Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

ALMANYA’DAN SONRA JAPONYA

Badem iktidarı kısa zaman önce “Almanya Bizi Kıskanıyor” diye dünyanın en kısa komedi oyununu yazmıştı. AKP Genel Başkanı Japonya’dan dönünce büyük olasılıkla gerçekleri bizlerle paylaşacak ve “Japonya da Bizi Kıskanıyor” diyecektir. Nasıl kıskanmasınlar ki; ABD Başkanı bile, Türk Heyetini göstererek “Şu ekibe bakın! Bunlarla anlaşmak çok kolay! Hiçbir Hollywood setinde böyle bir ekip kuramazsınız” diye bizimkileri tiye aldı. Türk Heyetinde böyle bir küçümsemeye anında yanıt verecek bir zeka olmadığından, bu hakareti gülerek kabul ettiler. Eğer heyette Cem Yılmaz zekasında biri olsaydı; “İltifat ediyorsunuz Sayın Başkan! Biz kim artistlik kim? Bizler, ABD’nin First Lady’sinin porno filmlerine hayranız. Bu durum size daha çok yakışır” der ve lafı kovboyun ağzına tıkardı… Japonlar bizi nasıl kıskanmasınlar ki; Devlet İstatistik Enstitüsünün “Hane Halkı Bütçe” anketine göre nüfusumuzun en yoksul %20’lik kesiminin, kişi başına günlük tüketim harcaması 1 (BİR) dolardır. TÜİK Hane Halkı kullanılabilir gelir rakamlarına göre, nüfusumuzun %20’sinden fazlası, AÇLIK SINIRININ altında! (Yaklaşık 16 milyon kişi) TÜİK Hane Halkı kullanılabilir gelir rakamlarına göre, nüfusumuzun %60’ı YOKSULLUK SINIRININ altındadır. (Yaklaşık 48 milyon kişi) Japonya’da devlet, çocukların beslenme programı için bazı şartlar koşar. Japonya’da çocuklara 7 yaşından itibaren kahvaltıda en az 6 yumurta yedirirler. Her akşam sofrada deniz ürünü yani balık mutlaka vardır. Günlük iki öğün yerler, ekmek kullanımı yok denecek kadar azdır. Ceviz en önemli ithal malıdır. Çocuklara bolca ceviz yedirirler. Tamamen protein odaklı bir beslenme uygulanır. Bu konuda aileler ihtiyaca göre desteklenir… Şimdi kendimize soralım; Türkiye’de, milli bir gıda politikası ve özellikle çocuklar için düzenlenmiş beslenme programı var mı? Gerçi insanlarımızın yaklaşık %80’inin temel gereksinimlerini karşılamakta ve karnını doyurmakta zorlandığı bir durumda bu plan nasıl yapılır? Bu duruma inanın çok üzülüyorum ama bir yerden başlamak gerekmez mi? En azından bazı soruları sorarak ve aileleri bilgilendirerek, yerel yönetimler tarafından desteklenerek başlayamaz mıyız? 2002’den bu yana Türkiye’de Hayvancılık neden bitirildi? Hayvancılık teşvik edileceğine neden sürekli olarak et ithaline izin verildi? Neden 139 ülkeden tarım ürünü ithal edip yabancı çiftçileri destekledik de, kendi çiftçimizi desteklemedik? 2002’den bu yana, neden çiftçi-köylü sürekli fakirleşirken, ülkenin tarım politikalarını düzenleyen siyasetçiler ve üst düzey bürokratlar zenginleşti? İktidardan ümidimizi kestik zaten! Muhalefet Partileri neden çiftçi-köylü-ziraatçı örgütlerine güç verip birlikte toplumsal eylemlere geçmiyor? Üniversiteler neden bu önemli konuda sessiz? Toplum bilerek ve planlanarak obezite’ye itiliyor. Bu şekilde yanlış beslenmeye devam edilirse, gelecek nesillerimizin Hollywood setlerindekiler gibi, geri zekalı olması kaçınılmazdır. Önümüzdeki on yıllarda matematik ve fen bilimleri kafası olmayan, dijital dünyadan kopuk, kod yazmasını bilmeyen gençler, diğerlerinin kölesi olacaktır. Birleşmiş Milletlerin son raporuna göre, 2030 yılında iklim krizinden ötürü 120 milyon kişi daha yoksullaşacak. Tüm bunları, AKP Yöneticilerine sorduğumuz zaman alacağımız yanıt şudur; -Allah, herkesin rızkını verir. 3 çocuk şart, 5’e kadar yolu var! -Biz her şeyi düşünürüz. Her şerde bir hayır vardır! -Bize bir şey olmaz. Bizi dualarımız korur! -El tekraru ahsen, velevkane yüz seksen! -Bizim oğlan bina okur, döner tekrar okur! -Yemişim Birleşmiş Milletleri. Biz ekmeğimizi taştan çıkarırız. Bize bir şey olmaz… Ah ulan Japonya! Gördün bizim gelişmemizi, hele de yerli ve milli otomobilimizi, yerli uçaklarımızı, Mars’a dört gidiş-dört geliş asfalt yolumuzu, sen de kıskanmaya başladın ha! Kıskanma çalış, çalış senin de olur a benim çekik gözlü Japonlarım. Her şeyden önce kendinize bir dünya lideri, bir de damat bulun, gerisi kolay! Bizden beter olmazsanız, sizin gibi çekik gözlü olalım… Sağlık ve başarı dileklerimle 01 Temmuz 2019 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 29 Haziran 2019 - Cumartesi
Rıfat SERDAROĞLU

ALMANYA’DAN SONRA JAPONYA

Badem iktidarı kısa zaman önce “Almanya Bizi Kıskanıyor” diye dünyanın en kısa komedi oyununu yazmıştı. AKP Genel Başkanı Japonya’dan dönünce büyük olasılıkla gerçekleri bizlerle paylaşacak ve “Japonya da Bizi Kıskanıyor” diyecektir.

