Migrene Karşı Botoksla Kalıcı Çözüm

Toplumda oldukça yaygın olmasına rağmen çoğu kişinin hafife aldığı migren, yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren, kronikleşebilen nörolojik bir rahatsızlık. Uzmanlara göre, birçok kişi çevresinden aldığı tavsiyelerle kendi başına çözüm arıyor, ancak bu yaklaşım zamanla migrenin kontrolsüz bir şekilde ilerlemesine neden olabiliyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, migrenin kişiye özel tetikleyicileri olduğuna ve doğru tedaviyle baş ağrılarının yüzde 60-65 oranında kontrol altına alınabileceğine dikkat çekiyor.

Kütükçü, özellikle kronik migren hastalarının (ayda 15 gün veya daha fazla atak yaşayanların) migren botoksu ve migren aşısı gibi önleyici tedavilere başvurabileceğini belirtiyor. Botoksun 3 ila 9 ay süresince etkili olduğunu, baş ağrılarını azaltarak kişinin yaşam kalitesini belirgin şekilde artırdığını vurgulayan Kütükçü, bu uygulamanın mutlaka uzman bir nörolog tarafından yapılması gerektiğinin altını çiziyor.

Migrenin, kadınlarda hormonal değişimlere bağlı olarak daha sık görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Kütükçü, regl dönemleri, menopoz öncesi ve östrojen dalgalanmalarının bu atakları tetikleyebileceğini belirtti. Migren ataklarında parlak ışık, yüksek ses, havasız ortamlar ve yoğun kokular da önemli tetikleyiciler arasında yer alıyor. Migreni hafifletmek için sessiz ve karanlık bir odada dinlenmek, soğuk ya da sıcak kompres uygulamak ve magnezyum desteği almak etkili olabiliyor.

Migren ile sıkça karıştırılan gerilim tipi baş ağrısına da dikkat çeken Kütükçü, migrenin genellikle tek taraflı, zonklayıcı ve ışıktan rahatsız edici nitelikte olduğunu, buna karşılık gerilim baş ağrısının daha hafif, yaygın ve uzun süreli seyrettiğini ifade ediyor.

Uyku düzeni, beslenme alışkanlıkları, stres, yorgunluk ve çeşitli besin maddeleri migreni tetikleyebiliyor. Çikolata, peynir veya kuruyemiş gibi bazı gıdalar bir kişide migren atağına neden olurken, başka bir kişide rahatlatıcı etki yapabiliyor. Bu nedenle migren tetikleyicilerinin kişisel olarak değerlendirilmesi ve bireye özgü tedavi planlarının oluşturulması büyük önem taşıyor.