Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

FEVÇ FEVÇ DAVUTOĞLU

FEVÇ FEVÇ DAVUTOĞLU Davutoğlu, “1 Kasım’da millet fevç-fevç (akın-akın) sandığa gitti” dedi! TÜSİAD üyeleri de Davutoğlu’nu ayakta durarak ve ellerini önlerinde bağlayarak khayr-khayr, (uslu-uslu) dinlediler. Bu arada Davutoğlu’nu tasdik etmek için kafalarını öne arkaya sallayanlar da vardı! Aferin TÜSİAD aferin! Sizde bu ense olduğu ve böyle davranmaya devam ettiğiniz sürece daha çoook tokat yersiniz… AKP’li üst yöneticilerin hayretle karşıladığım, anlamakta çok zorlandığım bir davranışları var. Bu tutumu sadece bademlerde görebilirsiniz, başka kimsede göremezsiniz. Ömürleri boyunca takiye içinde yaşamanın sonucudur bu durum! Bademler, aynen “Mart Kedisi” gibidirler. Yani hem öperler, hem de feryat ederler! 14 senedir Türkiye’yi tek başına yönetirler, buna rağmen kendi hatalarını başkalarına atmaktan hiç utanmazlar. Yolsuzluk yaparlar, devletin soyulmasına göz yumarlar ama partilerinin adına AK demeyene kızarlar. Örnek verelim; Davutoğlu, “Vesayete karşı omuz omuza durma sorumluluğumuz var” dedi! Hoppaa, al bir kilo boya, nereni boyarsan boya! Sayın Başbakan, şimdiye kadar hangi vesayetin karşısında durdunuz? -Yargı, önce Cemaatin, sonra da Saray’ın emrine verilirken mi vesayete karşı durdunuz? -Aynı Bakanlar Kurulunda görev yaptığınız ve hırsızlıklarını gördüğünüz dört eski Bakanı, Yüce Divan’a sevk etmeyerek hangi vesayetin karşısında durdunuz? -Gerek AKP MKYK üyelerini belirlemede, gerekse son Bakanlar Kurulu oluşumunda, beraber çalışmak istemediğiniz kişilerin size rağmen Bakan olmalarına karşı koyamayarak mı vesayete karşı durdunuz? -Örtülü ödenek harcamalarında sizi By-Pas eden vesayete mi, karşı koydunuz? TÜSİAD’ daki konuşmanızda “Herkes Hukuk Devletinin ve yasalarımızın teminatı altındadır” dediniz. Nasıl bir Hukuk Devleti bu? -İnsanların bir ömür boyu çalışıp yarattıkları servetlere, hiçbir yasal gerekçe göstermeden el koyan vesayet, sizin Başbakan olduğunuz bu ülkede etkili olmadı mı? Bu gasp hala devam etmiyor mu? -Askerler-Aydınlar-Rektörler-Siyasetçiler-Gazeteciler sizin bulunduğunuz Bakanlar Kurulunun görev yaptığı anda zindanlara atılmadılar mı? Bu suçsuz insanlar, beraat edip serbest bırakılınca; “Bu haksızlığı hangi vesayet yaptı, bulun ve yargıya teslim edin” diyerek, vesayete karşı çıkabildiniz mi? Siz hiçbir vesayete karşı çıkamazsınız! Eğer sizde, üzerine yemin ettiğiniz Anayasa’ya sadakat duygusu ve yürek varsa, önce göz göre göre Anayasa’yı çiğneyen ve Anayasal çizginin dışına çıkan Cumhurbaşkanını Anayasal sınırlar içine davet eder ve oturtursunuz. Fakat siz, değil bu Anayasal zorunluluğu yerine getirmek, düşünüp teklif dahi edemezsiniz. Cumhur’un Başı sizi, “Koltuğa oturtulan ve emir alan” biri olarak görüyor. Bakanlarınız öncelikle sizi değil, Beştepe Sarayını dinlerler. İş dünyası problemlerinin çözümü için size gelmez, çünkü kaybedecek zamanları yoktur. Bunlar doğrudan Beştepe’ye veya onun görevlendirdiği adamlarına giderler! Cumhur’un Başı’nın “Hayır” dediği bir kararnameyi dahi Bakanların tümüne imzalatıp, yürürlüğe koyamazsınız. Bu yazılanların hepsinin gerçek olduğunu maalesef ikimiz de biliyoruz. O zaman şu soruya yanıt vermeniz şart oldu; -Değer mi, bir koltuk uğruna yıllarca uğraşıp oluşturduğunuz karakterinizi, Jöleli bir dönek ile soylu danışmanlara çiğnetmeye! Değer mi? Siz görevden ayrıldıktan sonra, hakkınızda neler yazılacağını tahmin edebiliyor musunuz? Dün bir okurum bana soruyordu; Beştepe nezdinde hangisi daha güçlüdür; a)Ahmet Davutoğlu-Başbakan b)Sedat Peker- Bir eliyle Rabia, diğeriyle Bozkurt işaretini aynı anda yapabilen adam. Sizce hangisi daha güçlü? Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Aralık 2015 Rifat Serdaroğlu    
Ekleme Tarihi: 05 Aralık 2015 - Cumartesi
Rıfat SERDAROĞLU

