Çanakkale Haber

Ahmet TAKAN
Köşe Yazarı
Ahmet TAKAN
 

Sakın bay bay lock olmasın!..

Teknik terimlerle, kafanızı karıştırmamaya gayret göstereceğim. FETÖ davalarının temel taşı olan ByLock ile ilgili MİT'in hazırlayıp Savcılığa gönderdiği uzun ve detaylı rapor ile bazı teknik raporları inceleme fırsatı buldum. Kurunun yanında yaşın yakılmaması ve her şeyden önce tuzağa düşülüp Türk Devlet yapısının tamamen bitirilip çökertilmemesi için dilim döndüğü kadar bazı uyarıları yapmak zorundayım. Mahkemelere gönderilen resmi yazılardan da gördüm ki ByLock kullanıcılarının tespiti konusunda  operatörler, MİT, emniyet herkes topu bir biri üzerine atıyor. BTK ise "bizde belge yok" diye zaten işin içinden sıyrılmış!.. Raporlardan çıkardığım sonuç;  kanunla düzenlenmiş olmasına rağmen, teknik alt yapımız yeterli değil. Zaten ilgili operatörler de gerekli alt yapıları denetimler zamanında etkin bir şekilde yapılmadığı için yerine getirmemiş. Bakın olayı çok basit bir dille örnekleyeyim: Bu, "adınıza kayıtlı plakanın takılı olduğu araç, olay mahallinde görülmüş" demek ile benzeri bir durum. Oysa "plaka ile araç uyuşuyor mu, plakanın sahte olmadığı belli mi, aracın şoförü kim, o tarih ve saatte plakanın takılı olduğu asıl araç aslında başka şehirde mi?.." gibi sorulabilecek onlarca soru varken, bunların hiç birisi sorulmamış ve sorulmuyor. Bunun üzerine de bir sürü garabet ortaya çıkıyor. Son günlerde, bazı medya haberlerinden bunun örneklerine şahit oldunuz. Akıllı telefonu bile olmayan bir vatandaşın, ByLock kullanıcısı olduğu gerekçesiyle tutuklandıktan sonra tahliye olana kadar nasıl göbeğinin çatladığını... HSYK kararı ile 4 Hakim ve Savcı'nın "pardon" denilerek  görevlerine iade edilişini... Buna benzer vakaların sayısı gün geçtikçe artıyor.  Çok büyük bir tuzakla mı karşı karşıyayız?.. Aynen öyle!.. Şöyle düşünün: Güvenlik güçlerimiz, terör örgütüne bir baskın düzenleyecek. Bu baskını örgüt haber alınca kurtuluşu olmayacağını biliyor ama size bazı belgeler bırakıyor!.. Ne var bu belgelerin içinde? Çok önemli isimler... Siz de bu sözde belgelerdeki isimleri, yeterli ve gerekli araştırma yapmadan şıppadanak terörist ilan ediyorsunuz. *** MİT raporundaki, tablolara ve tüm verilere baktıktan sonra dananın kuyruğunun koptuğu yeri şöyle özetleyebilirim: FETÖ, kendi üyeleri arasında kriptolu haberleşme için ByLock adında bir program geliştiriyor. Sonra MİT bunu haber alınca, ByLock programcısı 17 Kasım 2014'te VPN şartı getirerek, eski logları siliyor. Bundan 1 yıl sonra (2016 yılı şubat ayında) MİT, ByLock sunucusundaki bilgileri ele geçiriyor. Fakat ilginçtir ki, ele geçirdikleri bilgi, normalde olması gereken Hard Disk kapasitesinin yüzde 5'i kadar. Gerisi ortada yok. Daha da ilginci, MİT'in "silindi" dediği 15 Kasım 2014 öncesi loglar da bir şekilde yerinde duruyormuş ki, pek çok ByLock zanlısına Ağustos-Kasım 2014 arası Bylock kullandığı bilgisi iletilmiş ve bunun üzerine tutuklanmışlar. Operasyonu görebildiniz mi?.. Bir terör örgütünün üyelerini, o örgütün evinde ele geçirdiğiniz ve muhtemelen operasyon niyetiyle hazırlayarak evde bıraktıkları bir listeye istinaden belirliyorsunuz... MİT hem diyor ki, "15 Kasım 2014'te FETÖ'cüler uyandılar, eski logları sildiler ve Türkiye'nin IP'lerine engelleme getirerek, VPN şartı koydular." Hem de diyor ki "Ben sunucularına sızdım ve orada bulduğum bilgileri aldım geldim. Kişi tespitlerini de bu bilgilere göre yaptım." Ama aldığı bilgilerin boyutu, olması gerekenin yüzde 5'i çıkmış. Bu dikkatlerini çekmiyor. 15 Kasım 2014 öncesi bilgilerin de yerinde duruyor gözükmesi (belki silinmiş dosya süsü ile hard diskte bırakılmış olmaları) da dikkatlerini çekmiyor. Ondan sonra bu veriler esas kabul edilerek tutuklamalar yapılıyor.. Sonra da her taraftan "Biz ByLock kullanmadık" diye itirazlar yükseliyor. Bakın itirafta bulunan üst düzey bir FETÖ üyesi, ankesörlü telefondan görüşerek yüz yüze buluşma ayarladıklarını, buluşmaya giderken yanlarında cep telefonu götürmediklerini vs. anlatıyor. Pek çok FETÖ'cünün bilgisayarında dosyaları kalıcı olarak silen programlar ve çeşitli şifreleme programları bulunmuş. Fakat FETÖ, tüm üye bilgilerini içeren en temel listeyi silmeyi becerememiş. Bu listelerin olduğu sunucuyu korumayı da becerememiş. Üstelik de MİT'in bunu tespit ettiğini fark edip önlem almasına rağmen!.. Bunu aklınız alıyor mu? Yoksa, FETÖ bize asrın operasyonunu çekmiş de biz hâlâ ayakta mı uyuyoruz?.. Anketlerde, yüzde 80 civarında "KHK ile ihraçlar haksızlıktır" sonucunu gördükten sonra TSK içinde bin civarında yeni ihracı 16 Nisan sonrasına erteleyen iktidarın nasıl bir aymazlık içinde olduğunun ispatıdır söz konusu "ByLock raporu." Devlet içinde sürdürülen yağma savaşında etkinlik başka bir terörist grubun eline geçiyor da acaba farkında mı değiller?.. Kaynak: Sakın bay bay lock olmasın!.. - Ahmet TAKAN Yeniçağ
Ekleme Tarihi: 04 Nisan 2017 - Salı
Ahmet TAKAN

