Çanakkale Haber

Bir Türk Subayının İntiharı Ve Çanakkale’de Hazin Bir Tören!.

GÜNCEL 29.03.2024 - 12:45, Güncelleme: 29.03.2024 - 19:57 17471 kez okundu.
 

Bir Türk Subayının İntiharı Ve Çanakkale’de Hazin Bir Tören!.

Kendi canına kıyan Muhabere Yarbay Gökhan Ünyeli’nin silah arkadaşlarına yazdığı mektup da aslında sitem ettiği adres Türk Milletiydi.

Çanakkale’de dün hazin bir cenaze töreni vardı. Arkasında ibretlik bir mektup bırakarak yaşamına son veren, Ankara MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı’nda görevli Muhabere Subayı Yarbay Gökhan Ünyeli’nin naaşı  Necip Paşa Camiinden askeri törenle kaldırıldı. Kendi silahıyla canına kıyan Yarbay Gökhan Ünyeli’nin silah arkadaşlarına yazdığı mektup aslında sitem ettiği esas adres Türk Milletiydi. Yarbay Gökhan Ünyeli mektubunun bir yerinde bu konuda şöyle diyordu; “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kutsal benliğine ve mümtaz personeline yıllardır yapılan alçak saldırıların hepimiz farkındayız. 1990’lı yıllarda Türk halkının gururla askerini bağrına bastığı o güzel günlerden, içinde bulunduğumuz şu karanlık günlere, yani askeri ötekileştirmeye ve cezalandırmaya nasıl gelindiği hususunu anlatmak gerçekten imkânsız. Henüz 14 yaşında terör örgütlerinin ve aşırı dinci grupların eylem listesinde olmayı öğrenmiştik, ancak bütün halk tarafından topyekûn dışlanmayı tahmin edemezdik. TSK’ya duyulan bu nefretin ve aşağılık duygunun halk tabanına yayılmasını ise hiçbir zaman anlamlandıramadım. Beslenen bu menfur duygular cisimleşerek öncelikle askerin itibarıyla oynandı, ardından özlük haklarına ve yargı kararlarına tezahür etmeye başladı.” Ağır bir psikolojik travmanın çıkış yolunu bulamayan Yarbay Gökhan Ünyeli’nin kendi ifadesi ile intiharına sebep olan gerekçe de bildik türdendi. FETÖ’nün TSK personeline karşı kullandığı yöntemlerden biriydi. Yarbay Ünyeli’nin hakkında yapılan tahkikatın kimin tarafından yapıldığının da önemi yoktu. Bu konuda da rahmetli Muhabere Yarbay Gökhan Ünyeli veda mektubunda şöyle bir açıklamada bulunuyordu; “Onur ve şeref duygusu, bir subayın asla taviz vermeyeceği kutsal değerlerdir. Ergenekon, Balyoz, Askeri casusluk vb. davalar ile başlayan ve 15 Temmuz menfur darbe girişimi sonrasında farklı boyuta evrilen süreç sonunda, sanırım yargılanmayan veya idari tedbir uygulanmayan asker şahıs kalmayacak. Üzülerek ifade ederim ki, son bir yıldır benim de şahsıma yönelik onur kırıcı idari/adli tedbirler uygulanmıştır. Tam 12 yıl önce kim olduğu belirsiz bir kişi tarafından telefonuma yapılan cevapsız çağrı nedeniyle yaşadıklarım umarım kimsenin başına gelmez. Tabii ki tüm toplumun adeta görmezden geldiği, 90 yaşında haksızca hapishanelerde ölüme terk edilen onca asker varken kendi durumumu acıklı hale getirmeyeceğim. Ancak tek amacı Türk Milletinin tarihine ve ebedi Başkomutan’ımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün güvenine lâyık olmaya çalışan, Anayasa’ya bağlılıktan ödün vermeyen ve askerlik mesleğinin gerektirdiği tüm vazifeleri yerine getiren biri olarak bana karşı yapılan haksızlıklar tahammül sınırını aşmıştır.” Ne yazık ki çaresizlik içinde umutlarını yitirmiş, sürüklendiği tükenmişlik sendromu sonucunda bu değerli Türk subayı hayatına son vermişti. İki sayfa uzunluğundaki ibretlik veda mektubuna internet kolayca ulaşıp okuya bilirsiniz. Hele de mektubun sonundaki vasiyeti kulaklar küpe olacak cinstendir. “Türk Milleti kendi evlatları olan Türk Silahlı Kuvvetlerine tekrar sahip çıkması dileğiyle… Elveda…” Daha birçok konudan bahsetmekle beraber 12 yıl önce telefonuna gelen bir cevapsız aramaya istinaden başlatılan bir soruşturmanın gelip dayandığı bir noktadan serzenişte bulunan Yarbay Ünyeli ne yazık ki yaşadıklarına ve gördüklerine dayanamayarak intihar ederek yaşamına son vermeyi tercih etmiştir. Ölen ölüp gitse de arkasında enteresan bilgiler bırakarak aramızdan ayrılmıştır. Dün gerek cami avlusunda ve gerekse başka yerlerde bir çok emekli subayın Muhabere Yarbay Gökhan Ünyeli’nin intiharına çok üzüldüğünü, gözlerinin dolduğunu ve ağlamaklı olduklarına bizzat şahit oldum. Türk subayları kolay yetişmiyor. Harbiye mezunu Türk subaylarının ne yapıp ne ettiklerinin canlı şahidi elbette ki yine Türk Milletidir. Vatanımızı içeriden ve dışarıdan çepeçevre sarıp sarmalayan olaylar güçlü bir orduya sahip olmayı gerektirmektedir. Subay Harp Okullarında yetişir. Ordunun temel direği subaylardır. Subaylar, astsubaylar millet sevisi ile yorulmuş serdengeçtilerdir. Subay ve astsubayların ucuzu olmaz. ABD’nin Irak’ı işgalinde Iraklı subayların kalitesiz kişilikleri, güçsüz karakteristik özellikleri, vatan sevgilerinin azlığı ve basiretsizliği vatanlarının ABD tarafından bir anda işgal edilmesine sebep olmuştur. Türk Milleti, bugününün ve geleceğinin teminatı olan Ordusunun sevk ve idaresini yapan Türk subay ve astsubaylarını meslekten soğutan nedenleri ortadan kaldırmak için gayret göstermelidir. Türk askerinin hak ettiği saygınlığı ve hürmeti, kamuoyu nezdinde yok edilmesine müsaade etmemelidir. Türk subayının milletine ve ordusuna duyduğu aidiyete zarar verenler, vermesi muhtemel olan her türlü siyasal girişimlerin, cemaat ve tarikatların önüne geçilmelidir. Aksi taktirde ne kadar iyi silahlara ve ileri teknolojiye sahip olunursa olunsun subay astsubayı kalitesiz bir ordunun zafere ulaşmasına olanak yoktur. Balkan Harbi tüm çıplaklığı ile tarihimizde yerini almış olan acıklı bir savaşın adıdır. Balkan harbinde subaylar arasında çıkan sen ben kavgası ve siyasal ayrışmalar koca balkanların elimizden çıkmasına sebep olmuştur. Elimizde bir tane vatan, bir tane devlet ve bir tane de ordu vardır. Dünya hiçbir devlet, vatandaşını ve vatanını ithal askerlerle korunamaz. Ne demişti Yüce Atatürk; ''Bir ordunun kıymeti zabitan ve kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür.''      
Kendi canına kıyan Muhabere Yarbay Gökhan Ünyeli’nin silah arkadaşlarına yazdığı mektup da aslında sitem ettiği adres Türk Milletiydi.

