Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

0BEYEFENDİ HAZRETLERİ!

Yer, İstanbul Küçük Çekmece Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi. Toplantı konusu; Son Büyük Sultan Abdülhamit’i Anlamak (3 Mart) Toplantıda bulunan zevat; İlçe Kaymakamı, Belediye Bşk. Vekili, İlçe Resmi Daire Başkanları, Jandarma Komutanı ve diğer malum zevat! Sakallı sunucu kürsüye gelir ve salona aynen şöyle seslenir! “Şimdi konuşmalarını yapmak üzere PEK SAYIN BİLAL ERDOĞAN BEYEFENDİ HAZRETLERİNİ kürsüye arz ediyorum…” Şaşırdınız mı? Bilal Oğlana yüklenen vasıflara bakar mısınız? Pek Sayın-Beyefendi- Hazretleri! Peki, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin salondaki temsilcisi Kaymakam ne yapıyor? Bilal Oğlan kürsüye doğru yürürken, yerinden kalkıyor ceketini ilikliyor ve onu alkışlıyor! Aynen Saddam’ın, Kaddafi’nin çocuklarının o ülkelerin devlet görevlileri tarafından ayakta alkışlanması gibi! İyi de Saddam ve Kaddafi halklarına zulmeden kanlı birer diktatör idiler. Bilal Erdoğan’ın babası diktatör değil ki! O belli bir zaman için seçimle göreve gelen bir fani! Ne diktatör ne Sultan ne evliya ne de şah! Yarın süresini tamamlayacak ya emekli olacak ya da tekrar eski işi olan karkas etten sucuk yapmaya veya Ülker bayiliğine dönecek. Değerli Okurlar; Türkiye’nin başında bu kadar dert varken, bula bula bu konuyu mu buldun, diyebilirsiniz! Benim şahıslarla hiç işim olmaz! Hele hakkında “Kara Para Aklamak” veya “Sıfırlama yapmak” iddiası olanlar, servetinin hesabını veremeyenler, bir defada 100 Milyon Dolar Bağış kabul edenler benim semtimden bile geçemez. Benim derdim Türk Devleti’ni, kurucu ilkelerimiz ve Anayasamızın ilk dört maddesi çerçevesinde ayakta tutmaya, her türlü yozlaşmaya, istismara karşı korumaya gayret etmek. Tabii ki gücümün yettiği kadar! Türk Devlet sisteminde Cumhurbaşkanı oğlu, Başbakan oğlu, Bakan oğlu diye bir makam yoktur. Kimse, Türk Milletinin vermediği ve kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Kullanan suç işlemiş olur. Devlet sistemi bir kere bozuldu mu, sistemin hangi yöne gideceği hiç belli olmaz. Devletin işleyişi bir ipin sağlam tutulmasına benzer. İpi koparttığınız zaman, düğüm atıp eskisinden sağlam hale getirebilirsiniz belki ama eliniz o düğümün üstünden her geçtiğinde canınız yanar! Bir cümle ile ifade edilirse, “Devlet asla rutin dışına çıkamaz.” “Bir defa anayasayı delmekle bir şey olmaz” dendiği zaman, nereden nereye geldiğimizi şu son 16 senede yeterince görmedik mi? Gelelim Bilal Oğlana AKP’lilerin yakıştırdıkları sıfatlara; “Pek Sayın” veya “Beyefendi” sıfatlarının Bilal Oğlanın üstüne yakışıp yakışmadığını sizlerin takdirine bırakıyorum. İtirazım “Hazretleri” sıfatınadır. Türk Dil Kurumuna göre “Hazret”; Yüce kabul edilen kimselerin adlarının başına saygı, övme, yüceltme amacıyla getirilen unvandır. Bundan dolayıdır ki; Peygamberlerden, Sahabeden, Evliya’dan, Enbiya’dan bahsederken “Hazretleri” deriz. Dünyada bu sıfatı taşıyacak omuza sahip o kadar az insan var ki! Hiç hak etmediği halde kendisine bu sıfatın takılmasına itiraz etmeyen, kabullenen zavallılara verilecek tek yanıt var! Edep yahu, edep… Sağlık ve başarı dileklerimle 06 Mart 2018 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 06 Mart 2018 - Salı
Rıfat SERDAROĞLU

0BEYEFENDİ HAZRETLERİ!

