmekle görevli olduğunu söylemektedir. Halbuki, kindar olan bir insanın Müslüman olamayacağı, Kur’an hükmüdür…

Önce FETÖ’yu daha sonra IŞİD’ı başımıza bela eden de AKP iktidarıdır. PKK ile çözüm süreci denen ihanet sürecini başlatan AKP’dir. PKK’nın şehir yapılanmasına göz yumulması için Valilere emir veren AKP’dir. Şehirlerimize hendek ve tünellerin kazılmasına izin veren de AKP’dir. Türk Ordusunun komuta heyetine kumpas kurulup, kozmik odasının FETÖ’nün eline geçmesine engel olmayan AKP’dir…

AKP, siyasi ve ekonomik ömrünü tamamlamış, varlığı bünyeyi zehirleyen bir ur’a dönüşmüştür. Derhal, demokratik bir şekilde yönetimden uzaklaştırılmalıdır.

İşte “Çoban Ateşi” adını verdiğimiz, demokratik halk hareketi bu görev için başlatılmıştır. Çoban Ateşlerini tüm Atatürkçüler, tüm demokratlar, tüm vatanseverler, tüm

milliyetçiler, tüm mütedeyyin insanlar, çağdaş gençliğimiz ve kadınlarımızın büyük desteğiyle yurt satına yayıyoruz. Türk Vatanı ortak paydasında, Anayasamızın ilk 6 maddesini yüreğine, kafasına yerleştiren her vatandaşımızı “Çoban Ateşine” katılımlarıyla destek vermeye davet ediyoruz.

Bu hareketin sahibi sadece Türk Milletidir. Çoban Ateşlerinin, siyasi bir yapıya dönüştürülüp, dönüştürülmeyeceğine yine Türk Milleti karar verecektir.

Bizlerin, Çoban Ateşlerini yakan yüz binlerce gönüllünün, Türk Devletinin tekrar itibarını kazanması, Türk Milletinin huzur ve refah içinde çağdaş medeniyetler seviyesine eriştirilmesi ve zenginleştirilmesinden başka bir beklentimiz yoktur. Ekonomik-Sosyal-Sağlık-Eğitim- Teknoloji- Çevre-İş ve Çalışma Yaşamı-Tarım-Emekliler-Kadın ve Gençlik politikalarımızı kitapçıklar halinde açıklayacağız…

Büyük Atatürk; “Türklük, benim en derin güven duyduğum, en derin övünç dayanağımdır. Doğuşumdaki tek olağanüstülük, TÜRK olarak dünyaya gelmemdir. Biz doğrudan doğruya milliyetçiyiz ve Türk Milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur” diyerek bizim yol haritamızı çizmiştir.

Büyük Türk Milleti; Çoban Ateşi hareketine destek vermek, katılmak, bulunduğunuz her evde-sokakta-köyde-mahallede-şehirde kendi çapımızda birer çoban ateşi yakarak duyurmak vatan görevidir. Türk Milletinin yaktığı bu ateş büyüyecek ve devlet-millet düşmanlarını kahredecek, Türk Milletinin uygarlık yolunu aydınlatacaktır.

En derin saygı ve sevgilerimle 10 Ocak 2019 Rifat Serdaroğlu

Antalya Çoban Ateşi Toplantısı;

Konuşmacılar; Rifat Serdaroğlu-Mehmet Gazioğlu (İçişleri Eski Bakanı)-Bahattin Yücel (Turizm Eski Bakanı)- Mehmet Dülger (Antalya Eski Mv)- Ufuk Söylemez (Devlet Eski Bakanı)-Murat Uysal (Avukat) -Zahide Uçar (Yazar)-Durhasan Koca (Türkmen-Yörük Federasyon Genel Başkanı) ve yeni katılımcılar arasındaki konuşmacılar…

Yer; Nazım Hikmet Kongre Salonu Konyaaltı Belediyesi-Antalya Tarih; 12 Ocak 2019 Cumartesi Saat 13.00

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.