Çanakkale Haber

Gürkan KARAÇAM
Köşe Yazarı
Gürkan KARAÇAM
 

ÖLÇÜSÜZ İNTİKAM ZULÜMDÜR

Bir dönem zulme uğramış olmak yapılan zulme gerekçe olarak gösterilemez çünkü zulüm görmüş olmak yapılacak zalimliğin gerekçesi olduğunda bugünün mazlumlarına yapılacak her türlü yardım yarının zalimlerini yetiştirmek, geleceğin zalimlerine destek olmak anlamına geleceği için "mazluma yardımın zulüm olacağı" algısına neden olur ki böylesi bir anlayışın vuku bulması toplumsal cinnetin başlaması demektir. Belirtmekte yarar var ki; gerçekten zulme uğrayanların zalimleşmesi mümkün değildir ve zulmün altında yatan hakikat zalimlerin ruhlarını çepeçevre sarmış dahi tüm insani duygularını yakıp yok etmiş olan kibirdir. Zalim yaptıklarını zulüm olarak görmemekle beraber bir " hak ediş " olarak değerlendirir. Empati yapabilme yeteneğinden mahrum, ben endeksli düşünen zalim; hedefe koyduğu herkesi aşağılar ki bu aşağılamadan sebep mazlumu insan olarak görmez. Zulme uğrayanların anne-baba-evlat-eş oluşları önemsizdir zalim için. Akan gözyaşlarının tek bir gayesi vardır, zalimin yüzünde açan gülleri sulamak ve yeşertmek. Öyle ki ibadet ediyormuş, vatan hizmeti görüyormuş gibi hisseder kendini. İnsanların sürülmesi, yerlerinden edilmesi, akraba ilişkilerinin bitmesi, ailelerinin dağılması, huzurlarının kaçması, psikolojilerinin alt üst olması, intihar etmesi hiçbir önemi olmayan sıradan olaylardır zalim için ve yapılan zulüm şu veya bu sebeple toplum tarafından görmezden gelindikçe, zalimin cesareti artar ki son noktada her zalim firavun ilan eder kendini hal diliyle, ta ki zalim mazlumun yaşadıklarını yaşayıncaya dek... Topraktan yaratıldığını unutan insan bir de tekrar toprak olacağını silmiş ise ruhundan sanır hayatını baki ve aklının ucundan bile geçirmez ki, ona verilen ömür sadece bir imtihan... Yapılan her zulmün altında zalimin nefisperestliği, içinde biriktirdiği canavarlaşmış kin ve nefret duygusu horlasa da onun tek tesellisi "intikamı sevmem ama ödeşmek adettendir" duygusudur. Suçluyu cezalandırmak adalet olsa da ki bunu adli merciler özgürce tespit etmeli ve icra etmelidir, suçlunun yedi sülalesini, hısım ve akrabasını giyotine göndermek adalet değil cinnettir. Suç şahsidir, cezada öyle olmalıdır ve gücü elinde bulunduranlar cezayı genellediğinde yok yere hasım sahibi olurlar ve milyonlarca mazlum oluştururlar ki bir gün bir mazlumun ahı indirir şahı... Güç adalet içindir, intikam için değil ve bir yere kadar avaneniz intikam adına yaptıklarınızı meşru görse de bir zaman sonra ölçüsüz alınan intikam Millet tarafından zulüm olarak algılanır ve alınan ölçüsüz her intikamla kan davası başlar. Son olarak tekrarlarsak ölçüsüz alınan her  intikam zulümdür. Cezaya evet, zulüme hayır...   Gürkan Karaçam 
Ekleme Tarihi: 21 Mayıs 2015 - Perşembe
Gürkan KARAÇAM

ÖLÇÜSÜZ İNTİKAM ZULÜMDÜR

Bir dönem zulme uğramış olmak yapılan zulme gerekçe olarak gösterilemez çünkü zulüm görmüş olmak yapılacak zalimliğin gerekçesi olduğunda bugünün mazlumlarına yapılacak her türlü yardım yarının zalimlerini yetiştirmek, geleceğin zalimlerine destek olmak anlamına geleceği için "mazluma yardımın zulüm olacağı" algısına neden olur ki böylesi bir anlayışın vuku bulması toplumsal cinnetin başlaması demektir.

Belirtmekte yarar var ki; gerçekten zulme uğrayanların zalimleşmesi mümkün değildir ve zulmün altında yatan hakikat zalimlerin ruhlarını çepeçevre sarmış dahi tüm insani duygularını yakıp yok etmiş olan kibirdir.

Zalim yaptıklarını zulüm olarak görmemekle beraber bir " hak ediş " olarak değerlendirir.

Empati yapabilme yeteneğinden mahrum, ben endeksli düşünen zalim; hedefe koyduğu herkesi aşağılar ki bu aşağılamadan sebep mazlumu insan olarak görmez.

Zulme uğrayanların anne-baba-evlat-eş oluşları önemsizdir zalim için. Akan gözyaşlarının tek bir gayesi vardır, zalimin yüzünde açan gülleri sulamak ve yeşertmek. Öyle ki ibadet ediyormuş, vatan hizmeti görüyormuş gibi hisseder kendini. İnsanların sürülmesi, yerlerinden edilmesi, akraba ilişkilerinin bitmesi, ailelerinin dağılması, huzurlarının kaçması, psikolojilerinin alt üst olması, intihar etmesi hiçbir önemi olmayan sıradan olaylardır zalim için ve yapılan zulüm şu veya bu sebeple toplum tarafından görmezden gelindikçe, zalimin cesareti artar ki son noktada her zalim firavun ilan eder kendini hal diliyle, ta ki zalim mazlumun yaşadıklarını yaşayıncaya dek...

Topraktan yaratıldığını unutan insan bir de tekrar toprak olacağını silmiş ise ruhundan sanır hayatını baki ve aklının ucundan bile geçirmez ki, ona verilen ömür sadece bir imtihan...

Yapılan her zulmün altında zalimin nefisperestliği, içinde biriktirdiği canavarlaşmış kin ve nefret duygusu horlasa da onun tek tesellisi "intikamı sevmem ama ödeşmek adettendir" duygusudur. Suçluyu cezalandırmak adalet olsa da ki bunu adli merciler özgürce tespit etmeli ve icra etmelidir, suçlunun yedi sülalesini, hısım ve akrabasını giyotine göndermek adalet değil cinnettir.

Suç şahsidir, cezada öyle olmalıdır ve gücü elinde bulunduranlar cezayı genellediğinde yok yere hasım sahibi olurlar ve milyonlarca mazlum oluştururlar ki bir gün bir mazlumun ahı indirir şahı...

Güç adalet içindir, intikam için değil ve bir yere kadar avaneniz intikam adına yaptıklarınızı meşru görse de bir zaman sonra ölçüsüz alınan intikam Millet tarafından zulüm olarak algılanır ve alınan ölçüsüz her intikamla kan davası başlar. Son olarak tekrarlarsak ölçüsüz alınan her  intikam zulümdür. Cezaya evet, zulüme hayır...

 

Gürkan Karaçam 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.