Modern yaşamın getirdiği konfor, insanları giderek daha da hareketsiz hale getiriyor. Uzun saatler masa başında oturmak, ekran karşısında geçirilen zamanın artması ve fiziksel aktivitenin azalması, birçok ciddi sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu, 10 Mayıs “Sağlık İçin Hareket Et Günü” dolayısıyla hareketsizliğin vücut üzerindeki yıkıcı etkilerini anlattı ve önemli uyarılarda bulundu: “İnsan bedeni hareket etmek için yaratılmıştır. Hareketsizlik, bedenin doğasına aykırıdır.”

Prof. Dr. Bayramoğlu’na göre hareketsizliğin sonuçları sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel boyutlarda da hissediliyor. Özellikle genç yaş grubunda artan boyun, bel ve sırt ağrılarının yanı sıra postüral bozukluklar, kilo artışı ve zihinsel bulanıklık giderek yaygınlaşıyor. “Fiziksel aktivite eksikliği, kasların küçülmesine, bağların esnekliğini yitirmesine ve ağrıların kronikleşmesine neden olurken; aynı zamanda metabolizmayı yavaşlatıyor, bağışıklık sistemini çökertiyor ve ruhsal çöküntüyü beraberinde getiriyor.”

Hareket etmeyen kaslar gücünü kaybediyor, eklem bağları esnekliğini yitiriyor. Bu da duruş bozukluklarından kireçlenmelere kadar pek çok soruna zemin hazırlıyor.

Kan dolaşımı yavaşlıyor, venöz dönüş bozuluyor. Ödem, varis ve tansiyon problemleri ortaya çıkıyor. Kalp performansı düşerken, damarlar esnekliğini kaybediyor.

Kaslar aktif olmadığında glikoz kullanımı azalıyor. Bu da insülin direncine ve tip 2 diyabete yol açabiliyor. Aynı zamanda kötü kolesterol seviyesi de artış gösteriyor.

Yetersiz hareket, akciğer kapasitesini kısıtlayarak sığ solunuma yol açıyor. Oysa düzenli egzersiz, akciğerlerin daha etkin çalışmasını sağlar.

Hareketsizlik, bağırsak hareketlerini yavaşlatıyor. Kabızlık, şişkinlik ve reflü gibi sorunlar yaygınlaşıyor.

Egzersiz yapılmadığında serotonin ve endorfin üretimi azalıyor. Bu da depresyon, uyku bozuklukları ve hafıza problemlerine neden oluyor.

Lenf sistemi kas hareketine bağlı çalışır. Hareketsizlik, toksin atılımını ve bağışıklık hücrelerinin dolaşımını engelleyerek vücudu savunmasız bırakır.

Prof. Dr. Bayramoğlu, çözümün çok açık olduğunu vurguluyor: “Hareketi günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline getirmeliyiz. Kısa yürüyüşler, düzenli egzersiz, masa başında verilen küçük molalar bile sağlığımız açısından büyük fark yaratır. Unutmayalım, hareket ettikçe beden yaşar, ruh canlanır.”