Sakın bay bay lock olmasın!..

Teknik terimlerle, kafanızı karıştırmamaya gayret göstereceğim. FETÖ davalarının temel taşı olan ByLock ile ilgili MİT'in hazırlayıp Savcılığa gönderdiği uzun ve detaylı rapor ile bazı teknik raporları inceleme fırsatı buldum. Kurunun yanında yaşın yakılmaması ve her şeyden önce tuzağa düşülüp Türk Devlet yapısının tamamen bitirilip çökertilmemesi için dilim döndüğü kadar bazı uyarıları yapmak zorundayım. Mahkemelere gönderilen resmi yazılardan da gördüm ki ByLock kullanıcılarının tespiti konusunda  operatörler, MİT, emniyet herkes topu bir biri üzerine atıyor. BTK ise "bizde belge yok" diye zaten işin içinden sıyrılmış!.. Raporlardan çıkardığım sonuç;  kanunla düzenlenmiş olmasına rağmen, teknik alt yapımız yeterli değil. Zaten ilgili operatörler de gerekli alt yapıları denetimler zamanında etkin bir şekilde yapılmadığı için yerine getirmemiş.

Bakın olayı çok basit bir dille örnekleyeyim:

Bu, "adınıza kayıtlı plakanın takılı olduğu araç, olay mahallinde görülmüş" demek ile benzeri bir durum. Oysa "plaka ile araç uyuşuyor mu, plakanın sahte olmadığı belli mi, aracın şoförü kim, o tarih ve saatte plakanın takılı olduğu asıl araç aslında başka şehirde mi?.." gibi sorulabilecek onlarca soru varken, bunların hiç birisi sorulmamış ve sorulmuyor. Bunun üzerine de bir sürü garabet ortaya çıkıyor.

Son günlerde, bazı medya haberlerinden bunun örneklerine şahit oldunuz. Akıllı telefonu bile olmayan bir vatandaşın, ByLock kullanıcısı olduğu gerekçesiyle tutuklandıktan sonra tahliye olana kadar nasıl göbeğinin çatladığını... HSYK kararı ile 4 Hakim ve Savcı'nın "pardon" denilerek  görevlerine iade edilişini... Buna benzer vakaların sayısı gün geçtikçe artıyor.