Çanakkale’de dün hazin bir cenaze töreni vardı. Arkasında ibretlik bir mektup bırakarak yaşamına son veren, Ankara MEBS Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı’nda görevli Muhabere Subayı Yarbay Gökhan Ünyeli’nin naaşı  Necip Paşa Camiinden askeri törenle kaldırıldı.

Kendi silahıyla canına kıyan Yarbay Gökhan Ünyeli’nin silah arkadaşlarına yazdığı mektup aslında sitem ettiği esas adres Türk Milletiydi. Yarbay Gökhan Ünyeli mektubunun bir yerinde bu konuda şöyle diyordu;

“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kutsal benliğine ve mümtaz personeline yıllardır yapılan alçak saldırıların hepimiz farkındayız. 1990’lı yıllarda Türk halkının gururla askerini bağrına bastığı o güzel günlerden, içinde bulunduğumuz şu karanlık günlere, yani askeri ötekileştirmeye ve cezalandırmaya nasıl gelindiği hususunu anlatmak gerçekten imkânsız. Henüz 14 yaşında terör örgütlerinin ve aşırı dinci grupların eylem listesinde olmayı öğrenmiştik, ancak bütün halk tarafından topyekûn dışlanmayı tahmin edemezdik. TSK’ya duyulan bu nefretin ve aşağılık duygunun halk tabanına yayılmasını ise hiçbir zaman anlamlandıramadım. Beslenen bu menfur duygular cisimleşerek öncelikle askerin itibarıyla oynandı, ardından özlük haklarına ve yargı kararlarına tezahür etmeye başladı.”

