Levent GÜRSES AVMʹlerle bir yere varamayız!..

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 23.04.2015 - 22:40, Güncelleme: 23.04.2015 - 22:40 2371+ kez okundu.
 

Levent GÜRSES AVMʹlerle bir yere varamayız!..

Çanakkale'ye sonunda büyük bir alışveriş merkezi açıldı. 85 milyon dolarlık yatırım, yılda 8 milyon yani günde 22 bin ziyaretçi hedefliyorlar.   Çanakkaleliler memnun, tüm markaların bir arada olacağı, kışın soğuğunda yazın sıcağında kafayı sokacak bir yer, böyle düşünülüyor... Tabi ki yerli esnaf çok şikayetçi, rekabette zorlanacaklar, ayrıca AVM'de kiralar çok yüksek ve iş yapmama riski var.   AVM'nin bir iyi tarafı daha var, 17 BurdaAVM'nin gazetelere verdiği ilanda okudum, 800 kişilik istihdam sağlıyor. İyi rakam. Tabii ki bir sanayi kuruluşu kadar değil.   Tabii ki Çanakkale'nin en büyük ihtiyacı AVM değil, iş... Kadın-erkek kiminle konuşsam, iş bulamamaktan şikayetçi... Geçenlerde Türkiye İstatistik Kurumu'nun Çanakkale nüfus istatistikleri ile ilgili raporuna bakıyordum. Çanakkale nüfus piramidinde, diğerleri arasında ok gibi sivrilmiş bir yaş grubu gözüme çarptı. Erkekler arasında diğer yaş grupları yüzde 3-3.5 arasında dağılırken, 20-24 yaş grubu erkeklerin toplama oranı yüzde 5.3. Yani Çanakkale'de her 100 kişiden 5'i, 20-24 yaş arası gençler.   Peki kim bunlar? Üniversiteliler.... Adil Korkut'un dediği gibi, "Üniversiteler genç işsizlerin adeta toplama kampı. Yılda 1 milyon 600 bin genç üniversiteye ilk kez girmek için başvuruyor, 800 bini giriyor, şimdilik yılda 400 bin dolayında da mezun çıkıyor. Büyümeyen bir ekonomi, her yıl 400 bin (her yıl bu sayı hızla artıyor) yeni üniversite mezununa iş veremez, vermesi de düşünülemez!"   Bir anda aklıma, dünyanın ve tabii Türkiye'nin sayılı zenginlerinden Ali Koç'un sözleri geldi. "İki çocuk sahibi bir baba olarak çocuklarımızın geleceğinden endişe duyuyorum. Onlar açısından dünya yaşanmaz bir konuma geliyor. Her kesimden milyonlarca insanın umutları yok oluyor." Milyarlarca dolar servet sahibi bir kapitalistin gelecekten kaygı dolu sözleri bunlar...   Türkiye'de inanılmaz bir gizli işsizlik var. Yoksulluk ve çaresizlik var. Bakmayın devletin yüzde 10 işsizlik oranı palavrasına...   İşsizlik çok yüksek boyutlarda... Resmi rakamlara göre yoksul olarak kaydedilen kişi sayısı ülke nüfusunun yüzde 40'ına ulaştı.   Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığı, ülkede her 4 kişiden birinin yoksul olduğunu açıkladı. 2014'te toplam sosyal yardım harcaması 20.4 milyar lira oldu. 3.2 milyon aile devletten yardım alıyor, 35 bin ailenin ocağı tütmüyor, aşevlerinden yararlanıyorlar.   Bunlar da hükümetin resmi rakamları, gerisini siz hesaplayın.   Nasıl geçiniyoruz biliyor musunuz? Köylerde, borç harç, tarhana bulgur ve aile yardımlarıyla...   Kasaba ve kentlerde ise kredi kartıyla...   Türkiye'de toplam kredi kartı sayısı 57 milyonu aştı ve toplam alışverişin yüzde 76'sı kredi kartlarıyla yapılıyor.   Gıda, giyim, market her yerde kredi kartı kullanılıyor. Sonra bir kartın borcu diğerinden nakit çekerek ödeniyor.   İyice sıkışınca da tüketici kredisi alınıyor. Çark böyle dönüyor.   2009'dan 2014'ün ilk 11 ayına kadar tüketici kredisi ve kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe girip hâlâ yasal takipte olan kişi sayısı 2.9 milyona çıktı. Ve son zamanlarda ayda yüzde 3 artıyor.   Çünkü sadece geçen yılın ilk 11 ayında kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemerek mahkemelik olanların sayısı yüzde 6 artarak, 1.2 milyon oldu. Olay şu; 5 yılda 1.7 milyon kişi, 2014'ün son 11 ayında ise 1.2 milyon işi bireysel olarak batmış durumda.   Rakamlarla kafanızı şişirmeyeyim... Çözüm üretimdedir, üretim ekonomisindedir. Tüketim ekonomisini pompalayacak, kredi kartlarını yine tavan yaptıracak AVM'lerde değil. Turizm ya da hizmet ekonomisi ile bir yere varılamaz. Yunanistan ve İspanya örnekleri ortada...
