Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

BU HESABI YAPMAK ZORUNDAYIZ

Hangi düşüncede olursanız, içinde bulunduğumuz feci durumdan hangi şekilde çıkmayı düşünürseniz düşünün aşağıdaki sistematikle hareket etmek durumundasınız. Hepimiz bu hesabı yapmak zorundayız, çünkü acıyı-ıstırabı beraberce çekiyoruz, kayıplarımıza beraberce ağlıyoruz. Son olarak İzmir’de olduğu gibi! Öncelikle herkes şunu genel kural olarak kabul edecek; Siyasi Parti din değildir. O Siyasi Parti yolunu sapıttı ise, yöneticileri kibrin esiri olmuşlarsa, ülke insanının ve geleceğimiz olan çocuklarımızın haklarını çalıyorsa, o parti terk edilir… Terör her çeşidiyle bizim canımızı yakıyor mu? Hepimiz bu işkencenin bitmesini istiyor muyuz? O zaman düşünce sistemimiz şu olmalı; 1) Bu duruma nasıl ve hangi yanlış politikalar sayesinde geldik? 2) Kimler ülkemizin bu duruma gelmesine sebep oldu? 3) Bu yanlış politikaları nasıl ve kimlerle düzelteceğiz? Kimse “Şimdi sırası mı? Önce terör bitsin, sonra konuşuruz!” demeye kalkmasın. Sırası geldi de geçti bile! 1)15 yıldır ülkemizi tek başına yöneten parti AKP’dir. İç politika ve iç güvenlikte, dış politika ve dış güvenlikte, adalet dağıtımı ve hukuk devletinde, ulusal ve uluslararası finans piyasalarında, politika belirleyen- uygulayan- sonuçlarını alan tek başına Erdoğan ve AKP yönetimleridir. 3 tane terör örgütünün saldırısı altında değil miyiz? -AKP’nin uyguladığı Çözüm Süreci gibi açılımlar PKK terörünü azdırmadı mı? Bugün askerimizi polisimizi öldüren bombalar AKP zamanında ve MİT’in bilgisi dahilinde ülkemize doldurulmadı mı? 80 Bin uzun namlulu ağır silah yine bu zamanda ülkeye sokulmadı mı? Kilometrelerce barikat ve tünel AKP zamanında kazılıp, bombalarla döşenmedi mi? -IŞİD, AKP zamanında destek görmedi mi? Bunlar için terörist değil “hırçın çocuklar” denmedi mi? İstanbul-Ankara-Gaziantep-Adıyaman gibi illerde belediyeler, Suriye’ye gitmek için araç bekleyen IŞİD militanlarına üç öğün yemek çıkarmadılar mı? Bu militanlar otobüslerle Suriye’ye gönderilmedi mi? Hastanelerimizde yaralı IŞİD militanları bedava tedavi edilmedi mi? Sonra bu kafa kesiciler, askerimizi-polisimizi öldürmediler mi? Tüm bunlar Erdoğan ve AKP Hükümetlerinin haberi-bilgisi-izni olmadan yapılabilir mi? -FETÖ belasını semirten, onu darbe yapacak güce kavuşturan, devletin en hassas birimlerine sokan Erdoğan ve AKP Hükümetleridir. Nitekim Erdoğan bu suçu işlediğini medya önünde itiraf etmiştir. 2)Özellikle Irak ve Suriye politikalarının baştan aşağıya yanlış olduğunu AKP’li Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş açıkça söyledi ve ne Başbakan ne de Cumhurbaşkanı tarafından yalanlanmadı! Başka bir kanıt gerekir mi? 3) Tüm bu belaları başımıza açanlar belli olduğuna ve bizzat Cumhurbaşkanı ve Başbakan Yardımcısı tarafından itiraf edildiğine göre çözümü aynı kişilerden beklemek akılcılık mıdır? Eğer demokratik bir rejimle yönetiliyorsanız, devlet yönetiminde kural şudur; Yapamayanlar gider, ihanet edenler yargıda hesap verir, ülkemizin başındaki belaları def edecek olanları göreve getirecek seçim yolu açılır! Fakat kendi hatalarını ve ihanetlerini görmezden gelip, yönetimde kalmakta ısrar edenler, bir de kendilerine “Padişah” yetkisi verilmesi için çirkin ayak oyunlarına sapanlar varsa ve Türk Milletinin hizmetinde olması gereken medya kuruluşları-aydınlar-milliyetçi geçinenler korkularından dikta heveslilerine hizmet ediyorlarsa, o milletin işi çok zordur, çok zor…   Rifat Serdaroğlu  
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2017 - Cuma
Rıfat SERDAROĞLU

BU HESABI YAPMAK ZORUNDAYIZ

Hangi düşüncede olursanız, içinde bulunduğumuz feci durumdan hangi şekilde çıkmayı düşünürseniz düşünün aşağıdaki sistematikle hareket etmek durumundasınız.
Hepimiz bu hesabı yapmak zorundayız, çünkü acıyı-ıstırabı beraberce çekiyoruz, kayıplarımıza beraberce ağlıyoruz. Son olarak İzmir’de olduğu gibi!

