Çanakkale Haber

Öğretim üyesinde zayıfızʹ

EĞİTİM (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.06.2014 - 18:24, Güncelleme: 04.06.2014 - 18:24 3318+ kez okundu.
 

Öğretim üyesinde zayıfızʹ

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ulusal ve Uluslararası Boyutlarıyla Doktora Eğitimi Çalıştayı"nın açılış töreninde konuşan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Türkiye'nin son yıllarda yükseköğretimde öğrenci sayısında büyük bir ilerleme yakaladığını söyledi.   Türkiye'deki üniversitelerde, öğrenci başına düşen öğretim üyesi sayısı bakımından sıkıntı yaşandığını ifade eden Çetinsaya, bu konuda ciddi bir açık bulunduğunu belirtti.   Prof. Dr. Çetinsaya, şöyle devam etti:         "OECD ortalamalarını alarak hesaplama yaparsak 20 bini doktoralı olmak üzere 45 bin öğretim elemanına ihtiyaç var. Bugünü, dünya ortalamalarına çekebilmek için ama önümüzdeki 10 yıl boyunca da büyüyeceksek ve bu büyüme yüz yüze programlarla gerçekleşecekse -ki açık öğretim yeterince büyümüş, açık öğretimi aşağıya doğru çekmemiz ve yüz yüze eğitimi yukarıya çekmemiz lazım- o zaman öğretim üyesi ihtiyacı daha da kritik bir hal alıyor. Bunun için de mevcut kadroları 2 katına, doktora mezunlarımızın sayısını da kademeli olarak 3 katına çıkarmamız gerekiyor."   Almanya'daki üniversitelerin doktora programlarının her yıl 25 bin, İngiltere'nin 17 bin, Brezilya'nın 14 bin mezun verdiğini, Türkiye'deki üniversitelerin doktora programlarından ise her yıl 4 bin 500 civarında öğrencinin mezun olduğunu bildiren Çetinsaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:   "Öğrenci sayıları ve okullaşma oranlarında dünyada iftihar listesindeyiz ama öğretim üyesi yetiştirme olarak baktığımızda maalesef aynı konumda değiliz. Bu alanda gerçekten ciddi çalışmalara ihtiyacımız var. Türkiye'nin benzer ölçekteki ülkelerle kıyaslandığında, oldukça mütevazı 4 bin 500 doktora mezunu var. Bu ne bizim sistemimizi besleyecek durumda ne de bu 2023 hedeflerimizi besleyebilecek bir sayı. Benim hesaplamalarıma göre bunu önce 2019'a kadar kademeli olarak 10 bine, 2023'e kadar da 15 bine çıkarmamız gerekiyor. Bunları yapabilmemiz için de hem niceliği hem de niteliği artıracak tedbirleri, politikaları hep birlikte tartışmamız gerekiyor."   YÖK Başkanı Çetinsaya, Türkiye'nin bilimsel yayın konusunda dünyada 20'nci, yayınların etki değeri bakımından ise 36'ncı sırada bulunduğunu ifade ederek, öğretim üyesi niteliği konusunda da çalışma yapmaları gerektiğini vurguladı.   İÜ tanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet de Türkiye'nin bilgi çağının önemini kavradığını, eğitime ve yükseköğretime olan yatırımlarını artırdığını söyledi.   Prof. Dr. Söylet, şöyle devam etti:   "Özellikle yükseköğretimdeki kontenjan açığının kapatılması amacıyla hem üniversite sayıları artırıldı hem de bir taraftan da bugün üniversitelerin akademisyen ihtiyaçlarının giderilmesi için çok özel çabalar sarf ediliyor. Ancak yükseköğretimin özellikle lisansüstü eğitim boyutunu tekrar tekrar masaya yatırmak, stratejik planlarımızı, dinamik olarak revize etmek ve gerçekten yürekten hazırlanmış ve yüreklerin ortaya konduğu ve siyaset kurumunun da mutlaka ikna edilerek işin içine katıldığı iş planlarıyla iş akışlarıyla yükseköğretim alanını daha da özgür bir şekilde geliştirmek zorundayız."   Söylet, lisansüstü eğitimin önemine vurgu yaparak, "Lisansüstü eğitim için de Türkiye genelinde Türkiye'nin önünde çok ciddi bir yol haritası olmak zorunda" dedi.   İÜ Kongre ve Kültür Merkezi'nde yarın sona erecek çalıştayda, Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ve Uzak Doğu ülkelerinde doktora eğitiminin genel yapısı ve nitelikleri, "Bologna süreci", "Doktora öğrencisi alımında kriterlerinin belirlenmesi", "ALES uygulamasının gözden geçirilmesi" gibi konular ele alınacak.