Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

BİZ SANA BAĞIRIYOR MUYUZ?

Bağımsız ve tarafsız AKP Genel Başkanı ve partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisi gibi düşünmeyen herkese hakaret ederek, bağırıyor. Hakarete uğramadığımız gün yok. Artık tüm TV’ler, Sözcü-Cumhuriyet-Yeniçağ hariç (şimdilik) tüm gazeteler onun emrinde ya! Bir bağırıyor, anında canlı yayın, anında manşet değiştirmek, duymayan kalmasın diye! O bir bağırıyor, tetikçileri bin defa büyütüyor. O’nu Mısır’da ki “Sağır Sultan” bile duyuyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın üslubu ise devlet adamına yakışan bir üslup değil. Sanki o değil de “Kadırgalı Deli Toros” bağırıyor! Bu kızgınlıktan, bu fırçadan Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanından öğrencilere, AB yetkililerinden Yunan Hükümetine, Soylu Süleyman’dan Beyoğlu’ndaki marjinallere kadar herkes nasibini alıyor. Erdoğan, kimseyi dinlemiyor! Ben defalarca yazdım; “Yapma, kibar konuş, kimseye hakaret etme. Sen Şah-Padişah-Sultan değilsin. Sen de bizler gibi bir garip fanisin. Kalp kıran, dünya yıkarmış, kalp kırma” dedim, kendimi mahkemelerde buldum. Benim öğütlerimi, hakaret olarak alan Saray Savcıları, anında celp’i yapıştırıyorlar. Halbuki, Türk Milleti olarak biz ona hiç bağırmıyoruz. Koyun gibiyiz maşallah yani! -Deniz Feneri e.V davasındaki hırsızların ifadelerine göre, 17 Milyon Avro Ankara’ya gitmiş! Bugüne kadar “Arkadaş, bu para kime gitti” diye bağırdık mı? -Savcının biri çıktı ve “Bu para bulunmaz. Çünkü Hırsızlar İmparatoru diye biri var. Soruşturmayı engelliyor” dedi! Biz hiç sana “Kim bu Hırsızlar İmparatoru, niye bulmuyorsun” diye bağırdık mı? -Biz sana “Çözüm Süreciyle PKK’yı başımıza tekrar sardın” diye söylendik mi? -Biz sana “FETÖ başımıza bela olacak, niye Yüksek Yargıyı bunlara teslim ettin” diye bağırdık mı? -Genelkurmay Başkanını terörist diye zindana attılar, PKK’lıları Habur’da davul zurna ile karşıladılar, diye tek kelime ettik mi? -Tarikat-Cemaat Yurtlarında çocuklara cinsel istismar uygulanıyor. Sen bunları ziyaret edip, kaynak aktarıyorsun, diye bir sitem ettik mi? -MAN Adası hesaplarındaki, ailenin milyonları için “Para gitmedi, geldi” dedin! Birimiz sana “nasıl oldu da hiç iş yapıp vergi vermeyen yakınların bu kadar parayı getirdi” bize de aynı kıyağı niçin yapmıyorsun, dedik mi? -Binali Bey, Malta belgelerindeki ve Hollanda’daki yaklaşık 200 Milyon Avroluk servetini nasıl kazandı, açıklatsana, diye bağırdık mı? -Nüfusun %20’sinden fazlasını (19 Milyon) açlık sınırının altında, %60’ından fazlasını (50 Milyon) yoksulluk sınırının altında yaşama mahkûm ettin diye kızıp bağırdık mı? Benden sana bir büyük nasihati; Hemen, Savcılara emir verip, dava açma yoluna gitme. Önce bir soluklan ve dinle. Ders çıkar. Sonra istediğini söylersin! Böyle önüne gelene bağırarak, azarlayarak, hakaret ederek koyundan faksız olan bizleri zıvanadan çıkaracaksın. Türk Milleti bir kere yüzsüzlüğü ele alır da meydanlara çıkarsa, inan kimse önüne geçemez. Ne SADAT ne SEDAT ne Osmanlı Ocakları ne Palalı yobazlar seni koruyamaz. Biraz tarih oku lütfen! Bak Çavuşesku’nun, Hitler’in, Saddam’ın, Kaddafi’nin, Bin Ali’nin orduları-tankları-topları vardı! Koruyabildiler mi kendilerini? Koruyamadılar! O yüzden, sakin ol. Beyefendi gibi, Devlet Adamı gibi hassas ve nazik ol. İnsanlara sevgiyle yaklaş. Biraz empati yap! At kendini şu kongre salonlarından dışarı! Kırlara çık, torunlarınla oyna, insanların arasına karış. Bırak öyle binlerce koruma ile dolaşmayı. Kavga, kavga etmeden de kazanılır be Reis! Bir gün, helal süt emmiş bir Türk Delikanlısı karşına çıkar, seni çok fena bozar. Ne demiş ecdadın; Elinkini görmeyen, kendininkini Cezayir Mavzeri sanır! Sakin ol Reis, sakin ol! Relax yani… Not; Dün, Hulusi Akar’ın açtığı davadan İzmir’e dönmek için Esenboğa Havaalanında idim. 29 Mart TK 7006 ve TK 7018 uçuş numaralı iki uçak hınca hınç sivil gençlerle dolu idi. Gençlerden birine sordum; “Evlat siz hangi takımın oyuncularısınız?” Yanıt; “Ne takımı amca! Biz Başbakanlık Korumalarıyız. Sayın Başbakan İzmir’e gelecek. Koruma için gidiyoruz. Bizler Sayın Başbakan’ın her gittiği yere gideriz!” Tekrar sordum; “Evlat, Başbakan Afrin’e mi, Kandil’e mi gidiyor? Hem İzmir’de Başbakan’ı koruyacak polis mi kalmadı? İzmir düşman kenti mi? Bu kadar masrafa günah değil mi? Neden böyle korkuyorlar?” Genç, önüne bakıp sustu… Biri kendi insanlarına bağırır, hakaret eder. Diğeri kendi insanlarından korkar, devletinin polislerine güvenmez. Özel ordu ile dolaşır! Nedir bu korkunun kaynağı? Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Mart 2018 Rifat Serdaroğl
Ekleme Tarihi: 29 Mart 2018 - Perşembe
Rıfat SERDAROĞLU

