Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

BADEM, AYDIN SEVMEZ!

BADEM, AYDIN SEVMEZ! Bademler aydınlardan, vatanseverlerden, hakkını arayan birey olmanın bilincine erişmiş olan insanlardan nefret ederler. Bu kişiler, Bademler için potansiyel tehlikedirler! Derhal susturulmaları, korkutulmaları, sindirilmeleri, mümkünse görevlerinden veya ülkeden atılmaları gerekir! Bademler, Tarikat-Cemaat-Dini Grup-Aşiret-Dergâh şeklinde örgütlenirler. Bunların tümünde, “Biat- yani şartsız itaat” vardır. Tarikat-Cemaat ve diğerlerinde, Önder’in her dediği “Allah emri” olarak kabul edilir. Onun emirlerini tartışmak, eleştirmek, hele karşı çıkmak ölüm cezasını getirir. İstanbul’da Erdoğan’ın ziyaret ettiği, her türlü desteği verdiği bir tarikat ’ta, önder’ in emirlerini dinlemeyen bir tarikat üyesini, kafası mermere vura vura öldürmüşlerdi! Ne mahkeme, ne polis, ne Savcı karışabilmişti! Tarikata giren bir müridin malı-canı-namusu, nesi varsa öndere helal kabul edilir. Böyle bir ilkel yaşam tarzını seçen bademler bir de, “Biz demokratız” demezler mi, insanın sinirlerinin alt üst olmaması mümkün değil. Bir okuyucum geçen günkü yazıma yaptığı yorumda şöyle demişti; “Yarım Hâkim maldan, yarım Hekim candan, yarım İmam imandan edermiş!” Yarım Demokrasi olur mu? Elbette olmaz! Demokrasi hamilelik gibidir. Ya hamilesinizdir, ya da değilsinizdir. Ya demokratsınızdır, ya da değilsinizdir… Osmanlı’da da Türkiye Cumhuriyeti’nde de, Burjuva sınıfı yoktur. Genç Cumhuriyette çok iyi eğitim alan Türk Ordusunun subayları ve Üniversiteler, Bademler tarafından Burjuva sınıfı olarak kabul edilir. Kendi cehaletlerini saklamaya çalışan Bademlerin, her biri en az bir-iki dil bilen, dünyayı tanıyan, pozitif hukuka inanan, bilim ve çağdaşlığın öncülüğünü yapan Türk Subaylarına ve Üniversitelere düşmanlıklarının temelinde bu yatar. Bu iki sınıf ile bilgi-görgü bazında mücadele etmeye güçleri yetmeyen Bademler, her zaman ki gibi bu sınıfları sulandırmaya, bozmaya çalıştılar. Türkiye’de yapılan budur. Türk Ordusunun komuta kademesine kurulan kumpasın da, üniversitelerimizi, ortaçağ kafalı Rektörlere teslim edişlerinin de sebebi bu eziklikleridir. FETÖ Terör örgütünün bu konudaki rolü biraz değişiktir! ABD’nin Ortadoğu ve Türkiye planlarını bozabilecek tek güç Türk Ordusu idi. Türk Ordusunun Komuta Heyetini ikna edemeyen ABD, ülkesinde esir tuttuğu Cemaat Liderine emir vererek, onun Yargı ve Polisteki adamları kanalıyla Türk Ordusunun Komuta heyetini çökerttiler. Her toplumda, şahsi çıkarını ülkesinin çıkarı üstünde tutacak aşağılık insanlar bulunur. Bademler bunları bulup çıkarmakta çok ustadırlar! Başında bulunduğu Ordu’nun kıymetli-dürüst mensuplarının zindana atılmalarını seyreden Tombalak Paşalar mı ararsınız, üniversitesini polise ve illegal örgütlere teslim eden rektörler mi arasınız, hepsini bulup yönetime getirdiler… Bu kafada yetişmiş bir ekibin Türkiye’yi bu günkü hale getirmesinde hiçbir acayiplik yoktur. Esas acayiplik, Bademlerden iyilik ve başarı beklemektir! Yıllardır ülkemiz insanlarını uyarmaya, uyandırmaya gayret ediyoruz. Bademlerin her gün Demokratik Cumhuriyetimizin damarlarına saldırmaları bizi ne kadar üzdüyse, iyi eğitimli veya iş yaşamında başarılı olmuş kişilerin, “Ama istikrar var”, “Çalıyorlar ama çalışıyorlar”, “İyi de canım eskiler ne yapmıştı”, “Tamam bunlar çok kötü ama kime oy verelim” gibi mazeretlerin ardına sığınıp, çöküşü sadece seyretmeleri bizi çok daha fazla üzmektedir. Demokrasi hür ve cesur insanların rejimidir. Eğer kafanız- vicdanınız hür, yüreğiniz vatan sevgisi ile çarpıyorsa demokrasiden ayrılamazsınız. Ama demokrasi narin bir çiçek gibidir. Onun bakımını hem her gün yapacaksınız, hem de Bademler gibi zararlıların onu yok etmesine izin vermeyeceksiniz… Nasıl Bademler kafalarındaki “Federe İslam Devletini” oluşturmak için çalışıyorlarsa, bizlerin de “Demokrat Lâik Cumhuriyetin”, “Ulus Devletin” korunması için gece gündüz gayret göstermemiz gerekmektedir. Yeni siyasi bir hareket ve yeni bir lider gerek, ama orta kimse yok diye üzülmeyin. Sizler, Türk Milleti olarak hele bir toparlanın, ayağa kalkın, size söz veriyorum ki, aradığınız lideri ben size söyleyeceğim… Çocuklarımızın, torunlarımızın, gelecek nesillerimiz için sadece cesur olmamız gerek. Sadece cesaret…   Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Şubat 2016 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 22 Şubat 2016 - Pazartesi
Rıfat SERDAROĞLU

