Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

BU İHANET DEĞİL Mİ?

Dönemin Başbakanı, PKK Narko-Terör örgütü lideri ile 6 yıl süren görüşmeler yaptırdı. Bu görüşmeler TBMM’den ve Türk Milletinden gizlendi. Dönemin Başbakan’ı önce; “Biz PKK ile görüşmüyoruz. İspat etmeyen şerefsizdir” dedi! Sonra, “Biz değil, devlet görüşüyor” dedi! En sonunda, “Ben emir verdim, benim gönderdiklerim görüşüyor” dedi! İmralı’da başlayan görüşmeler, Oslo-Kandil-Habur ve Londra’da devam etti. Dönemin Başbakanı, Diyarbakır Meydanında 100 bin kişi önünde Öcalan’ın mektubunu okuttu. Çözüm süreci şerefine Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses Türkçe ve Kürtçe türküler söylediler, meydan Öcalan posterleri ve PKK bayraklarıyla doluydu. Dolmabahçe zaptı ile görüşme paketinin fiyonku atıldı, tokalaşırken resimler çekildi ve Türk Tarihine bir utanç sayfası daha eklendi! Bu görüşmeler, kamuoyuna “terörü bitirmek- örgütün silah bırakmasını sağlamak- anaların ağlamamasını” gerçekleştirmek için yapıldı diye yansıtıldı! Acaba gerçek öyle miydi? Böyle olmadığını HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın mahkemede yaptığı savunmadan öğreniyoruz. Demirtaş iddialarını sıralarken “sözlerimin doğru olduğunu şahitler ve delillerle kanıtlarım” dedi. İddialar şunlar; -Her seçim öncesi, PKK’nın ateşkes sağlaması için Öcalan’ın devreye sokulması! -Yargıyı FETÖ emrine veren 2010 referandumu sırasında AKP’li bir Bakan’ın (Beşir Atalay olduğu söyleniyor) Öcalan’dan mektup getirip HDP’nin “evet” oyu kullanmasını istemek! -7 Haziran Genel seçimlerine HDP olarak değil de bağımsız olarak girmeleri için, Öcalan’dan mektup getirip baskı kurmak… Demirtaş’ın mahkemedeki ifadesinin üzerinden beş gün geçti. Eyy (!) diye başlayıp herkese ve ülkelere ayar veren AKP önderliğinden tek ses çıkmadı, herhangi bir yalanlama da gelmedi! Demirtaş’ın iddialarının doğruluğunu tespit etmek görevi Cumhuriyet Savcılarımızındır. Ülke güvenliğini birinci dereceden ilgilendiren bu konuda Sayın C. Savcılarımızın tutumunu dikkatle izleyeceğiz. Eğer iddialar doğru ise, AKP Hükümetleri çok ağır suç işlemiş olacak! -54 bin insanımızın hayatını çalan bir Narko-Terör örgütü ile “Siyasi çıkar” sağlamak amacıyla pazarlık yapmak! -Terör örgütü lideri ile iş birliği yapmak! -Terör örgütüne, siyasi çıkar karşılığı yardım ve yataklık etmek… Türk Milliyetçiliğinin savunucusu olduğunu söylemeye devam eden Bahçeli’nin diyeceği bir sözü yok mu? Ses versene “Cumhur İttifakçısı…” Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Şubat 2018 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 20 Şubat 2018 - Salı
Rıfat SERDAROĞLU

BU İHANET DEĞİL Mİ?

Dönemin Başbakanı, PKK Narko-Terör örgütü lideri ile 6 yıl süren görüşmeler yaptırdı. Bu görüşmeler TBMM’den ve Türk Milletinden gizlendi. Dönemin Başbakan’ı önce; “Biz PKK ile görüşmüyoruz. İspat etmeyen şerefsizdir” dedi! Sonra, “Biz değil, devlet görüşüyor” dedi! En sonunda, “Ben emir verdim, benim gönderdiklerim görüşüyor” dedi!

İmralı’da başlayan görüşmeler, Oslo-Kandil-Habur ve Londra’da devam etti. Dönemin Başbakanı, Diyarbakır Meydanında 100 bin kişi önünde Öcalan’ın mektubunu okuttu. Çözüm süreci şerefine Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses Türkçe ve Kürtçe türküler söylediler, meydan Öcalan posterleri ve PKK bayraklarıyla doluydu. Dolmabahçe zaptı ile görüşme paketinin fiyonku atıldı, tokalaşırken resimler çekildi ve Türk Tarihine bir utanç sayfası daha eklendi!

Bu görüşmeler, kamuoyuna “terörü bitirmek- örgütün silah bırakmasını sağlamak- anaların ağlamamasını” gerçekleştirmek için yapıldı diye yansıtıldı! Acaba gerçek öyle miydi?

Böyle olmadığını HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın mahkemede yaptığı savunmadan öğreniyoruz. Demirtaş iddialarını sıralarken “sözlerimin doğru olduğunu şahitler ve delillerle kanıtlarım” dedi. İddialar şunlar; -Her seçim öncesi, PKK’nın ateşkes sağlaması için Öcalan’ın devreye sokulması! -Yargıyı FETÖ emrine veren 2010 referandumu sırasında AKP’li bir Bakan’ın (Beşir Atalay olduğu söyleniyor) Öcalan’dan mektup getirip HDP’nin “evet” oyu kullanmasını istemek! -7 Haziran Genel seçimlerine HDP olarak değil de bağımsız olarak girmeleri için, Öcalan’dan mektup getirip baskı kurmak…

Demirtaş’ın mahkemedeki ifadesinin üzerinden beş gün geçti. Eyy (!) diye başlayıp herkese ve ülkelere ayar veren AKP önderliğinden tek ses çıkmadı, herhangi bir yalanlama da gelmedi!

Demirtaş’ın iddialarının doğruluğunu tespit etmek görevi Cumhuriyet Savcılarımızındır.

Ülke güvenliğini birinci dereceden ilgilendiren bu konuda Sayın C. Savcılarımızın tutumunu dikkatle izleyeceğiz.

Eğer iddialar doğru ise, AKP Hükümetleri çok ağır suç işlemiş olacak! -54 bin insanımızın hayatını çalan bir Narko-Terör örgütü ile “Siyasi çıkar” sağlamak amacıyla pazarlık yapmak! -Terör örgütü lideri ile iş birliği yapmak! -Terör örgütüne, siyasi çıkar karşılığı yardım ve yataklık etmek…

Türk Milliyetçiliğinin savunucusu olduğunu söylemeye devam eden Bahçeli’nin diyeceği bir sözü yok mu? Ses versene “Cumhur İttifakçısı…”

Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Şubat 2018 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.