Dr. Kul, yaşlılık döneminin sadece sağlık sorunlarıyla değil, aynı zamanda bireylerin bağımsızlıklarını koruyarak yaşamlarını sürdürebilmeleriyle de yakından ilişkili olduğunu vurguladı: “Bu süreçte düzenli fiziksel aktivite ve uygun egzersiz programları, hem beden sağlığını hem de zihinsel işlevleri destekleyerek kronik hastalık risklerini önemli ölçüde azaltır.”

Fiziksel aktivitenin sadece kas-iskelet sistemine değil, beyin fonksiyonlarına da olumlu etkileri olduğunu belirten Dr. Büşra Kul; yaşlı bireylerde zihinsel gerilemeyi azaltmak için aerobik egzersizler, düşme riskini önlemek için denge ve esneklik çalışmaları, ruhsal iyi oluşu artırmak için ise ev işleri ve bahçecilik gibi aktiviteleri önerdi.

Dr. Kul, sağlıklı yaşlanmanın yalnızca fizyolojik bir süreç olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, “Zihinsel ve sosyal açıdan aktif kalan yaşlı bireylerde depresyon riski azalırken, yaşam doyumu da belirgin şekilde artıyor” dedi. Bu nedenle yaşlıların sosyal hayata katılımını destekleyen faaliyetlerin de egzersiz kadar önemli olduğunun altını çizdi.

Uyku problemlerinin yaşlılık döneminde sıkça karşılaşılan ciddi bir sorun olduğunu belirten Dr. Kul, şu uyarılarda bulundu: “Her gün aynı saatte uyuyup uyanmak, gündüz uykularından kaçınmak, yatmadan önce ağır yemekler yememek uyku hijyeninin temelini oluşturur. Uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu ve insomnia gibi bozukluklar tedavi edilmediğinde hem zihinsel hem fiziksel sağlığı ciddi biçimde etkileyebilir.”

Yaşlı bireylerde düşmelerin ciddi yaralanmalara ve bağımsızlığın kaybına yol açabileceğini hatırlatan Dr. Kul, şu önerilerde bulundu: “Kaymaz zemin kaplamaları, iyi aydınlatılmış ortamlar, tutunma barları, baston ya da yürüteç gibi yardımcı ekipmanlar düşme riskini azaltabilir. Egzersizle denge ve kas gücünün artırılması da önemli bir koruyucudur.”