Korku rasyonel düşünme ve davranma becerisini kaybettiriyor!..

Bilim-Teknoloji (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 07.02.2015 - 21:00, Güncelleme: 07.02.2015 - 21:00 3469+ kez okundu.
 

Korku rasyonel düşünme ve davranma becerisini kaybettiriyor!..

Hayatta kalma uzmanları, bütün olumsuz koşullara rağmen bu kadar çok insanın ölmesini şaşkınlıkla karşıladı. Çoğu kişi kurtulmak için bir şey yapmadığından boğularak ölmüştü anlaşılan. Olayla ilgili resmi raporda şöyle deniyordu: “Korku yüzünden birçok kişi rasyonel düşünme ve davranma becerisi gösteremedi... Bazıları korkudan kımıldayamıyordu. Panik ve şok halindeki insanlar yardımcı olmak için yol gösterenlere tepki vermiyordu, zorlandıklarında ve bağırıldığında bile.” Felaket anlarında ve acil durumlarda hayatta kalma teknikleri konusunda orduya eğitim veren Portsmouth Üniversitesi’nden uzman John Leach, hayati tehlike anlarında insanların yüzde 75’inin, durumun yarattığı şaşkınlık nedeniyle net düşünüp kurtulma yolları aramadığını belirtiyor. Beyinleri felce uğruyor. Sadece yüzde 15’i sakin kalmayı ve mantıklı düşünmeyi başarıp hayatlarını kurtaracak adımları atabiliyor (Geri kalan yüzde 10 ise korkudan çıldırmış gibi hareket edip diğer insanların da hayatını tehlikeye atabiliyor.)   Leach, birçok felaket durumunda hayatta kalmak için özel bir beceri gerekmediğini, ne yapmak gerektiğini bilmenin yeterli olduğunu söylüyor. Acil çıkış Mühendisler acil çıkış prosedürlerinin tasarlarken insanların alarma geçirildiğinde derhal tepki vereceği düşüncesiyle hareket ediyor. Oysa son felaketlerin gösterdiği gibi acil durumlarda asıl sorun insanları hızla harekete geçirmek. 22 Ağustos 1985’te İngiltere’nin Manchester havaalanında bir Boeing 737’nin kalkış sırasında motoru arızalanınca 55 kişi öldü. Olayın raporunda şöyle deniyordu: “Bu kazanın en ilginç yanı uçak havaya bile kalkmamış, kalkış pistinde durdurulmuş ve dış cephedeki yangına itfaiyeler acil müdahalede bulunmuş olduğu halde 55 ölümle sonuçlanmış olması. Yanıt bekleyen soru şu: Yolcular neden uçaktan yeterince hızlı indirilmedi?”   Acil durumdaki çılgınlık ya da çıkış kapısına yığılma nedeniyle ezilmeden ziyade insanları tehlikeye atan şey paniğe kapılmama hali. Kitle pasifliğine en çarpıcı örneklerden biri, 11 Eylül’de New York’taki İkiz Kulelere uçakların çarpmasıydı. Normalde çarpmadan sağ kurtulanların derhal en yakın çıkış kapısına yönelip binayı terk etmesi beklenirdi. Fakat çoğu insan tersini yaptı. Binayı terk edenler çarpmadan ortalama altı dakika sonra merdivenlere yönelmiş, bazıları yarım saate yakın binada kalmıştı. Bu insanlar, başlarına gelenlerden habersiz, ne olacağını beklemiş, önce diğer insanların harekete geçmesini istemişti. Hatta bazıları kaçmadan önce telefon etmiş, tuvalete gitmiş, etrafı toplamış, e-postalarını tamamlamış, bilgisayarlarını kapatmış, ayakkabılarını değiştirmişti. Sağ kurtulma hedefi   Pasiflik, beynin felce uğraması ya da kriz anında normalmiş gibi hareket etmeye devam etme türünden davranışların arkasında yatan asıl psikolojik neden, çevredeki ani değişikliğe uyum sağlayamama durumudur. Hayatta kalma çabası hedef gözeten davranışları gerektirir. Aç olduğunuzda yemek ararsınız, yalnız kaldığınızda arkadaş ararsınız. Nasıl yapacağımızı bildiğimiz için bunları yaparken sorun yaşamayız. Fakat yeni ve aşina olmadığımız bir durum stresle birleşince, sağ kalmamızı sağlayacak hedefler belirlemek, yani çıkışın nerede olduğunu ve oraya nasıl ulaşacağınızı tespit etmek çok daha bilinçli davranmayı gerektirir. Leach “Acil durumlarda olaylar sizin algılayabileceğinizden daha hızlı gelişir” diyor. Durumun aciliyeti o durumdan nasıl kurtulacağımızı düşünme kapasitemizi sınırlar. Indiana Üniversitesi’nden sosyal psikolog Jerome Chertkoff ise bu olguyu şöyle açıklıyor: “Hayati tehlike anında duygusal uyarılma hali artar ve bu da insanların farklı alternatifler düşünmesini engeller. Derhal harekete geçmeniz gerektiğinde olumsuz bir şeydir bu; sizi