Nasıl kıskanmasınlar ki; ABD Başkanı bile, Türk Heyetini göstererek “Şu ekibe bakın! Bunlarla anlaşmak çok kolay! Hiçbir Hollywood setinde böyle bir ekip kuramazsınız” diye bizimkileri tiye aldı. Türk Heyetinde böyle bir küçümsemeye anında yanıt verecek bir zeka olmadığından, bu hakareti gülerek kabul ettiler. Eğer heyette Cem Yılmaz zekasında biri olsaydı; “İltifat ediyorsunuz Sayın Başkan! Biz kim artistlik kim? Bizler, ABD’nin First Lady’sinin porno filmlerine hayranız. Bu durum size daha çok yakışır” der ve lafı kovboyun ağzına tıkardı…

Japonlar bizi nasıl kıskanmasınlar ki; Devlet İstatistik Enstitüsünün “Hane Halkı Bütçe” anketine göre nüfusumuzun en yoksul %20’lik kesiminin, kişi başına günlük tüketim harcaması 1 (BİR) dolardır. TÜİK Hane Halkı kullanılabilir gelir rakamlarına göre, nüfusumuzun %20’sinden fazlası, AÇLIK SINIRININ altında! (Yaklaşık 16 milyon kişi)

TÜİK Hane Halkı kullanılabilir gelir rakamlarına göre, nüfusumuzun %60’ı YOKSULLUK SINIRININ altındadır. (Yaklaşık 48 milyon kişi)

Japonya’da devlet, çocukların beslenme programı için bazı şartlar koşar. Japonya’da çocuklara 7 yaşından itibaren kahvaltıda en az 6 yumurta yedirirler. Her akşam sofrada deniz ürünü yani balık mutlaka vardır. Günlük iki öğün yerler, ekmek kullanımı yok denecek kadar azdır. Ceviz en önemli ithal malıdır. Çocuklara bolca ceviz yedirirler. Tamamen protein odaklı bir beslenme uygulanır. Bu konuda aileler ihtiyaca göre desteklenir…

Şimdi kendimize soralım; Türkiye’de, milli bir gıda politikası ve özellikle çocuklar için düzenlenmiş beslenme programı var mı? Gerçi insanlarımızın yaklaşık %80’inin temel gereksinimlerini karşılamakta ve karnını doyurmakta zorlandığı bir durumda bu plan nasıl yapılır? Bu duruma inanın çok üzülüyorum ama bir yerden başlamak gerekmez mi?

En azından bazı soruları sorarak ve aileleri bilgilendirerek, yerel yönetimler tarafından desteklenerek başlayamaz mıyız?

2002’den bu yana Türkiye’de Hayvancılık neden bitirildi? Hayvancılık teşvik edileceğine neden sürekli olarak et ithaline izin verildi? Neden 139 ülkeden tarım ürünü ithal edip yabancı çiftçileri destekledik de, kendi çiftçimizi desteklemedik? 2002’den bu yana, neden çiftçi-köylü sürekli fakirleşirken, ülkenin tarım politikalarını düzenleyen siyasetçiler ve üst düzey bürokratlar zenginleşti? İktidardan ümidimizi kestik zaten! Muhalefet Partileri neden çiftçi-köylü-ziraatçı örgütlerine güç verip birlikte toplumsal eylemlere geçmiyor? Üniversiteler neden bu önemli konuda sessiz?

Toplum bilerek ve planlanarak obezite’ye itiliyor. Bu şekilde yanlış beslenmeye devam edilirse, gelecek nesillerimizin Hollywood setlerindekiler gibi, geri zekalı olması kaçınılmazdır.

Önümüzdeki on yıllarda matematik ve fen bilimleri kafası olmayan, dijital dünyadan kopuk, kod yazmasını bilmeyen gençler, diğerlerinin kölesi olacaktır.

Birleşmiş Milletlerin son raporuna göre, 2030 yılında iklim krizinden ötürü 120 milyon kişi daha yoksullaşacak.

Tüm bunları, AKP Yöneticilerine sorduğumuz zaman alacağımız yanıt şudur; -Allah, herkesin rızkını verir. 3 çocuk şart, 5’e kadar yolu var! -Biz her şeyi düşünürüz. Her şerde bir hayır vardır! -Bize bir şey olmaz. Bizi dualarımız korur! -El tekraru ahsen, velevkane yüz seksen! -Bizim oğlan bina okur, döner tekrar okur! -Yemişim Birleşmiş Milletleri. Biz ekmeğimizi taştan çıkarırız. Bize bir şey olmaz…

Ah ulan Japonya! Gördün bizim gelişmemizi, hele de yerli ve milli otomobilimizi, yerli uçaklarımızı, Mars’a dört gidiş-dört geliş asfalt yolumuzu, sen de kıskanmaya başladın ha! Kıskanma çalış, çalış senin de olur a benim çekik gözlü Japonlarım. Her şeyden önce kendinize bir dünya lideri, bir de damat bulun, gerisi kolay! Bizden beter olmazsanız, sizin gibi çekik gözlü olalım…

Sağlık ve başarı dileklerimle 01 Temmuz 2019 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.