BADEM, AYDIN SEVMEZ!

BADEM, AYDIN SEVMEZ!

Bademler aydınlardan, vatanseverlerden, hakkını arayan birey olmanın bilincine erişmiş olan insanlardan nefret ederler. Bu kişiler, Bademler için potansiyel tehlikedirler! Derhal susturulmaları, korkutulmaları, sindirilmeleri, mümkünse görevlerinden veya ülkeden atılmaları gerekir!

Bademler, Tarikat-Cemaat-Dini Grup-Aşiret-Dergâh şeklinde örgütlenirler. Bunların tümünde, “Biat- yani şartsız itaat” vardır.
Tarikat-Cemaat ve diğerlerinde, Önder’in her dediği “Allah emri” olarak kabul edilir. Onun emirlerini tartışmak, eleştirmek, hele karşı çıkmak ölüm cezasını getirir.
İstanbul’da Erdoğan’ın ziyaret ettiği, her türlü desteği verdiği bir tarikat ’ta, önder’ in emirlerini dinlemeyen bir tarikat üyesini, kafası mermere vura vura öldürmüşlerdi! Ne mahkeme, ne polis, ne Savcı karışabilmişti!
Tarikata giren bir müridin malı-canı-namusu, nesi varsa öndere helal kabul edilir.

Böyle bir ilkel yaşam tarzını seçen bademler bir de, “Biz demokratız”
demezler mi, insanın sinirlerinin alt üst olmaması mümkün değil.
Bir okuyucum geçen günkü yazıma yaptığı yorumda şöyle demişti;
“Yarım Hâkim maldan, yarım Hekim candan, yarım İmam imandan edermiş!”
Yarım Demokrasi olur mu? Elbette olmaz! Demokrasi hamilelik gibidir.
Ya hamilesinizdir, ya da değilsinizdir. Ya demokratsınızdır, ya da değilsinizdir…

Osmanlı’da da Türkiye Cumhuriyeti’nde de, Burjuva sınıfı yoktur.
Genç Cumhuriyette çok iyi eğitim alan Türk Ordusunun subayları ve Üniversiteler, Bademler tarafından Burjuva sınıfı olarak kabul edilir.
Kendi cehaletlerini saklamaya çalışan Bademlerin, her biri en az bir-iki dil bilen, dünyayı tanıyan, pozitif hukuka inanan, bilim ve çağdaşlığın öncülüğünü yapan Türk Subaylarına ve Üniversitelere düşmanlıklarının temelinde bu yatar.