BİZ SANA BAĞIRIYOR MUYUZ?

Bağımsız ve tarafsız AKP Genel Başkanı ve partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisi gibi düşünmeyen herkese hakaret ederek, bağırıyor. Hakarete uğramadığımız gün yok. Artık tüm TV’ler, Sözcü-Cumhuriyet-Yeniçağ hariç (şimdilik) tüm gazeteler onun emrinde ya! Bir bağırıyor, anında canlı yayın, anında manşet değiştirmek, duymayan kalmasın diye! O bir bağırıyor, tetikçileri bin defa büyütüyor. O’nu Mısır’da ki “Sağır Sultan” bile duyuyor.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın üslubu ise devlet adamına yakışan bir üslup değil. Sanki o değil de “Kadırgalı Deli Toros” bağırıyor!

Bu kızgınlıktan, bu fırçadan Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanından öğrencilere, AB yetkililerinden Yunan Hükümetine, Soylu Süleyman’dan Beyoğlu’ndaki marjinallere kadar herkes nasibini alıyor.

Erdoğan, kimseyi dinlemiyor! Ben defalarca yazdım; “Yapma, kibar konuş, kimseye hakaret etme. Sen Şah-Padişah-Sultan değilsin. Sen de bizler gibi bir garip fanisin. Kalp kıran, dünya yıkarmış, kalp kırma” dedim, kendimi mahkemelerde buldum. Benim öğütlerimi, hakaret olarak alan Saray Savcıları, anında celp’i yapıştırıyorlar.

Halbuki, Türk Milleti olarak biz ona hiç bağırmıyoruz. Koyun gibiyiz maşallah yani! -Deniz Feneri e.V davasındaki hırsızların ifadelerine göre, 17 Milyon Avro Ankara’ya gitmiş! Bugüne kadar “Arkadaş, bu para kime gitti” diye bağırdık mı?

-Savcının biri çıktı ve “Bu para bulunmaz. Çünkü Hırsızlar İmparatoru diye biri var. Soruşturmayı engelliyor” dedi! Biz hiç sana “Kim bu Hırsızlar İmparatoru, niye bulmuyorsun” diye bağırdık mı?