kurtaracak seçeneği hiç düşünememenize neden olabilir.” Kolektif direnç   Acil durumlarda insanların en basit şeyleri bile akıl edememesinin nedeni budur. Uzmanlar acil durumlara önceden hazırlıklı olmanın bundan kurtulmanın en iyi yolu olduğunu belirtiyor. “Pratik sayesinde hareketler otomatik bir hal alır, ayrıntılı düşünmek gerekmez,” diyor Chertkoff. Bunun anlamı şudur: Sinemaya gittiğinizde yangın çıkışının nerede olduğunu, otelde kalıyorsanız kapının arkasındaki acil çıkış planını, gemiye biniyorsanız cankurtaranların yerini, uçaktaysanız acil iniş bilgilerini öğrenmeniz gerekir. Felaketlerden kurtulanlar genellikle daha cesur oldukları için değil, daha hazırlıklı oldukları için kurtulmuşlardır. Acil durumlarda kalabalık kitlelerin birbirini ezdiğine dair yanlış bir inanç vardır. Araştırmalar, bu durumlarda insanların birbirine engel olmak yerine yardım ettiğini gösteriyor. Brighton Üniversitesi’nde kitle davranışları konusunda araştırma yapan Chris Chocking, “Acil durumlarda insanların dayanışma gösterdiği görülmüştür. Bencilliğe az rastlanır ve kitleye yayılan değil, kitle tarafından denetlenen bir davranış biçimidir bu,” diyor. Örneğin 7 Temmuz 2005’te Londra’da yaşanan bombalı saldırılarda 52 kişi ölmüş, 700’den fazla kişi yaralanmıştı. Yüzlerce insan yeraltında trenlerde mahsur kalmıştı. O kargaşa ve tehlike ortamında insanlar birbirine yardım etmiş, dayanışma göstermişti. Psikologlar buna “kolektif direnç” diyor.   Chocking, acil durumlarda kitledeki yardımlaşma psikolojisinin herkesin hayatta kalma şansını artırdığını belirtiyor. Herkesin kendi başına hareket ettiği bir ortamda grubun sağ kurtulma şansının azaldığı belirtiliyor. Belki de hayatınızda hiçbir felaketle karşılaşmayacaksınız. Fakat paranoyaya kapılmadan bu ihtimali göz önünde bulundurup hazırlıklı olmak en iyisidir. Leach kendinize şu soruyu sormanızı tavsiye ediyor: “Kötü bir şey olursa ilk yapacağım şey nedir? Bunu yanıtladığınız anda gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. Aslında olay bu kadar basit.” Bu makalenin İngilizce aslını BBC Future’da okuyabilirsiniz.
Hayatta kalma uzmanları, bütün olumsuz koşullara rağmen bu kadar çok insanın ölmesini şaşkınlıkla karşıladı. Çoğu kişi kurtulmak için bir şey yapmadığından boğularak ölmüştü anlaşılan. Olayla ilgili resmi raporda şöyle deniyordu: “Korku yüzünden birçok kişi rasyonel düşünme ve davranma becerisi gösteremedi... Bazıları korkudan kımıldayamıyordu. Panik ve şok halindeki insanlar yardımcı olmak için yol gösterenlere tepki vermiyordu, zorlandıklarında ve bağırıldığında bile.” Felaket anlarında ve acil durumlarda hayatta kalma teknikleri konusunda orduya eğitim veren Portsmouth Üniversitesi’nden uzman John Leach, hayati tehlike anlarında insanların yüzde 75’inin, durumun yarattığı şaşkınlık nedeniyle net düşünüp kurtulma yolları aramadığını belirtiyor. Beyinleri felce uğruyor. Sadece yüzde 15’i sakin kalmayı ve mantıklı düşünmeyi başarıp hayatlarını kurtaracak adımları atabiliyor (Geri kalan yüzde 10 ise korkudan çıldırmış gibi hareket edip diğer insanların da hayatını tehlikeye atabiliyor.)   Leach, birçok felaket durumunda hayatta kalmak için özel bir beceri gerekmediğini, ne yapmak gerektiğini bilmenin yeterli olduğunu söylüyor. Acil çıkış Mühendisler acil çıkış prosedürlerinin tasarlarken insanların alarma geçirildiğinde derhal tepki vereceği düşüncesiyle hareket ediyor. Oysa son felaketlerin gösterdiği gibi acil durumlarda asıl sorun insanları hızla harekete geçirmek. 22 Ağustos 1985’te İngiltere’nin Manchester havaalanında bir Boeing 737’nin kalkış sırasında motoru arızalanınca 55 kişi öldü. Olayın raporunda şöyle deniyordu: “Bu kazanın en ilginç yanı uçak havaya bile kalkmamış, kalkış pistinde durdurulmuş ve dış cephedeki yangına itfaiyeler acil müdahalede bulunmuş olduğu halde 55 ölümle sonuçlanmış olması. Yanıt bekleyen soru şu: Yolcular neden uçaktan yeterince hızlı indirilmedi?”   