Öncelikle herkes şunu genel kural olarak kabul edecek;
Siyasi Parti din değildir. O Siyasi Parti yolunu sapıttı ise, yöneticileri kibrin esiri olmuşlarsa, ülke insanının ve geleceğimiz olan çocuklarımızın haklarını çalıyorsa, o parti terk edilir…

Terör her çeşidiyle bizim canımızı yakıyor mu?
Hepimiz bu işkencenin bitmesini istiyor muyuz?
O zaman düşünce sistemimiz şu olmalı;
1) Bu duruma nasıl ve hangi yanlış politikalar sayesinde geldik?
2) Kimler ülkemizin bu duruma gelmesine sebep oldu?
3) Bu yanlış politikaları nasıl ve kimlerle düzelteceğiz?

Kimse “Şimdi sırası mı? Önce terör bitsin, sonra konuşuruz!” demeye kalkmasın. Sırası geldi de geçti bile!

1)15 yıldır ülkemizi tek başına yöneten parti AKP’dir. İç politika ve iç güvenlikte, dış politika ve dış güvenlikte, adalet dağıtımı ve hukuk devletinde, ulusal ve uluslararası finans piyasalarında, politika belirleyen- uygulayan- sonuçlarını alan tek başına Erdoğan ve AKP yönetimleridir. 3 tane terör örgütünün saldırısı altında değil miyiz?
-AKP’nin uyguladığı Çözüm Süreci gibi açılımlar PKK terörünü azdırmadı mı? Bugün askerimizi polisimizi öldüren bombalar
AKP zamanında ve MİT’in bilgisi dahilinde ülkemize doldurulmadı mı?
80 Bin uzun namlulu ağır silah yine bu zamanda ülkeye sokulmadı mı?
Kilometrelerce barikat ve tünel AKP zamanında kazılıp, bombalarla döşenmedi mi?
-IŞİD, AKP zamanında destek görmedi mi? Bunlar için terörist değil “hırçın çocuklar” denmedi mi?
İstanbul-Ankara-Gaziantep-Adıyaman gibi illerde belediyeler, Suriye’ye gitmek için araç bekleyen IŞİD militanlarına üç öğün yemek çıkarmadılar mı? Bu militanlar otobüslerle Suriye’ye gönderilmedi mi? Hastanelerimizde yaralı IŞİD militanları bedava tedavi edilmedi mi? Sonra bu kafa kesiciler, askerimizi-polisimizi öldürmediler mi?
Tüm bunlar Erdoğan ve AKP Hükümetlerinin haberi-bilgisi-izni
olmadan yapılabilir mi?
-FETÖ belasını semirten, onu darbe yapacak güce kavuşturan, devletin en hassas birimlerine sokan Erdoğan ve AKP Hükümetleridir. Nitekim Erdoğan bu suçu işlediğini medya önünde itiraf etmiştir.

2)Özellikle Irak ve Suriye politikalarının baştan aşağıya yanlış olduğunu AKP’li Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş açıkça söyledi ve ne Başbakan ne de Cumhurbaşkanı tarafından yalanlanmadı! Başka bir kanıt gerekir mi?

3) Tüm bu belaları başımıza açanlar belli olduğuna ve bizzat Cumhurbaşkanı ve Başbakan Yardımcısı tarafından itiraf edildiğine göre çözümü aynı kişilerden beklemek akılcılık mıdır?

Eğer demokratik bir rejimle yönetiliyorsanız, devlet yönetiminde kural şudur;
Yapamayanlar gider, ihanet edenler yargıda hesap verir, ülkemizin başındaki belaları def edecek olanları göreve getirecek seçim yolu açılır!

Fakat kendi hatalarını ve ihanetlerini görmezden gelip, yönetimde kalmakta ısrar edenler, bir de kendilerine “Padişah” yetkisi verilmesi için çirkin ayak oyunlarına sapanlar varsa ve Türk Milletinin hizmetinde olması gereken medya kuruluşları-aydınlar-milliyetçi geçinenler korkularından dikta heveslilerine hizmet ediyorlarsa,
o milletin işi çok zordur, çok zor…
 


Rifat Serdaroğlu

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.