-Biz sana “Çözüm Süreciyle PKK’yı başımıza tekrar sardın” diye söylendik mi?

-Biz sana “FETÖ başımıza bela olacak, niye Yüksek Yargıyı bunlara teslim ettin” diye bağırdık mı?

-Genelkurmay Başkanını terörist diye zindana attılar, PKK’lıları Habur’da davul zurna ile karşıladılar, diye tek kelime ettik mi?

-Tarikat-Cemaat Yurtlarında çocuklara cinsel istismar uygulanıyor. Sen bunları ziyaret edip, kaynak aktarıyorsun, diye bir sitem ettik mi?

-MAN Adası hesaplarındaki, ailenin milyonları için “Para gitmedi, geldi” dedin! Birimiz sana “nasıl oldu da hiç iş yapıp vergi vermeyen yakınların bu kadar parayı getirdi” bize de aynı kıyağı niçin yapmıyorsun, dedik mi?

-Binali Bey, Malta belgelerindeki ve Hollanda’daki yaklaşık 200 Milyon Avroluk servetini nasıl kazandı, açıklatsana, diye bağırdık mı?

-Nüfusun %20’sinden fazlasını (19 Milyon) açlık sınırının altında, %60’ından fazlasını (50 Milyon) yoksulluk sınırının altında yaşama mahkûm ettin diye kızıp bağırdık mı?

Benden sana bir büyük nasihati; Hemen, Savcılara emir verip, dava açma yoluna gitme. Önce bir soluklan ve dinle. Ders çıkar. Sonra istediğini söylersin! Böyle önüne gelene bağırarak, azarlayarak, hakaret ederek koyundan faksız olan bizleri zıvanadan çıkaracaksın. Türk Milleti bir kere yüzsüzlüğü ele alır da meydanlara çıkarsa, inan kimse önüne geçemez. Ne SADAT ne SEDAT ne Osmanlı Ocakları ne Palalı yobazlar seni koruyamaz. Biraz tarih oku lütfen! Bak Çavuşesku’nun, Hitler’in, Saddam’ın, Kaddafi’nin, Bin Ali’nin orduları-tankları-topları vardı! Koruyabildiler mi kendilerini? Koruyamadılar! O yüzden, sakin ol. Beyefendi gibi, Devlet Adamı gibi hassas ve nazik ol. İnsanlara sevgiyle yaklaş. Biraz empati yap! At kendini şu kongre salonlarından dışarı! Kırlara çık, torunlarınla oyna, insanların arasına karış. Bırak öyle binlerce koruma ile dolaşmayı. Kavga, kavga etmeden de kazanılır be Reis!

Bir gün, helal süt emmiş bir Türk Delikanlısı karşına çıkar, seni çok fena bozar. Ne demiş ecdadın; Elinkini görmeyen, kendininkini Cezayir Mavzeri sanır! Sakin ol Reis, sakin ol! Relax yani… Not; Dün, Hulusi Akar’ın açtığı davadan İzmir’e dönmek için Esenboğa Havaalanında idim. 29 Mart TK 7006 ve TK 7018 uçuş numaralı iki uçak hınca hınç sivil gençlerle dolu idi. Gençlerden birine sordum; “Evlat siz hangi takımın oyuncularısınız?” Yanıt; “Ne takımı amca! Biz Başbakanlık Korumalarıyız. Sayın Başbakan İzmir’e gelecek. Koruma için gidiyoruz. Bizler Sayın Başbakan’ın her gittiği yere gideriz!” Tekrar sordum; “Evlat, Başbakan Afrin’e mi, Kandil’e mi gidiyor? Hem İzmir’de Başbakan’ı koruyacak polis mi kalmadı? İzmir düşman kenti mi?

Bu kadar masrafa günah değil mi? Neden böyle korkuyorlar?” Genç, önüne bakıp sustu…

Biri kendi insanlarına bağırır, hakaret eder. Diğeri kendi insanlarından korkar, devletinin polislerine güvenmez. Özel ordu ile dolaşır! Nedir bu korkunun kaynağı?

Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Mart 2018 Rifat Serdaroğl

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.