Levent GÜRSES Transmikser değil, yüksek teknoloji...

Eğer sözler tutulursa, bu kent şimdiye kadar görmediklerini görecek. Çanakkale'nin içinden 6 şeritli bir otoban geçecek, boğaz köprüsü yapılacak ve orta şeridinde de demiryolu olacak. Marmara bölgesini ring halinde çevreleyecek bir demiryolu projesi düşünülüyor.    Boğaz Köprüsü'nün ihalesi bu yıl yapılacak, 2019- 2020 yılına kadar da tamamlanacak.   Kınalı – Çanakkale – Balıkesir Otoyolu, Çanakkale sınırlarında Evreşe'den başlayacak, Gelibolu'nun kuzeyinden Sütlüce-Şekerkaya mevkileri arasındaki Çanakkale Boğaz Köprüsü’ne bağlanacak.  Lâpseki'nin güneyinden geçecek, Çan'a ulaşacak. Çan'ın güneyinden, Yenice'nun kuzeyinden kıvrılarak, Balya'ya, Balya'nın da güneyinden Balıkesir'e bağlanacak.    Bütün bunlar 5-6 yıl içinde olacak.    Peki bu anlattıklarım ne anlama geliyor? Çok basit, dört harf: Rant...   Geleceği tahmin etmek için büyük ekonomist, şehir plancısı, kahin vs. olmaya gerek yok.   Türkiye'de yaşıyoruz... İstanbul'da her Boğaz Köprüsü'nden sonra otoyolların çevresinin ne hale geldiğini düşünün yeter...   Çanakkale Valisi Ahmet Çınar çok haklı bir şekilde geleceği öngörüyor ve gerekli uyarıları yapıyor. Pek kulak asan yok...    Ben söylemiyorum, kendisi şikayetçi zaten...    Vali Ahmet Çınar diyor ki;   "Boğaz Köprüsü nedeniyle Çanakkale'nin büyük ölçüde göç alacak, yapılaşma baskısı altında kalacak.  Bütün dünyada da bu böyle, sıkıntılı bir durum. Burası dünyanın en güzel yeri. İstanbul'un ikizi gibi bir coğrafyası var. İstanbul'un yakınlaşmasıyla büyük bir göç dalgası olacak. Dolayısıyla burada tedbir almazsak çarpık yapılaşma olacak. Bu güzel coğrafya mahvolacak. Uluslararası bu işin ehli şehir plancılarıyla görüşüyoruz. Bir planlama çalışması yapmak istiyorum. Daha çok turizm odaklı bir çalışma. Ama bu işin taraflarından ses çıkmıyor. Oysa geleceğin 20, 30, 50 yılına örnek, model bir şehir planı çıkarabiliriz."   Nüfus patlayacak, çarpık yapılaşma olacak, bu güzel coğrafya mahvolacak.   Doğru söze ne denir?   Özetle; Köprü ve otoyollarla beraber Çanakkale’de rant ekonomisi canlanacak. Köprü ve otoyolların çevresi imara açılacak. Binalar dikilecek, siteler, iş merkezleri kurulacak. Herkes buralarda arsa arıyor. Fiyatların ikiye üçe katlandığını okuyoruz, duyuyoruz, "Çanakkale, küçük İstanbul olacak" laflarından geçilmiyor.    Buna kalkınma, gelişme demiyoruz. Bunun adı betonlaşma...   Yüksek teknolojili, katma değeri yüksek, sıfıra yakın atıkla çalışacak sanayilerden ya da tarıma dayalı sanayiden söz eden yok.    Bakın küçük bir örnek verip lafı bağlayacağım...   Kalkınma transmikserlerle olmuyor, yüksek teknoloji üreterek ve ihracatını yaparak oluyor.   Türk Hava Yolları... Ulusal şirketimiz ve de son yıllarda hızla büyüyor... Değil mi?   23 bin 160 çalışanı var ve piyasa değeri 4.3 milyar dolar...   Whatsapp'ı biliyorsunuz? İnternet üzerinden ücretsiz iletişim (yazı, foto, ses gönderebiliyorsunuz) kuruluşu.   Çok yeni, 1999'da kuruldu.    Sadece 55 çalışanı var ve piyasa değeri 19 milyar dolar.   Transmikser değil, yüksek teknoloji...