Belçika’da yürütülen bir biyoteknoloji araştırması, ormancılık ve çevre bilimi alanında çığır açabilecek bir gelişmeye imza attı. Flandre Biyoteknoloji Enstitüsü (VIB), Ghent Üniversitesi (UGent) Bitki Sistem Biyolojisi Merkezi ve VIVES University College iş birliğiyle gerçekleştirilen çalışmada, kavak ağaçları (poplar) genetik olarak düzenlendi — üstelik transgenik iz bırakmadan.

Araştırmada, gen düzenleme aracı olan CRISPR sistemi, bitki biyoteknolojisinde yaygın olarak kullanılan Agrobacterium tumefaciens aracılığıyla kavak hücrelerine geçici olarak aktarıldı. Genom düzenlemesi tamamlandıktan sonra sistem hücreden tamamen kayboldu ve geride herhangi bir yabancı genetik materyal bırakmadı. Bu sayede elde edilen ağaçlar, genetik olarak düzenlenmiş olmalarına rağmen GDO (transgenik organizma) olarak sınıflandırılmıyor.

Bu yöntem, özellikle çevre dostu ormancılık açısından büyük umut vadediyor. Gen düzenlemesiyle geliştirilen ağaçların büyüme hızının artırılabileceği, selüloz veriminin optimize edilebileceği ve çeşitli çevresel stres etmenlerine karşı daha dayanıklı hale getirilebileceği belirtiliyor.

Kavak türleri, kısa sürede büyümeleri nedeniyle hâlihazırda kağıt, biyoyakıt ve inşaat sektörlerinde yaygın olarak kullanılıyor. Bu yeni genetik yöntem sayesinde bu ağaçların üretimi daha verimli, sürdürülebilir ve doğaya uyumlu hale getirilebilir.

Uzmanlara göre, bu çalışma genetik mühendisliğinin sadece laboratuvar ortamında değil, iklim kriziyle mücadelede ve doğal kaynak yönetiminde de etkili bir araç olabileceğini gösteriyor. Aynı zamanda, kamuoyunun GDO konusundaki hassasiyetlerini de dikkate alan daha kabul edilebilir bir biyoteknolojik yaklaşım sunuyor.