Bu iki sınıf ile bilgi-görgü bazında mücadele etmeye güçleri yetmeyen Bademler, her zaman ki gibi bu sınıfları sulandırmaya, bozmaya çalıştılar.
Türkiye’de yapılan budur. Türk Ordusunun komuta kademesine kurulan kumpasın da, üniversitelerimizi, ortaçağ kafalı Rektörlere teslim edişlerinin de sebebi bu eziklikleridir.

FETÖ Terör örgütünün bu konudaki rolü biraz değişiktir!
ABD’nin Ortadoğu ve Türkiye planlarını bozabilecek tek güç Türk Ordusu idi.
Türk Ordusunun Komuta Heyetini ikna edemeyen ABD, ülkesinde esir tuttuğu Cemaat Liderine emir vererek, onun Yargı ve Polisteki adamları kanalıyla
Türk Ordusunun Komuta heyetini çökerttiler.

Her toplumda, şahsi çıkarını ülkesinin çıkarı üstünde tutacak aşağılık insanlar bulunur. Bademler bunları bulup çıkarmakta çok ustadırlar!
Başında bulunduğu Ordu’nun kıymetli-dürüst mensuplarının zindana atılmalarını seyreden Tombalak Paşalar mı ararsınız, üniversitesini polise ve illegal örgütlere teslim eden rektörler mi arasınız, hepsini bulup yönetime getirdiler…

Bu kafada yetişmiş bir ekibin Türkiye’yi bu günkü hale getirmesinde hiçbir acayiplik yoktur. Esas acayiplik, Bademlerden iyilik ve başarı beklemektir!

Yıllardır ülkemiz insanlarını uyarmaya, uyandırmaya gayret ediyoruz.
Bademlerin her gün Demokratik Cumhuriyetimizin damarlarına saldırmaları bizi ne kadar üzdüyse, iyi eğitimli veya iş yaşamında başarılı olmuş kişilerin,
“Ama istikrar var”, “Çalıyorlar ama çalışıyorlar”, “İyi de canım eskiler ne yapmıştı”, “Tamam bunlar çok kötü ama kime oy verelim” gibi mazeretlerin ardına sığınıp, çöküşü sadece seyretmeleri bizi çok daha fazla üzmektedir.

Demokrasi hür ve cesur insanların rejimidir. Eğer kafanız- vicdanınız hür, yüreğiniz vatan sevgisi ile çarpıyorsa demokrasiden ayrılamazsınız.
Ama demokrasi narin bir çiçek gibidir. Onun bakımını hem her gün yapacaksınız, hem de Bademler gibi zararlıların onu yok etmesine izin vermeyeceksiniz…

Nasıl Bademler kafalarındaki “Federe İslam Devletini” oluşturmak için çalışıyorlarsa, bizlerin de “Demokrat Lâik Cumhuriyetin”, “Ulus Devletin” korunması için gece gündüz gayret göstermemiz gerekmektedir.

Yeni siyasi bir hareket ve yeni bir lider gerek, ama orta kimse yok diye üzülmeyin. Sizler, Türk Milleti olarak hele bir toparlanın, ayağa kalkın, size söz veriyorum ki, aradığınız lideri ben size söyleyeceğim…

Çocuklarımızın, torunlarımızın, gelecek nesillerimiz için sadece cesur olmamız gerek. Sadece cesaret…

 

Sağlık ve başarı dileklerimle 22 Şubat 2016
Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.