Ağır bir psikolojik travmanın çıkış yolunu bulamayan Yarbay Gökhan Ünyeli’nin kendi ifadesi ile intiharına sebep olan gerekçe de bildik türdendi. FETÖ’nün TSK personeline karşı kullandığı yöntemlerden biriydi. Yarbay Ünyeli’nin hakkında yapılan tahkikatın kimin tarafından yapıldığının da önemi yoktu. Bu konuda da rahmetli Muhabere Yarbay Gökhan Ünyeli veda mektubunda şöyle bir açıklamada bulunuyordu;

“Onur ve şeref duygusu, bir subayın asla taviz vermeyeceği kutsal değerlerdir. Ergenekon, Balyoz, Askeri casusluk vb. davalar ile başlayan ve 15 Temmuz menfur darbe girişimi sonrasında farklı boyuta evrilen süreç sonunda, sanırım yargılanmayan veya idari tedbir uygulanmayan asker şahıs kalmayacak. Üzülerek ifade ederim ki, son bir yıldır benim de şahsıma yönelik onur kırıcı idari/adli tedbirler uygulanmıştır. Tam 12 yıl önce kim olduğu belirsiz bir kişi tarafından telefonuma yapılan cevapsız çağrı nedeniyle yaşadıklarım umarım kimsenin başına gelmez. Tabii ki tüm toplumun adeta görmezden geldiği, 90 yaşında haksızca hapishanelerde ölüme terk edilen onca asker varken kendi durumumu acıklı hale getirmeyeceğim. Ancak tek amacı Türk Milletinin tarihine ve ebedi Başkomutan’ımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün güvenine lâyık olmaya çalışan, Anayasa’ya bağlılıktan ödün vermeyen ve askerlik mesleğinin gerektirdiği tüm vazifeleri yerine getiren biri olarak bana karşı yapılan haksızlıklar tahammül sınırını aşmıştır.”

Ne yazık ki çaresizlik içinde umutlarını yitirmiş, sürüklendiği tükenmişlik sendromu sonucunda bu değerli Türk subayı hayatına son vermişti. İki sayfa uzunluğundaki ibretlik veda mektubuna internet kolayca ulaşıp okuya bilirsiniz. Hele de mektubun sonundaki vasiyeti kulaklar küpe olacak cinstendir.

“Türk Milleti kendi evlatları olan Türk Silahlı Kuvvetlerine tekrar sahip çıkması dileğiyle… Elveda…”

Daha birçok konudan bahsetmekle beraber 12 yıl önce telefonuna gelen bir cevapsız aramaya istinaden başlatılan bir soruşturmanın gelip dayandığı bir noktadan serzenişte bulunan Yarbay Ünyeli ne yazık ki yaşadıklarına ve gördüklerine dayanamayarak intihar ederek yaşamına son vermeyi tercih etmiştir.

Ölen ölüp gitse de arkasında enteresan bilgiler bırakarak aramızdan ayrılmıştır. Dün gerek cami avlusunda ve gerekse başka yerlerde bir çok emekli subayın Muhabere Yarbay Gökhan Ünyeli’nin intiharına çok üzüldüğünü, gözlerinin dolduğunu ve ağlamaklı olduklarına bizzat şahit oldum.

Türk subayları kolay yetişmiyor. Harbiye mezunu Türk subaylarının ne yapıp ne ettiklerinin canlı şahidi elbette ki yine Türk Milletidir. Vatanımızı içeriden ve dışarıdan çepeçevre sarıp sarmalayan olaylar güçlü bir orduya sahip olmayı gerektirmektedir.

Subay Harp Okullarında yetişir. Ordunun temel direği subaylardır. Subaylar, astsubaylar millet sevisi ile yorulmuş serdengeçtilerdir. Subay ve astsubayların ucuzu olmaz. ABD’nin Irak’ı işgalinde Iraklı subayların kalitesiz kişilikleri, güçsüz karakteristik özellikleri, vatan sevgilerinin azlığı ve basiretsizliği vatanlarının ABD tarafından bir anda işgal edilmesine sebep olmuştur.

Türk Milleti, bugününün ve geleceğinin teminatı olan Ordusunun sevk ve idaresini yapan Türk subay ve astsubaylarını meslekten soğutan nedenleri ortadan kaldırmak için gayret göstermelidir. Türk askerinin hak ettiği saygınlığı ve hürmeti, kamuoyu nezdinde yok edilmesine müsaade etmemelidir. Türk subayının milletine ve ordusuna duyduğu aidiyete zarar verenler, vermesi muhtemel olan her türlü siyasal girişimlerin, cemaat ve tarikatların önüne geçilmelidir.

Aksi taktirde ne kadar iyi silahlara ve ileri teknolojiye sahip olunursa olunsun subay astsubayı kalitesiz bir ordunun zafere ulaşmasına olanak yoktur. Balkan Harbi tüm çıplaklığı ile tarihimizde yerini almış olan acıklı bir savaşın adıdır. Balkan harbinde subaylar arasında çıkan sen ben kavgası ve siyasal ayrışmalar koca balkanların elimizden çıkmasına sebep olmuştur.

Elimizde bir tane vatan, bir tane devlet ve bir tane de ordu vardır.

Dünya hiçbir devlet, vatandaşını ve vatanını ithal askerlerle korunamaz.

Ne demişti Yüce Atatürk;

''Bir ordunun kıymeti zabitan ve kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür.''

 

 

 

Çanakkale HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.