Sandık Yetmez: Egemenlik Milleteyse Hesap da Her Yıl Sorulmalı!..

Dünya 15.05.2025 - 02:58, Güncelleme: 15.05.2025 - 03:20 522 kez okundu.
 

Sandık Yetmez: Egemenlik Milleteyse Hesap da Her Yıl Sorulmalı!..

Demokrasi, sadece dört ya da beş yılda bir sandığa gitmekten ibaret değildir. Asıl mesele, halkın gerçek anlamda iradesinin sürekli ve etkili biçimde temsil edilip edilmediğidir.

Demokrasi, sadece dört ya da beş yılda bir sandığa gitmekten ibaret değildir. Asıl mesele, halkın gerçek anlamda iradesinin sürekli ve etkili biçimde temsil edilip edilmediğidir. Günümüzde ise bu temsil krize girmiş durumda. Çünkü bir kez iktidara gelen, ne yaparsa yapsın süresi dolana dek koltuğunu koruyabiliyor. Ekonomi çökse, adalet yaralansa, yoksulluk artsa, özgürlükler gasp edilse de değişen bir şey olmuyor. Oy verilen kişi ya da parti, “milli irade” zırhının ardına saklanarak halka kulaklarını kapatıyor.Bu halkın egemenlik hakkının gasbedilmesidir. Bu durum, yönetimin halktan koptuğu, sistemin tıkandığı bir rejim krizidir. Yöneticiler halka yabancılaştığında, iktidar halkın değil, kendi bekasının derdine düşer. Medya susturulur, adalet iktidara bağlanır, ekonomik kaynaklar yandaşlara aktarılır. Toplumda biriken öfke ve çaresizlik artar ama mevcut sistemde çözüm yoktur. Çünkü halkın, süresi dolmadan bir yöneticiyi görevden alma imkânı neredeyse sıfırdır. Bu yüzden seçim sistemleri yeniden düşünülmelidir. Halk sadece seçim günü değil, her zaman söz sahibi olmalıdır. Güven oyunu almak, sadece Meclis'in değil, halkın da hakkı olmalıdır. Her yıl veya İki yılda bir  yapılacak bir “toplumsal güven oylaması” ile iktidar halka hesap vermeli, yönetimde kalmak için rızasını tazelemelidir. yapılacak bu oylamada güven oyu alamayan İktidar Düşmeli ve Genel Seçime gidimelidir Bu sistem hem yöneticiyi halktan kopmamaya zorlar hem de milleti ‘beş yıl beklemeye’ mahkûm etmez. Bu talep radikal değil, aksine egemenliğin halkta olduğu iddiasının doğal bir sonucudur. Bugün halkın iradesine saygı duyduğunu söyleyen her siyasi aktör, yarın bu öneriye karşı çıkarsa samimiyetini yitirmiş olur. Çünkü unutulmamalı ki, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü, sadece bir duvar süsü değil; bir milletin onurudur, garantisidir. Gerçek demokrasi, seçilenin değil, seçenin güçlü olduğu sistemdir. Taner ARÇUKOĞLU
Demokrasi, sadece dört ya da beş yılda bir sandığa gitmekten ibaret değildir. Asıl mesele, halkın gerçek anlamda iradesinin sürekli ve etkili biçimde temsil edilip edilmediğidir.

Demokrasi, sadece dört ya da beş yılda bir sandığa gitmekten ibaret değildir. Asıl mesele, halkın gerçek anlamda iradesinin sürekli ve etkili biçimde temsil edilip edilmediğidir. Günümüzde ise bu temsil krize girmiş durumda. Çünkü bir kez iktidara gelen, ne yaparsa yapsın süresi dolana dek koltuğunu koruyabiliyor. Ekonomi çökse, adalet yaralansa, yoksulluk artsa, özgürlükler gasp edilse de değişen bir şey olmuyor. Oy verilen kişi ya da parti, “milli irade” zırhının ardına saklanarak halka kulaklarını kapatıyor.Bu halkın egemenlik hakkının gasbedilmesidir.

Bu durum, yönetimin halktan koptuğu, sistemin tıkandığı bir rejim krizidir. Yöneticiler halka yabancılaştığında, iktidar halkın değil, kendi bekasının derdine düşer. Medya susturulur, adalet iktidara bağlanır, ekonomik kaynaklar yandaşlara aktarılır. Toplumda biriken öfke ve çaresizlik artar ama mevcut sistemde çözüm yoktur. Çünkü halkın, süresi dolmadan bir yöneticiyi görevden alma imkânı neredeyse sıfırdır.

Bu yüzden seçim sistemleri yeniden düşünülmelidir. Halk sadece seçim günü değil, her zaman söz sahibi olmalıdır. Güven oyunu almak, sadece Meclis'in değil, halkın da hakkı olmalıdır. Her yıl veya İki yılda bir  yapılacak bir “toplumsal güven oylaması” ile iktidar halka hesap vermeli, yönetimde kalmak için rızasını tazelemelidir. yapılacak bu oylamada güven oyu alamayan İktidar Düşmeli ve Genel Seçime gidimelidir Bu sistem hem yöneticiyi halktan kopmamaya zorlar hem de milleti ‘beş yıl beklemeye’ mahkûm etmez.

Bu talep radikal değil, aksine egemenliğin halkta olduğu iddiasının doğal bir sonucudur. Bugün halkın iradesine saygı duyduğunu söyleyen her siyasi aktör, yarın bu öneriye karşı çıkarsa samimiyetini yitirmiş olur. Çünkü unutulmamalı ki, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü, sadece bir duvar süsü değil; bir milletin onurudur, garantisidir.

Gerçek demokrasi, seçilenin değil, seçenin güçlü olduğu sistemdir.

Taner ARÇUKOĞLU

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.