Pirincin yalnızca sofralarda değil, sağlıklı bir yaşam tarzında da önemli bir yere sahip olduğu bilimsel araştırmalarla bir kez daha kanıtlandı. ABD'de yürütülen ulusal çaplı beslenme taramaları, pirinç tüketiminin diyet kalitesini yükselttiğini ve obezite riskini azalttığını ortaya koyuyor.

2014 yılında Food & Nutrition Sciences dergisinde yayımlanan bir çalışmada, 2002–2010 yıllarına ait 14.386 yetişkine dair Ulusal Sağlık ve Beslenme Değerlendirme Anketi (NHANES) verileri incelendi. Araştırmaya göre, pirinç tüketen bireylerde lif, folat, magnezyum ve demir gibi temel besin ögelerinin alımı daha yüksekti. Ayrıca bu bireylerin genel diyet kalitesi, hiç pirinç tüketmeyenlere göre 5.5 puan daha iyiydi.

Benzer bulgular, 2009 ve 2010 yıllarında yayımlanan çalışmalarda da gözlemlendi. Günde en az bir porsiyon pirinç tüketen bireylerin doymuş yağ ve ilave şeker tüketimleri daha düşüktü. Aynı zamanda bu kişilerin 12 farklı vitamin ve minerali daha yüksek miktarda tükettikleri saptandı. Daha çarpıcı olan ise, bu bireylerin obeziteye, yüksek tansiyona ve metabolik sendroma yakalanma risklerinin anlamlı şekilde daha az olması.

Pirincin kilo kontrolüne olan katkısı da göz ardı edilemeyecek düzeyde. 2013 yılında yapılan bir klinik çalışmada, eşdeğer kalorideki glikoz çözeltisine göre pirinçle hazırlanan öğünlerin daha uzun süre tokluk hissi sağladığı tespit edildi.

Sonuç olarak; pirinç, sağlıklı bir beslenme modelinin parçası olarak değerlendirilmeli. Elbette porsiyon kontrolü ve dengeli tüketim önemli. Ancak karbonhidrat tüketiminde sadece kalorilere değil, besin değerlerine de odaklanmak gerektiğini bu araştırmalar net bir şekilde ortaya koyuyor.