Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

BÖYLE DARBE OLMAZ!

Siz hiç darbeye doğrudan muhatap oldunuz mu? Ben oldum. Hem de tam tamına iki kere! 27 Mayıs 1960 darbesinde, sabahın köründe evimizi subaylar bastı. Demokrat Parti Milletvekili olan rahmetli babamı alıp götürdüler. Babamızın arkasından bakakalmıştık. Alpaslan Türkeş’in sesi ile darbe yapıldığı açıklanmıştı. 12 Eylül 1980 darbesinde Bergama Belediye Başkanı idim. Bu kez alıp götürülme sırası bana gelmişti! Ailem arkamdan bakakalmıştı!  Kenan Evren darbe yaptığını kendisi açıklamıştı. Dün bir darbe girişimi daha yaşadık! Tutuklanan 1 tane siyasetçi yoktu. Ordunun yönetime el koyduğunu TRT’den bir kadın spiker açıkladı! Darbeye kalkışanlar ortalıkta yoktu! Emir alan zavallı askerler sadece Boğaz köprülerini tutmuşlardı, o da bir yönünü! Erdoğan, cep telefonundan Türk Milletini meydanlara çağırdı.  “Gelin, evinizden çıkın meydanlara gelin. Demokrasimizi koruyun” diye çağrı yaptı! Eşzamanlı olarak, ülkedeki camilerin çoğundan meydanlara çıkın çağrısı yapıldı! Çoğu sakallı-fesli-şalvarlı tipler, dillerinde “Allahuekber” ve “İdam isteriz” diye, emir almış zavallı askerlerin üzerine saldırdılar ve acımadan birinin kafasını kestiler… Ne darbeydi ama! Sanki bir tiyatro oynanıyordu! Hatırlar mısınız? Dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Genelkurmay 2. Başkanı ve MİT Müsteşarı, Dışişleri binasında yaptıkları toplantıda Hakan Fidan şöyle diyordu; “Bu işi bana bırakın, adamlarıma söyleyeyim, üç-beş füze salladık mı, hooop Suriye’deyiz” demişti. Bu kafadaki adamlardan çakma darbe beklenemez mi?  Devleti yönetenler, Anayasa’dan-Yasalardan saparlarsa TC Devleti bir hukuk devleti olmaktan çıkar ve bir çadır devletine dönüşür.  Şimdi olduğu gibi… Gerçekler; -Eğer Erdoğan ve AKP demokratsa, ben de astronotum. Anayasayı tanımayan, hukuk devletini yok eden, yargı ile sürekli oynayarak Bağımsız Yargıyı yok eden adam, demokrat olamaz. Bu yüzden, “Biz Erdoğan’ı değil, demokrasiyi savunuyoruz” masalını kimse kullanmasın. 17/25 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olaylarını da kimse Cemaatin üzerine atmasın. Evdeki paraları oraya saklayan Cemaat mi idi? -Eğer Erdoğan’ın dediği gibi bu darbe girişimi “Paralel” denilen Cemaatin işi ise, en az onlar kadar Cemaati devletin kozmik odasına ve en hassas birimlerine sokan Erdoğan da sorumludur. -Eğer darbeci subaylar, söylendiği gibi Cemaatçi iseler, şimdiki ve bir önceki Genelkurmay Başkanları, bu örgütlenmeye göz yumdukları için kesin olarak suçludurlar. -Altını tutamayan, kendi emrindeki askerler tarafından esir alınan bir adamdan değil Genelkurmay Başkanı, kır bekçisi bile olmaz. -Türk Milleti evlâtlarını, “Vatani Görevlerini” yapsınlar diye askere gönderiyor, kafaları yobazlar tarafından kesilsin diye değil.  Bu çirkin olay sebebiyle ölen, yaralanan tüm vatandaşlarımızdan ve devlet görevlilerinden Cumhurbaşkanı-Başbakan-Genelkurmay Başkanı-İçişleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdürü müteselsil olarak sorumludurlar.  -TC Devletini ve Türk Milletini yönetenler, hem siyasiler hem de resmi-sivil bürokratlar sizlere soruyorum; Sizin istihbaratınız yok mu? Eğer böyle bir olayı dahi önceden haber alamıyor ve olayı başlamadan bastıramıyorsanız, sizin o koltuklarda ne işiniz var? Değerli Okurlar; Türkiye şu an demokratik bir ülke değil! Sağlıklı ve doğru haber alabilmek de mümkün değil. Deneyimlerimize ve yaşadıklarımıza dayanarak bunları yazıyoruz.  Olay daha netleştikçe, yazmaya devam ederiz. Ama daha önce yazdığım ve hala inandığım bir gerçeği sizlerle paylaşmak isterim; -Bundan böyle kimse Türkiye’de hür-eşit-dürüst-şeffaf bir seçim beklemesin. -TC Devleti dış destekli iç hainler tarafından adım-adım “Federe İslam Devletine” götürülüyor… Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Temmuz 2016 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 16 Temmuz 2016 - Cumartesi
Rıfat SERDAROĞLU

BÖYLE DARBE OLMAZ!