Acil durumdaki çılgınlık ya da çıkış kapısına yığılma nedeniyle ezilmeden ziyade insanları tehlikeye atan şey paniğe kapılmama hali. Kitle pasifliğine en çarpıcı örneklerden biri, 11 Eylül’de New York’taki İkiz Kulelere uçakların çarpmasıydı. Normalde çarpmadan sağ kurtulanların derhal en yakın çıkış kapısına yönelip binayı terk etmesi beklenirdi. Fakat çoğu insan tersini yaptı. Binayı terk edenler çarpmadan ortalama altı dakika sonra merdivenlere yönelmiş, bazıları yarım saate yakın binada kalmıştı. Bu insanlar, başlarına gelenlerden habersiz, ne olacağını beklemiş, önce diğer insanların harekete geçmesini istemişti. Hatta bazıları kaçmadan önce telefon etmiş, tuvalete gitmiş, etrafı toplamış, e-postalarını tamamlamış, bilgisayarlarını kapatmış, ayakkabılarını değiştirmişti. Sağ kurtulma hedefi   Pasiflik, beynin felce uğraması ya da kriz anında normalmiş gibi hareket etmeye devam etme türünden davranışların arkasında yatan asıl psikolojik neden, çevredeki ani değişikliğe uyum sağlayamama durumudur. Hayatta kalma çabası hedef gözeten davranışları gerektirir. Aç olduğunuzda yemek ararsınız, yalnız kaldığınızda arkadaş ararsınız. Nasıl yapacağımızı bildiğimiz için bunları yaparken sorun yaşamayız. Fakat yeni ve aşina olmadığımız bir durum stresle birleşince, sağ kalmamızı sağlayacak hedefler belirlemek, yani çıkışın nerede olduğunu ve oraya nasıl ulaşacağınızı tespit etmek çok daha bilinçli davranmayı gerektirir. Leach “Acil durumlarda olaylar sizin algılayabileceğinizden daha hızlı gelişir” diyor. Durumun aciliyeti o durumdan nasıl kurtulacağımızı düşünme kapasitemizi sınırlar. Indiana Üniversitesi’nden sosyal psikolog Jerome Chertkoff ise bu olguyu şöyle açıklıyor: “Hayati tehlike anında duygusal uyarılma hali artar ve bu da insanların farklı alternatifler düşünmesini engeller. Derhal harekete geçmeniz gerektiğinde olumsuz bir şeydir bu; sizi kurtaracak seçeneği hiç düşünememenize neden olabilir.” Kolektif direnç   Acil durumlarda insanların en basit şeyleri bile akıl edememesinin nedeni budur. Uzmanlar acil durumlara önceden hazırlıklı olmanın bundan kurtulmanın en iyi yolu olduğunu belirtiyor. “Pratik sayesinde hareketler otomatik bir hal alır, ayrıntılı düşünmek gerekmez,” diyor Chertkoff. Bunun anlamı şudur: Sinemaya gittiğinizde yangın çıkışının nerede olduğunu, otelde kalıyorsanız kapının arkasındaki acil çıkış planını, gemiye biniyorsanız cankurtaranların yerini, uçaktaysanız acil iniş bilgilerini öğrenmeniz gerekir. Felaketlerden kurtulanlar genellikle daha cesur oldukları için değil, daha hazırlıklı oldukları için kurtulmuşlardır. Acil durumlarda kalabalık kitlelerin birbirini ezdiğine dair yanlış bir inanç vardır. Araştırmalar, bu durumlarda insanların birbirine engel olmak yerine yardım ettiğini gösteriyor. Brighton Üniversitesi’nde kitle davranışları konusunda araştırma yapan Chris Chocking, “Acil durumlarda insanların dayanışma gösterdiği görülmüştür. Bencilliğe az rastlanır ve kitleye yayılan değil, kitle tarafından denetlenen bir davranış biçimidir bu,” diyor. Örneğin 7 Temmuz 2005’te Londra’da yaşanan bombalı saldırılarda 52 kişi ölmüş, 700’den fazla kişi yaralanmıştı. Yüzlerce insan yeraltında trenlerde mahsur kalmıştı. O kargaşa ve tehlike ortamında insanlar birbirine yardım etmiş, dayanışma göstermişti. Psikologlar buna “kolektif direnç” diyor.   Chocking, acil durumlarda kitledeki yardımlaşma psikolojisinin herkesin hayatta kalma şansını artırdığını belirtiyor. Herkesin kendi başına hareket ettiği bir ortamda grubun sağ kurtulma şansının azaldığı belirtiliyor. Belki de hayatınızda hiçbir felaketle karşılaşmayacaksınız. Fakat paranoyaya kapılmadan bu ihtimali göz önünde bulundurup hazırlıklı olmak en iyisidir. Leach kendinize şu soruyu sormanızı tavsiye ediyor: “Kötü bir şey olursa ilk yapacağım şey nedir? Bunu yanıtladığınız anda gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. Aslında olay bu kadar basit.” Bu makalenin İngilizce aslını BBC Future’da okuyabilirsiniz.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.