Kanser tedavisinde çığır açan akıllı ilaçlar, kanser hücrelerini hedefe alarak klasik kemoterapinin neden olduğu yan etkileri büyük ölçüde azaltıyor. Güdümlü füze gibi çalışan bu ilaçlar, tümör hücrelerini intihara sürükleyerek kendi kendini yok etmesini sağlıyor. Prof. Dr. Necdet Üskent akıllı ilaçların önemini şu şekilde anlatıyor: Klasik kanser ilaçları tüm hücreleri hedef aldığı için saç dökülmesi, ağızda yaralar gibi yan etkilere yol açar. Akıllı ilaçlar ise sadece kanser hücrelerini hedef alarak yan etkileri en aza indirir. Akıllı ilaçlar kanser hücresindeki genetik mutasyonları tanır ve ona yönelerek tümörün kendi kendini yok etmesini sağlar. Akıllı ilaçlar kansere neden olan mutasyona göre dizayn edilir ve birçok kanser türünde kullanılabilir. Akıllı ilaçların ilk başarı hikayesi: 2000'li yılların başında lösemi tedavisinde kullanılmaya başlayan ilk akıllı ilaç, hastaların yaşam sürelerini önemli ölçüde uzattı. Akıllı ilaçlar sayesinde lösemi hastaları, o zamanlar birkaç yıl olan yaşam sürelerini 20-25 yıla kadar çıkarabildi. Akıllı ilaçların kullanım alanları: Akıllı ilaçlar günümüzde akciğer, cilt, meme ve mide kanseri gibi birçok kanser türünde kullanılıyor. Akciğer kanserlerinin %15-20'si akıllı ilaçlardan faydalanabiliyor, bu oran sigara içmeyen ve kadın hastalarda daha da artıyor. Sonuç: Akıllı ilaçlar, kanser tedavisinde önemli bir dönüm noktasıdır. Klasik kemoterapinin yan etkilerini büyük ölçüde azaltan bu ilaçlar, hastaların yaşam sürelerini ve yaşam kalitelerini önemli ölçüde artırıyor.