Siz hiç darbeye doğrudan muhatap oldunuz mu?

Ben oldum. Hem de tam tamına iki kere!

27 Mayıs 1960 darbesinde, sabahın köründe evimizi subaylar bastı. Demokrat Parti Milletvekili olan rahmetli babamı alıp götürdüler. Babamızın arkasından bakakalmıştık. Alpaslan Türkeş’in sesi ile darbe yapıldığı açıklanmıştı.

12 Eylül 1980 darbesinde Bergama Belediye Başkanı idim. Bu kez alıp götürülme sırası bana gelmişti! Ailem arkamdan bakakalmıştı! 

Kenan Evren darbe yaptığını kendisi açıklamıştı.

Dün bir darbe girişimi daha yaşadık!

Tutuklanan 1 tane siyasetçi yoktu. Ordunun yönetime el koyduğunu TRT’den bir kadın spiker açıkladı! Darbeye kalkışanlar ortalıkta yoktu! Emir alan zavallı askerler sadece Boğaz köprülerini tutmuşlardı, o da bir yönünü!

Erdoğan, cep telefonundan Türk Milletini meydanlara çağırdı. 

“Gelin, evinizden çıkın meydanlara gelin. Demokrasimizi koruyun” diye çağrı yaptı! Eşzamanlı olarak, ülkedeki camilerin çoğundan meydanlara çıkın çağrısı yapıldı! Çoğu sakallı-fesli-şalvarlı tipler, dillerinde “Allahuekber” ve “İdam isteriz” diye, emir almış zavallı askerlerin üzerine saldırdılar ve acımadan birinin kafasını kestiler…

Ne darbeydi ama! Sanki bir tiyatro oynanıyordu!

Hatırlar mısınız? Dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Genelkurmay 2. Başkanı ve MİT Müsteşarı, Dışişleri binasında yaptıkları toplantıda Hakan Fidan şöyle diyordu;

“Bu işi bana bırakın, adamlarıma söyleyeyim, üç-beş füze salladık mı, hooop Suriye’deyiz” demişti. Bu kafadaki adamlardan çakma darbe beklenemez mi? 

Devleti yönetenler, Anayasa’dan-Yasalardan saparlarsa TC Devleti bir hukuk devleti olmaktan çıkar ve bir çadır devletine dönüşür. 

Şimdi olduğu gibi…

Gerçekler;

-Eğer Erdoğan ve AKP demokratsa, ben de astronotum. Anayasayı tanımayan, hukuk devletini yok eden, yargı ile sürekli oynayarak Bağımsız Yargıyı yok eden adam, demokrat olamaz.

Bu yüzden, “Biz Erdoğan’ı değil, demokrasiyi savunuyoruz” masalını kimse kullanmasın. 17/25 Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet olaylarını da kimse Cemaatin üzerine atmasın. Evdeki paraları oraya saklayan Cemaat mi idi?

-Eğer Erdoğan’ın dediği gibi bu darbe girişimi “Paralel” denilen Cemaatin işi ise, en az onlar kadar Cemaati devletin kozmik odasına ve en hassas birimlerine sokan Erdoğan da sorumludur.

-Eğer darbeci subaylar, söylendiği gibi Cemaatçi iseler, şimdiki ve bir önceki Genelkurmay Başkanları, bu örgütlenmeye göz yumdukları için kesin olarak suçludurlar.

-Altını tutamayan, kendi emrindeki askerler tarafından esir alınan bir adamdan değil Genelkurmay Başkanı, kır bekçisi bile olmaz.

-Türk Milleti evlâtlarını, “Vatani Görevlerini” yapsınlar diye askere gönderiyor, kafaları yobazlar tarafından kesilsin diye değil. 

Bu çirkin olay sebebiyle ölen, yaralanan tüm vatandaşlarımızdan ve devlet görevlilerinden Cumhurbaşkanı-Başbakan-Genelkurmay Başkanı-İçişleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdürü müteselsil olarak sorumludurlar. 

-TC Devletini ve Türk Milletini yönetenler, hem siyasiler hem de resmi-sivil bürokratlar sizlere soruyorum; Sizin istihbaratınız yok mu? Eğer böyle bir olayı dahi önceden haber alamıyor ve olayı başlamadan bastıramıyorsanız, sizin o koltuklarda ne işiniz var?

Değerli Okurlar;

Türkiye şu an demokratik bir ülke değil! Sağlıklı ve doğru haber alabilmek de mümkün değil.

Deneyimlerimize ve yaşadıklarımıza dayanarak bunları yazıyoruz. 

Olay daha netleştikçe, yazmaya devam ederiz. Ama daha önce yazdığım ve hala inandığım bir gerçeği sizlerle paylaşmak isterim;

-Bundan böyle kimse Türkiye’de hür-eşit-dürüst-şeffaf bir seçim beklemesin.

-TC Devleti dış destekli iç hainler tarafından adım-adım “Federe İslam Devletine” götürülüyor…

Sağlık ve başarı dileklerimle 16 Temmuz 2016

Rifat Serdaroğlu


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.