Çanakkale'ye sonunda büyük bir alışveriş merkezi açıldı. 85 milyon dolarlık yatırım, yılda 8 milyon yani günde 22 bin ziyaretçi hedefliyorlar.   Çanakkaleliler memnun, tüm markaların bir arada olacağı, kışın soğuğunda yazın sıcağında kafayı sokacak bir yer, böyle düşünülüyor... Tabi ki yerli esnaf çok şikayetçi, rekabette zorlanacaklar, ayrıca AVM'de kiralar çok yüksek ve iş yapmama riski var.   AVM'nin bir iyi tarafı daha var, 17 BurdaAVM'nin gazetelere verdiği ilanda okudum, 800 kişilik istihdam sağlıyor. İyi rakam. Tabii ki bir sanayi kuruluşu kadar değil.   Tabii ki Çanakkale'nin en büyük ihtiyacı AVM değil, iş... Kadın-erkek kiminle konuşsam, iş bulamamaktan şikayetçi... Geçenlerde Türkiye İstatistik Kurumu'nun Çanakkale nüfus istatistikleri ile ilgili raporuna bakıyordum. Çanakkale nüfus piramidinde, diğerleri arasında ok gibi sivrilmiş bir yaş grubu gözüme çarptı. Erkekler arasında diğer yaş grupları yüzde 3-3.5 arasında dağılırken, 20-24 yaş grubu erkeklerin toplama oranı yüzde 5.3. Yani Çanakkale'de her 100 kişiden 5'i, 20-24 yaş arası gençler.   Peki kim bunlar? Üniversiteliler.... Adil Korkut'un dediği gibi, "Üniversiteler genç işsizlerin adeta toplama kampı. Yılda 1 milyon 600 bin genç üniversiteye ilk kez girmek için başvuruyor, 800 bini giriyor, şimdilik yılda 400 bin dolayında da mezun çıkıyor. Büyümeyen bir ekonomi, her yıl 400 bin (her yıl bu sayı hızla artıyor) yeni üniversite mezununa iş veremez, vermesi de düşünülemez!"   Bir anda aklıma, dünyanın ve tabii Türkiye'nin sayılı zenginlerinden Ali Koç'un sözleri geldi. "İki çocuk sahibi bir baba olarak çocuklarımızın geleceğinden endişe duyuyorum. Onlar açısından dünya yaşanmaz bir konuma geliyor. Her kesimden milyonlarca insanın umutları yok oluyor." Milyarlarca dolar servet sahibi bir kapitalistin gelecekten kaygı dolu sözleri bunlar...   Türkiye'de inanılmaz bir gizli işsizlik var. Yoksulluk ve çaresizlik var. Bakmayın devletin yüzde 10 işsizlik oranı palavrasına...   İşsizlik çok yüksek boyutlarda... Resmi rakamlara göre yoksul olarak kaydedilen kişi sayısı ülke nüfusunun yüzde 40'ına ulaştı.   Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığı, ülkede her 4 kişiden birinin yoksul olduğunu açıkladı. 2014'te toplam sosyal yardım harcaması 20.4 milyar lira oldu. 3.2 milyon aile devletten yardım alıyor, 35 bin ailenin ocağı tütmüyor, aşevlerinden yararlanıyorlar.   Bunlar da hükümetin resmi rakamları, gerisini siz hesaplayın.   Nasıl geçiniyoruz biliyor musunuz? Köylerde, borç harç, tarhana bulgur ve aile yardımlarıyla...   Kasaba ve kentlerde ise kredi kartıyla...   Türkiye'de toplam kredi kartı sayısı 57 milyonu aştı ve toplam alışverişin yüzde 76'sı kredi kartlarıyla yapılıyor.   Gıda, giyim, market her yerde kredi kartı kullanılıyor. Sonra bir kartın borcu diğerinden nakit çekerek ödeniyor.   İyice sıkışınca da tüketici kredisi alınıyor. Çark böyle dönüyor.   2009'dan 2014'ün ilk 11 ayına kadar tüketici kredisi ve kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe girip hâlâ yasal takipte olan kişi sayısı 2.9 milyona çıktı. Ve son zamanlarda ayda yüzde 3 artıyor.   Çünkü sadece geçen yılın ilk 11 ayında kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemerek mahkemelik olanların sayısı yüzde 6 artarak, 1.2 milyon oldu. Olay şu; 5 yılda 1.7 milyon kişi, 2014'ün son 11 ayında ise 1.2 milyon işi bireysel olarak batmış durumda.   Rakamlarla kafanızı şişirmeyeyim... Çözüm üretimdedir, üretim ekonomisindedir. Tüketim ekonomisini pompalayacak, kredi kartlarını yine tavan yaptıracak AVM'lerde değil. Turizm ya da hizmet ekonomisi ile bir yere varılamaz. Yunanistan ve İspanya örnekleri ortada...
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.