Yer, İstanbul Küçük Çekmece Yahya Kemal Beyatlı Gösteri Merkezi. Toplantı konusu; Son Büyük Sultan Abdülhamit’i Anlamak (3 Mart) Toplantıda bulunan zevat; İlçe Kaymakamı, Belediye Bşk. Vekili, İlçe Resmi Daire Başkanları, Jandarma Komutanı ve diğer malum zevat!

Sakallı sunucu kürsüye gelir ve salona aynen şöyle seslenir! “Şimdi konuşmalarını yapmak üzere PEK SAYIN BİLAL ERDOĞAN BEYEFENDİ HAZRETLERİNİ kürsüye arz ediyorum…”

Şaşırdınız mı? Bilal Oğlana yüklenen vasıflara bakar mısınız? Pek Sayın-Beyefendi- Hazretleri! Peki, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin salondaki temsilcisi Kaymakam ne yapıyor? Bilal Oğlan kürsüye doğru yürürken, yerinden kalkıyor ceketini ilikliyor ve onu alkışlıyor! Aynen Saddam’ın, Kaddafi’nin çocuklarının o ülkelerin devlet görevlileri tarafından ayakta alkışlanması gibi!

İyi de Saddam ve Kaddafi halklarına zulmeden kanlı birer diktatör idiler. Bilal Erdoğan’ın babası diktatör değil ki! O belli bir zaman için seçimle göreve gelen bir fani! Ne diktatör ne Sultan ne evliya ne de şah! Yarın süresini tamamlayacak ya emekli olacak ya da tekrar eski işi olan karkas etten sucuk yapmaya veya Ülker bayiliğine dönecek.

Değerli Okurlar; Türkiye’nin başında bu kadar dert varken, bula bula bu konuyu mu buldun, diyebilirsiniz! Benim şahıslarla hiç işim olmaz! Hele hakkında “Kara Para Aklamak” veya “Sıfırlama yapmak” iddiası olanlar, servetinin hesabını veremeyenler, bir defada 100 Milyon Dolar Bağış kabul edenler benim semtimden bile geçemez.

Benim derdim Türk Devleti’ni, kurucu ilkelerimiz ve Anayasamızın ilk dört maddesi çerçevesinde ayakta tutmaya, her türlü yozlaşmaya,

istismara karşı korumaya gayret etmek. Tabii ki gücümün yettiği kadar!

Türk Devlet sisteminde Cumhurbaşkanı oğlu, Başbakan oğlu, Bakan oğlu diye bir makam yoktur. Kimse, Türk Milletinin vermediği ve kaynağını Anayasa’dan almayan bir yetkiyi kullanamaz. Kullanan suç işlemiş olur.

Devlet sistemi bir kere bozuldu mu, sistemin hangi yöne gideceği hiç belli olmaz. Devletin işleyişi bir ipin sağlam tutulmasına benzer. İpi koparttığınız zaman, düğüm atıp eskisinden sağlam hale getirebilirsiniz belki ama eliniz o düğümün üstünden her geçtiğinde canınız yanar! Bir cümle ile ifade edilirse, “Devlet asla rutin dışına çıkamaz.” “Bir defa anayasayı delmekle bir şey olmaz” dendiği zaman, nereden nereye geldiğimizi şu son 16 senede yeterince görmedik mi?

Gelelim Bilal Oğlana AKP’lilerin yakıştırdıkları sıfatlara; “Pek Sayın” veya “Beyefendi” sıfatlarının Bilal Oğlanın üstüne yakışıp yakışmadığını sizlerin takdirine bırakıyorum. İtirazım “Hazretleri” sıfatınadır.

Türk Dil Kurumuna göre “Hazret”; Yüce kabul edilen kimselerin adlarının başına saygı, övme, yüceltme amacıyla getirilen unvandır. Bundan dolayıdır ki; Peygamberlerden, Sahabeden, Evliya’dan, Enbiya’dan bahsederken “Hazretleri” deriz. Dünyada bu sıfatı taşıyacak omuza sahip o kadar az insan var ki! Hiç hak etmediği halde kendisine bu sıfatın takılmasına itiraz etmeyen, kabullenen zavallılara verilecek tek yanıt var! Edep yahu, edep…

Sağlık ve başarı dileklerimle 06 Mart 2018 Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.