Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

DAVUTOĞLU ÜRDÜN’DE!

DAVUTOĞLU ÜRDÜN’DE! Dedesi Osmanlıyı arkadan vuran Ürdün Kralı Hüseyin, Amerika’ya gitti. Amerika’da, üst düzey politikacılara bir konuşma yaptı ve şunları söyledi; “Gerçek şu ki, IŞİD ile mücadelede Türkiye stratejik PROBLEM oluşturmaktadır. Türkiye Suriye’de tamamıyla dinci bir rejim getirmek için ÇABA gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bölgede RADİKAL İSLAMCI bir çözüme inanıyor. Avrupa’ya terörist göndermek Türkiye’nin işidir…” Devlet Adamları konuşmalarında diplomatik bir üslup kullanırlar. Suçlayacakları kişileri bile kibar bir dille suçlarlar. Hiçbir Devlet Adamı; “Eyyyy Obama- Sizin ne işiniz var orada- Siz kimsiniz yahu-Lagara Lugara yapma- Yok öyle 25 kuruşa hem simit hem çay- Avara kasnak bunlar- Sevsinler senin demokrasini-Yemişim Anayasanı senin-Al ananı da git ulan-İsrail Dölü” gibi pespaye bitirimhane dillerini kullanmazlar… Ürdün Kralının diplomatik konuşmasının açılımı şudur. Yani Erdoğan için şunları söylüyor; -Siz İŞID ile mücadele etmek istiyorsunuz. Ama sizin için en büyük engel ve en büyük problem Erdoğan’ın kendisidir. Erdoğan olduğu sürece siz İŞID ile mücadele edemezsiniz! -Erdoğan, Kanlı Terör örgütü İŞID’e yardım ediyor. -Erdoğan, Suriye’de bir İslam Devleti kurulması için her türlü yardımı yapıyor. -Erdoğan, Türkiye’de terörist yetiştirip, eylem yapmaları için Avrupa’ya gönderiyor. Avrupa’daki ölümlerden Erdoğan sorumludur… Bu anlama gelen suçlamalar, üç nesildir emperyalist devletlerin has adamı olarak Ürdün’ü yöneten ve Hz. Peygamberin 43 üncü nesilden torunu olduğunu söyleyen bir Ortadoğu uzmanı tarafından söyleniyor. Bu konuşmaların tamamı toplantı zabıtlarına geçiyor. Toplantıya katılanlar da doğruluyor! Davutoğlu, bu sözlerin üzerine Ürdün’e gitti! Türkiye-Ürdün İş Konseyi toplantısına katılmak için (Normal devlet prosedürüne göre bu seviyedeki toplantılara ilgili Bakan başkanlığında bürokratlar katılır. Başbakan katılmaz) geldiği Ürdün’de, Başbakan ve Ürdün Kralı ile görüştü. Toplantılardan sonra yaptığı basın açıklamasında Davutoğlu, en önemli proje olarak, Türkiye-Ürdün arasında gemi seferleri başlatacağını söyledi! Şimdiye kadar görev yapan Başbakanlardan herhangi biri bu durumla karşılaşsaydı, şöyle davranırdı; TC Devletini ve Cumhurbaşkanını terör ihraç etmek, insanların ölümüne sebep olmak ve Suriye’de rejimi değiştirip bir İslam Devleti kurmakla suçlayan Ürdün Kralından bu haberleri tekzip etmesini ister ve yaptırırdı. Eğer Kral bu talebi geri çevirirse, TC Başbakanı olarak Ürdün ile ilişkilerin derhal askıya alındığını ve Kral Türkiye Devletinden özür dilemeden bu ilişkilerin düzelmeyeceğini söyler ve derhal Ürdün’ü terk ederdi! Davutoğlu; “Efendim ben içerde Kral’a söyledim, bu konuşmaları basın sözcüleri yalanlayacak” gibi saçma bir yalana sığınırsa, o zaman adama sorarlar; -Kral’ın Amerika’daki konuşmalarını basın sözcüsü mü yapmıştı? -Basın sözcüsünün açıklaması mı yoksa Ürdün Kralının kamuya açık yerde yaptığı suçlamalar mı Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından ciddiye alınır? -Ürdün Kralının elinde, söylediklerini doğrulayacak belgeler mi var? Değerli Okurlar; Cehalet ve ihanet birleşirse felaket denen şeytan doğar demiştik. İşte size bir felaket daha! Temizle temizleyebilirsen… Sizlere basit bir soru sorup, yazıyı bağlayalım; Suriye’de rejimi değiştirip “İslam Devleti” kurmak için çaba gösteren bir kafa, aynı işlemi kendi ülkesinde yapmaz mı? Yanıtınız yoksa Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına sorun! Ama önce uyanmasını bekleyin… Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Mart 2016 Rifat Serdaroğlu  
Ekleme Tarihi: 29 Mart 2016 - Salı
Rıfat SERDAROĞLU

DAVUTOĞLU ÜRDÜN’DE!