 Çok büyük bir tuzakla mı karşı karşıyayız?.. Aynen öyle!.. Şöyle düşünün: Güvenlik güçlerimiz, terör örgütüne bir baskın düzenleyecek. Bu baskını örgüt haber alınca kurtuluşu olmayacağını biliyor ama size bazı belgeler bırakıyor!.. Ne var bu belgelerin içinde? Çok önemli isimler... Siz de bu sözde belgelerdeki isimleri, yeterli ve gerekli araştırma yapmadan şıppadanak terörist ilan ediyorsunuz.

***

MİT raporundaki, tablolara ve tüm verilere baktıktan sonra dananın kuyruğunun koptuğu yeri şöyle özetleyebilirim:

FETÖ, kendi üyeleri arasında kriptolu haberleşme için ByLock adında bir program geliştiriyor. Sonra MİT bunu haber alınca, ByLock programcısı 17 Kasım 2014'te VPN şartı getirerek, eski logları siliyor. Bundan 1 yıl sonra (2016 yılı şubat ayında) MİT, ByLock sunucusundaki bilgileri ele geçiriyor.

Fakat ilginçtir ki, ele geçirdikleri bilgi, normalde olması gereken Hard Disk kapasitesinin yüzde 5'i kadar. Gerisi ortada yok.

Daha da ilginci, MİT'in "silindi" dediği 15 Kasım 2014 öncesi loglar da bir şekilde yerinde duruyormuş ki, pek çok ByLock zanlısına Ağustos-Kasım 2014 arası Bylock kullandığı bilgisi iletilmiş ve bunun üzerine tutuklanmışlar.

Operasyonu görebildiniz mi?..

Bir terör örgütünün üyelerini, o örgütün evinde ele geçirdiğiniz ve muhtemelen operasyon niyetiyle hazırlayarak evde bıraktıkları bir listeye istinaden belirliyorsunuz...

MİT hem diyor ki, "15 Kasım 2014'te FETÖ'cüler uyandılar, eski logları sildiler ve Türkiye'nin IP'lerine engelleme getirerek, VPN şartı koydular." Hem de diyor ki "Ben sunucularına sızdım ve orada bulduğum bilgileri aldım geldim. Kişi tespitlerini de bu bilgilere göre yaptım."

Ama aldığı bilgilerin boyutu, olması gerekenin yüzde 5'i çıkmış. Bu dikkatlerini çekmiyor. 15 Kasım 2014 öncesi bilgilerin de yerinde duruyor gözükmesi (belki silinmiş dosya süsü ile hard diskte bırakılmış olmaları) da dikkatlerini çekmiyor. Ondan sonra bu veriler esas kabul edilerek tutuklamalar yapılıyor.. Sonra da her taraftan "Biz ByLock kullanmadık" diye itirazlar yükseliyor.

Bakın itirafta bulunan üst düzey bir FETÖ üyesi, ankesörlü telefondan görüşerek yüz yüze buluşma ayarladıklarını, buluşmaya giderken yanlarında cep telefonu götürmediklerini vs. anlatıyor. Pek çok FETÖ'cünün bilgisayarında dosyaları kalıcı olarak silen programlar ve çeşitli şifreleme programları bulunmuş. Fakat FETÖ, tüm üye bilgilerini içeren en temel listeyi silmeyi becerememiş. Bu listelerin olduğu sunucuyu korumayı da becerememiş. Üstelik de MİT'in bunu tespit ettiğini fark edip önlem almasına rağmen!..

Bunu aklınız alıyor mu? Yoksa, FETÖ bize asrın operasyonunu çekmiş de biz hâlâ ayakta mı uyuyoruz?..

Anketlerde, yüzde 80 civarında "KHK ile ihraçlar haksızlıktır" sonucunu gördükten sonra TSK içinde bin civarında yeni ihracı 16 Nisan sonrasına erteleyen iktidarın nasıl bir aymazlık içinde olduğunun ispatıdır söz konusu "ByLock raporu." Devlet içinde sürdürülen yağma savaşında etkinlik başka bir terörist grubun eline geçiyor da acaba farkında mı değiller?..

Kaynak: Sakın bay bay lock olmasın!.. - Ahmet TAKAN

Yeniçağ

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Diğer Yazıları

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.