Kadir KENAR HATANIN ACİZANE YAZISI

Yeni Çanakkale!..   Bundan 13 yıl önce Çanakkale dediğimizde üç isim akla gelirdi. Daha doğrusu Çanakkale Merkez dediğimizde daha çok geçerliydi; Mustafa Cumhur Ersümer, Niyazi Önen ve İsmail Özay. Üçlü bir saçayağı yönetirdi kentin büyük bir çoğunluğunu. Çan’da ise Kale Grubu vardı ki, o da bir emniyet sibobu vazifesi görürdü.  İlk olarak Ersümer ayrıldı sahneden. Hemen akabinde Niyazi Önen Çanakkale Ticaret ve Sanayi odası seçimlerini kaybetti. İsmail Özay ise 13.5 yıllık belediye başkanlığını genel siyasetle taçlandırmak için milletvekili olup Çanakkale’yi terk etti. Ve Böylece merkez siyaseti, ekonomiyi ve bir çok dengeyi yürüten üç isim etkisizleşmiş oldu. Ve aynı zamanda Ak partili yıllar başladı.  Çanakkale Belediyesi Ülgür Gökhan’a emanet edildi. Çanakkale siyaseti ise iktidar olan Ak Partili Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere ile, muhalefet olan İsmail Özay’a. ÇTSO dediğimiz iş dünyasının başına ise Kale Grubundan İlhami Tezcan geçti.  Bu arada yenilenme sadece bunlardan ibaret değildi. İlk kurulan İl Özel İdare Genel Sekterliğine Ayhan Gider getirildi. Ve tarihinde ilk kez bir başhekim Çanakkale Devlet Hastanesinde 8 yıl, ardından Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliğinde 2 yıl olmak üzere 10 yılın ilin sağlık sektörüne hükmetti.  Sonra, ilk değişim ÇTSO’da oldu. İlhami Tezcan milletvekilliği sevdasına kapılıp siyasete atıldı. Yerine Çanakkale’de hızlı bir şekilde güçlenen bir isim olan Bülend Engin geldi.  Siyaset ise Ak partinin güçlenerek yoluna devam etmesi sayesinde istikrarını korudu. Yerel olarak çok güçlendi mi; hayır! Çünkü bu memlekette siyaset, ticaret ve derin Çanakkale bir araya gelmeden hüküm sürmek çok zordu.  Bu arada Biga eyaletimiz ve Çan vilayetimizdeki değişimler de önemlidir tabi! Şükrü Kemerli tarih oldu. Uyum abidesi Ali Sarıbaş belediyeyi kaybetti. Ama siyasi konjektürün azizliği sayesinde milletvekili oldu.  Ve geldik bu güne. Bazıları sanıyor ki, her şey çok değişti. Yeni bir Çanakkale var artık. Ben onlara şunu söylüyorum; hayır, sel gider izi kalır! Hiçbir şey birden bire değişmez. Şimdi herkes diyor ki, Mehmet Daniş de bitti işte. Acaba öyle mi! Ayhan Gider, gitti. Kenan Eliuz bitti! Ne oldu, Ak Parti yeni bir sayfa açtı, il yönetimi değişti. Ve yeni bir Çanakkale kuruluyor. Acaba öyle mi! Bakın, tarih öyle kolay kolay değişmez. Gitti, yok oldu dediğimiz Niyazi Önen hala dimdik ayakta. Mehmet Daniş’in yarın hangi güç dengesinde olacağını bilmiyoruz. İsmail Özay bile ben varım diyerek, geçmişin hesap ve kitabını tutuyor. Kale Grubunun ölüsü, memleketin dirisine çarığı ters giydirir bilirim! Öte yandan İÇDAŞ dediğimizde aklımıza gelen tek isim Bülend Engin’i kimse hafife almasın ki, yanılır. Evet tek cümle ile söyleyeyim. Çanakkale bir lodos fırtınasına esir düştü son zamanında. Ve bu fırtına çok yakın zamanda dinecek. Taşlar yeniden yerli yerine oturacak. Kökü sağlam olan ve eğilmeyen ağaçlar yaşamaya devam edecek. Ve en önemlisi kim hangi cayırda otlandıysa, o çayıra geri dönecek. Üç beş kapı bulduk; üç beş delik, üç beş çıkma merdivenden çıktık diye kimse şişinip, kendini bir şey oldum sanmasın. Benden kardeş tavsiyesi diyeyim.                                                                                                                                                                                                                                                                                                Bazı insanlar için yaşadığı yerin hiçbir önemi yoktur....       Bazı insanlar için yaşadığı yerin hiçbir önemi yoktur. Kendilerini oraya ait hissetmez ve bir günü beklerler. bazı insanlar için se yaşadığı yer çok önemlidir. ve orası onların dünyalıkları dır ama mutlu değillerdir. onun içinde yazlıklar kışlıklar yaptırırlar. sonra bu da yetmez, yurt içi ve de yurt dışı otel odalarını mesken tutarlar. sanırlar kı mutluluk orada. Ama büyük bir yanılgı içindelerdir ki, mutluluk insanın tek başına imar edebileceği bir yapı değildir. otel odalarındaki günlük mutluluklar ise, derin bir girdaptır ki, sizi ait olduğunuz yerlerden çok çok ötelere götürür ve geri döndüğünüzde mutlu olacak bir soluk, nefes de bulumazsınız artık. aslında insan yaşamı çok basit ve sade kurallar üstüne kurulmuştur. ama bunları çok büyük bir marifet sayanlar, yaşamlarını değiştirebileceklerini sanıp deryalarda boğulur giderler.. balık misali....