DAVUTOĞLU ÜRDÜN’DE!

Dedesi Osmanlıyı arkadan vuran Ürdün Kralı Hüseyin, Amerika’ya gitti.
Amerika’da, üst düzey politikacılara bir konuşma yaptı ve şunları söyledi;
“Gerçek şu ki, IŞİD ile mücadelede Türkiye stratejik PROBLEM oluşturmaktadır. Türkiye Suriye’de tamamıyla dinci bir rejim getirmek için ÇABA gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bölgede RADİKAL İSLAMCI bir çözüme inanıyor. Avrupa’ya terörist göndermek Türkiye’nin işidir…”

Devlet Adamları konuşmalarında diplomatik bir üslup kullanırlar. Suçlayacakları kişileri bile kibar bir dille suçlarlar. Hiçbir Devlet Adamı; “Eyyyy Obama- Sizin ne işiniz var orada- Siz kimsiniz yahu-Lagara Lugara yapma- Yok öyle 25 kuruşa hem simit hem çay- Avara kasnak bunlar- Sevsinler senin demokrasini-Yemişim Anayasanı senin-Al ananı da git ulan-İsrail Dölü” gibi pespaye bitirimhane
dillerini kullanmazlar…

Ürdün Kralının diplomatik konuşmasının açılımı şudur. Yani Erdoğan için şunları söylüyor;
-Siz İŞID ile mücadele etmek istiyorsunuz. Ama sizin için en büyük engel ve en büyük problem Erdoğan’ın kendisidir. Erdoğan olduğu sürece siz İŞID ile mücadele edemezsiniz!
-Erdoğan, Kanlı Terör örgütü İŞID’e yardım ediyor.
-Erdoğan, Suriye’de bir İslam Devleti kurulması için her türlü yardımı yapıyor.
-Erdoğan, Türkiye’de terörist yetiştirip, eylem yapmaları için Avrupa’ya gönderiyor. Avrupa’daki ölümlerden Erdoğan sorumludur…

Bu anlama gelen suçlamalar, üç nesildir emperyalist devletlerin has adamı olarak Ürdün’ü yöneten ve Hz. Peygamberin 43 üncü nesilden torunu olduğunu söyleyen bir Ortadoğu uzmanı tarafından söyleniyor. Bu konuşmaların tamamı toplantı zabıtlarına geçiyor. Toplantıya katılanlar da doğruluyor!

Davutoğlu, bu sözlerin üzerine Ürdün’e gitti!
Türkiye-Ürdün İş Konseyi toplantısına katılmak için (Normal devlet prosedürüne göre bu seviyedeki toplantılara ilgili Bakan başkanlığında bürokratlar katılır. Başbakan katılmaz) geldiği Ürdün’de, Başbakan ve Ürdün Kralı ile görüştü.
Toplantılardan sonra yaptığı basın açıklamasında Davutoğlu, en önemli proje olarak, Türkiye-Ürdün arasında gemi seferleri başlatacağını söyledi!

Şimdiye kadar görev yapan Başbakanlardan herhangi biri bu durumla karşılaşsaydı, şöyle davranırdı;
TC Devletini ve Cumhurbaşkanını terör ihraç etmek, insanların ölümüne sebep olmak ve Suriye’de rejimi değiştirip bir İslam Devleti kurmakla suçlayan Ürdün Kralından bu haberleri tekzip etmesini ister ve yaptırırdı. Eğer Kral bu talebi geri çevirirse, TC Başbakanı olarak Ürdün ile ilişkilerin derhal askıya alındığını ve Kral Türkiye Devletinden özür dilemeden bu ilişkilerin düzelmeyeceğini söyler ve derhal Ürdün’ü terk ederdi!

Davutoğlu; “Efendim ben içerde Kral’a söyledim, bu konuşmaları basın sözcüleri yalanlayacak” gibi saçma bir yalana sığınırsa, o zaman adama sorarlar;
-Kral’ın Amerika’daki konuşmalarını basın sözcüsü mü yapmıştı?
-Basın sözcüsünün açıklaması mı yoksa Ürdün Kralının kamuya açık yerde yaptığı suçlamalar mı Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından ciddiye alınır?
-Ürdün Kralının elinde, söylediklerini doğrulayacak belgeler mi var?

Değerli Okurlar;
Cehalet ve ihanet birleşirse felaket denen şeytan doğar demiştik.
İşte size bir felaket daha! Temizle temizleyebilirsen…

Sizlere basit bir soru sorup, yazıyı bağlayalım;
Suriye’de rejimi değiştirip “İslam Devleti” kurmak için çaba gösteren bir kafa, aynı işlemi kendi ülkesinde yapmaz mı?
Yanıtınız yoksa Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına sorun! Ama önce uyanmasını bekleyin…

Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Mart 2016
Rifat Serdaroğlu

 




Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.