“Tuvalete Yetişemedim” Diyorsanız Dikkat!

“Dışarı çıkmadan önce mutlaka tuvalete giderim”, “Bir anda idrarım geliyor, kaçırıyorum”, “Çok sık idrara çıkıyorum çünkü böbreklerim iyi çalışıyor” gibi ifadeler günlük yaşamda sıkça duyulsa da, bu şikayetler aslında aşırı aktif mesane (mesane hiperaktivitesi) adı verilen bir sağlık sorununun habercisi olabilir. Acıbadem Kartal Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Bülent Özbilek, bu durumun mesane kaslarının kontrolsüz ve ani kasılmasıyla ortaya çıktığını belirtiyor. Aşırı aktif mesane, her yaşta gelişebiliyor; ancak kadınlarda 45 yaş sonrası yüzde 40, erkeklerde ise 65 yaş sonrası yüzde 30 oranında görülüyor. Her 5 kadından 2’sini etkileyen bu durum, sosyal hayatı ve hijyeni olumsuz etkileyebiliyor ancak çoğu zaman utanıldığı için dile getirilmiyor. En Tipik Belirti: Ani İdrar Yapma İsteği Dr. Özbilek’e göre hastalığın en sık görülen belirtisi, mesane tam dolmadan şiddetli idrar yapma isteği oluşması. Bu da kişinin tuvalete yetişememesi veya sık sık (günde 8’den fazla) tuvalete gitmesine neden oluyor. Gece uyanarak tuvalete gitme, hatta idrar kaçırma da tabloya eşlik edebiliyor. Kahve, Çay ve Alkol Tüketimine Dikkat! Aşırı aktif mesanenin nedeni bazen belirgin olmayabiliyor. Ancak doğum sonrası pelvik kas zayıflığı, menopoz, idrar yolu enfeksiyonları, fazla kilo, bel fıtığı, parkinson, MS, inme ve diyabet bu sorunu tetikleyebiliyor. Ayrıca kahve, çay, çikolata, alkol, sigara kullanımı ve kabızlık şikayetleri daha da artırabiliyor. Tanı ve Tedavi Teşhis sürecinde hastaların genel sağlık durumu, kullandığı ilaçlar ve yaşam alışkanlıkları göz önüne alınıyor. Gerekirse ultrason, idrar testleri, tomografi ya da ürodinami gibi ileri tetkiklerle mesanenin durumu değerlendiriliyor. Yaşam Tarzı Değişiklikleri Tedavinin Temelidir Dr. Özbilek, ilaç tedavilerinin yanı sıra yaşam alışkanlıklarının düzenlenmesinin tedavinin temelini oluşturduğunu vurguluyor. Kabızlığı gidermek, kafein tüketimini azaltmak, sigarayı bırakmak, fazla kilolardan kurtulmak ve pelvik kas egzersizleri yapmak şikayetleri azaltabiliyor. İleri vakalarda ise sakral sinir stimülasyonu, botoks uygulamaları ya da tibial sinir uyarımı gibi modern tedavi yöntemleri de uygulanabiliyor.