ÇOMÜ, Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın Köşk ve Çiftliğini Gün Yüzüne Çıkarıyor
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) öncülüğünde sürdürülen bilimsel çalışmalarla, Osmanlı donanmasının simge isimlerinden Cezayirli Gazi Hasan Paşa’ya ait olduğu belirlenen Mahmudiye Köşkü ve çiftlik yapıları, arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkarılıyor. Proje, yalnızca mimari açıdan değil, Osmanlı taşra yaşamına dair sosyo-kültürel verilerle de dikkat çekiyor.
Projenin bilimsel sorumluluğunu ÇOMÜ Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman Uysal yürütüyor. Uysal, Hasan Paşa’nın Çanakkale’deki görevi süresince bu yapıları hem konut hem de donanmanın lojistik ihtiyaçlarını karşılayan bir üs olarak kullandığını belirtiyor. Ana köşk, hamam, hizmet birimleri ve çevresindeki yerleşim dokusuyla birlikte yapılar, Osmanlı taşra mimarisinin bugüne ulaşan ender örneklerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Kazı alanında elde edilen seramik parçalar, küçük buluntular ve arşiv belgelerinde yer alan eşya envanterleri — örneğin billur cam eşyalar, bakır kaplar, perdeler, yorgan ve yastıklar — sadece günlük yaşam değil, taşrada estetik anlayışın da izlerini taşıyor.
Prof. Dr. Uysal, yürütülen restorasyon sürecinin uluslararası koruma ilkeleri çerçevesinde, özellikle Viyana Tüzüğü’ne uygun biçimde hazırlandığını ifade etti. Şimdilik yalnızca köşk binasını kapsayan rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri, Çanakkale Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmış durumda. Uysal, yeterli veri bulunmayan bölümlerde modern müdahaleden kaçınılarak, yapının özgün formuna saygı gösterildiğini vurguladı.
Kazı ve restorasyon çalışmalarına ÇOMÜ’nün Sanat Tarihi, Arkeoloji ve Mimarlık bölümlerinden öğrencilerin de aktif olarak katılması planlanıyor. Böylece proje, öğrencilere yerinde uygulamalı eğitim imkânı sunarak akademik bilgiyi pratikle buluşturuyor.
Bu kapsamlı çalışma, ÇOMÜ’nün kültürel mirasın korunmasına yönelik toplumsal katkı vizyonunu da güçlendirirken, aynı zamanda bölgenin tarih turizmi potansiyeline önemli katkılar sunması bekleniyor. Geçmişle kurulan bu bilimsel köprü, Osmanlı taşrasında yaşamın daha yakından anlaşılmasına olanak tanıyor.