FEVÇ FEVÇ DAVUTOĞLU

FEVÇ FEVÇ DAVUTOĞLU

Davutoğlu, “1 Kasım’da millet fevç-fevç (akın-akın) sandığa gitti” dedi!
TÜSİAD üyeleri de Davutoğlu’nu ayakta durarak ve ellerini önlerinde bağlayarak khayr-khayr, (uslu-uslu) dinlediler. Bu arada Davutoğlu’nu tasdik etmek için kafalarını öne arkaya sallayanlar da vardı! Aferin TÜSİAD aferin! Sizde bu ense olduğu ve böyle davranmaya devam ettiğiniz sürece daha çoook tokat yersiniz…

AKP’li üst yöneticilerin hayretle karşıladığım, anlamakta çok zorlandığım bir davranışları var.
Bu tutumu sadece bademlerde görebilirsiniz, başka kimsede göremezsiniz. Ömürleri boyunca takiye içinde yaşamanın sonucudur bu durum!
Bademler, aynen “Mart Kedisi” gibidirler. Yani hem öperler, hem de feryat ederler!
14 senedir Türkiye’yi tek başına yönetirler, buna rağmen kendi hatalarını başkalarına atmaktan hiç utanmazlar. Yolsuzluk yaparlar, devletin soyulmasına göz yumarlar ama partilerinin adına AK demeyene kızarlar.
Örnek verelim;
Davutoğlu, “Vesayete karşı omuz omuza durma sorumluluğumuz var” dedi!
Hoppaa, al bir kilo boya, nereni boyarsan boya!
Sayın Başbakan, şimdiye kadar hangi vesayetin karşısında durdunuz?
-Yargı, önce Cemaatin, sonra da Saray’ın emrine verilirken mi vesayete karşı durdunuz?
-Aynı Bakanlar Kurulunda görev yaptığınız ve hırsızlıklarını gördüğünüz dört eski Bakanı, Yüce Divan’a sevk etmeyerek hangi vesayetin karşısında durdunuz?
-Gerek AKP MKYK üyelerini belirlemede, gerekse son Bakanlar Kurulu oluşumunda, beraber çalışmak istemediğiniz kişilerin size rağmen Bakan olmalarına karşı koyamayarak mı vesayete karşı durdunuz?
-Örtülü ödenek harcamalarında sizi By-Pas eden vesayete mi, karşı koydunuz?

TÜSİAD’ daki konuşmanızda “Herkes Hukuk Devletinin ve yasalarımızın teminatı altındadır” dediniz.
Nasıl bir Hukuk Devleti bu?
-İnsanların bir ömür boyu çalışıp yarattıkları servetlere, hiçbir yasal gerekçe göstermeden el koyan vesayet, sizin Başbakan olduğunuz bu ülkede etkili olmadı mı? Bu gasp hala devam etmiyor mu?
-Askerler-Aydınlar-Rektörler-Siyasetçiler-Gazeteciler sizin bulunduğunuz Bakanlar Kurulunun görev yaptığı anda zindanlara atılmadılar mı?
Bu suçsuz insanlar, beraat edip serbest bırakılınca;
“Bu haksızlığı hangi vesayet yaptı, bulun ve yargıya teslim edin” diyerek, vesayete karşı çıkabildiniz mi?

Siz hiçbir vesayete karşı çıkamazsınız! Eğer sizde, üzerine yemin ettiğiniz Anayasa’ya sadakat duygusu ve yürek varsa, önce göz göre göre Anayasa’yı çiğneyen ve Anayasal çizginin dışına çıkan Cumhurbaşkanını Anayasal sınırlar içine davet eder ve oturtursunuz.
Fakat siz, değil bu Anayasal zorunluluğu yerine getirmek, düşünüp teklif dahi edemezsiniz.

Cumhur’un Başı sizi, “Koltuğa oturtulan ve emir alan” biri olarak görüyor.
Bakanlarınız öncelikle sizi değil, Beştepe Sarayını dinlerler.
İş dünyası problemlerinin çözümü için size gelmez, çünkü kaybedecek zamanları yoktur. Bunlar doğrudan Beştepe’ye veya onun görevlendirdiği adamlarına giderler!

Cumhur’un Başı’nın “Hayır” dediği bir kararnameyi dahi Bakanların tümüne imzalatıp, yürürlüğe koyamazsınız. Bu yazılanların hepsinin gerçek olduğunu maalesef ikimiz de biliyoruz.

O zaman şu soruya yanıt vermeniz şart oldu;
-Değer mi, bir koltuk uğruna yıllarca uğraşıp oluşturduğunuz karakterinizi, Jöleli bir dönek ile soylu danışmanlara çiğnetmeye! Değer mi?
Siz görevden ayrıldıktan sonra, hakkınızda neler yazılacağını tahmin edebiliyor musunuz?

Dün bir okurum bana soruyordu;
Beştepe nezdinde hangisi daha güçlüdür;
a)Ahmet Davutoğlu-Başbakan
b)Sedat Peker- Bir eliyle Rabia, diğeriyle Bozkurt işaretini aynı anda yapabilen adam.

Sizce hangisi daha güçlü?

Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Aralık 2015
Rifat Serdaroğlu


 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.