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ulusal ve Uluslararası Boyutlarıyla Doktora Eğitimi Çalıştayı"nın açılış töreninde konuşan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Türkiye'nin son yıllarda yükseköğretimde öğrenci sayısında büyük bir ilerleme yakaladığını söyledi.   Türkiye'deki üniversitelerde, öğrenci başına düşen öğretim üyesi sayısı bakımından sıkıntı yaşandığını ifade eden Çetinsaya, bu konuda ciddi bir açık bulunduğunu belirtti.   Prof. Dr. Çetinsaya, şöyle devam etti:         "OECD ortalamalarını alarak hesaplama yaparsak 20 bini doktoralı olmak üzere 45 bin öğretim elemanına ihtiyaç var. Bugünü, dünya ortalamalarına çekebilmek için ama önümüzdeki 10 yıl boyunca da büyüyeceksek ve bu büyüme yüz yüze programlarla gerçekleşecekse -ki açık öğretim yeterince büyümüş, açık öğretimi aşağıya doğru çekmemiz ve yüz yüze eğitimi yukarıya çekmemiz lazım- o zaman öğretim üyesi ihtiyacı daha da kritik bir hal alıyor. Bunun için de mevcut kadroları 2 katına, doktora mezunlarımızın sayısını da kademeli olarak 3 katına çıkarmamız gerekiyor."   Almanya'daki üniversitelerin doktora programlarının her yıl 25 bin, İngiltere'nin 17 bin, Brezilya'nın 14 bin mezun verdiğini, Türkiye'deki üniversitelerin doktora programlarından ise her yıl 4 bin 500 civarında öğrencinin mezun olduğunu bildiren Çetinsaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:   "Öğrenci sayıları ve okullaşma oranlarında dünyada iftihar listesindeyiz ama öğretim üyesi yetiştirme olarak baktığımızda maalesef aynı konumda değiliz. Bu alanda gerçekten ciddi çalışmalara ihtiyacımız var. Türkiye'nin benzer ölçekteki ülkelerle kıyaslandığında, oldukça mütevazı 4 bin 500 doktora mezunu var. Bu ne bizim sistemimizi besleyecek durumda ne de bu 2023 hedeflerimizi besleyebilecek bir sayı. Benim hesaplamalarıma göre bunu önce 2019'a kadar kademeli olarak 10 bine, 2023'e kadar da 15 bine çıkarmamız gerekiyor. Bunları yapabilmemiz için de hem niceliği hem de niteliği artıracak tedbirleri, politikaları hep birlikte tartışmamız gerekiyor."   YÖK Başkanı Çetinsaya, Türkiye'nin bilimsel yayın konusunda dünyada 20'nci, yayınların etki değeri bakımından ise 36'ncı sırada bulunduğunu ifade ederek, öğretim üyesi niteliği konusunda da çalışma yapmaları gerektiğini vurguladı.   İÜ tanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet de Türkiye'nin bilgi çağının önemini kavradığını, eğitime ve yükseköğretime olan yatırımlarını artırdığını söyledi.   Prof. Dr. Söylet, şöyle devam etti:   "Özellikle yükseköğretimdeki kontenjan açığının kapatılması amacıyla hem üniversite sayıları artırıldı hem de bir taraftan da bugün üniversitelerin akademisyen ihtiyaçlarının giderilmesi için çok özel çabalar sarf ediliyor. Ancak yükseköğretimin özellikle lisansüstü eğitim boyutunu tekrar tekrar masaya yatırmak, stratejik planlarımızı, dinamik olarak revize etmek ve gerçekten yürekten hazırlanmış ve yüreklerin ortaya konduğu ve siyaset kurumunun da mutlaka ikna edilerek işin içine katıldığı iş planlarıyla iş akışlarıyla yükseköğretim alanını daha da özgür bir şekilde geliştirmek zorundayız."   Söylet, lisansüstü eğitimin önemine vurgu yaparak, "Lisansüstü eğitim için de Türkiye genelinde Türkiye'nin önünde çok ciddi bir yol haritası olmak zorunda" dedi.   İÜ Kongre ve Kültür Merkezi'nde yarın sona erecek çalıştayda, Türkiye ile Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ve Uzak Doğu ülkelerinde doktora eğitiminin genel yapısı ve nitelikleri, "Bologna süreci", "Doktora öğrencisi alımında kriterlerinin belirlenmesi", "ALES uygulamasının gözden geçirilmesi" gibi konular ele alınacak.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.