BU HASTALIK SU İÇERKEN BİLE ORTAYA ÇIKABİLİYOR

Gülerken, diş fırçalarken, bazen su içerken bazen de yüze dokunulduğunda yani rutin herhangi bir şey yapıldığında bile başlayan ağrılar hayatı zehir edebiliyor. Halk arasında şiddetli ağrılara sebep olması nedeniyle “Delirten hastalık” olarak bilinen trigeminal nevralji, bu sorunu yaşayan kişilerin sorunun ağızda olduğunu sanıp tüm dişlerini çektirmelerine bile neden olabiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Anestezi Bölümü’nden Ağrı Polikliniği Sorumlusu Uz. Dr. Mehmet Çelik, trigeminal nevralji ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Trigeminal nevralji, hastanın yaşam kalitesini oldukça düşüren şiddetli ağrılar ile karakterize, su içerken ya da bazen diş fırçalarken bile tetiklenebilen bir hastalıktır. Genellikle bu tip hastalarda ağrının yaşandığı bölgedeki diş ya da dişlere kanal tedavisi yapıldığı hatta çekildiği görülmektedir. Bu durum hem hastanın sağlıklı dişlerinin gereksiz ve yanlış tedaviler görmesine yol açmakta hem de trigeminal nevralji teşhisinin konulmasını geciktirmektedir. Ancak hasta bu konuda uzman bir hekime gittiği takdirde teşhis hemen konulmaktadır. Diş fırçalarken bile ortaya çıkabiliyor Trigeminal nevralji, yüzdeki hisleri beyne taşıyan trigeminal sinir denilen yüz sinirinin bilinmeyen bir nedenle hasar almasıyla oluşan bir sorundur. Trigeminal sinirin üç dalı vardır. Bu dallardan biri göz çevresine, biri yanak ve üst dudağa diğeri ise alt çeneyle alt dudağa doğru gitmektedir. Bu bölgelerde oluşan bir sorun kişilerde çok şiddetli, elektrik çarpması gibi şeklinde ifade edilen ağrılara neden olmaktadır. Tıraş olurken, diş fırçalarken, bir şeyler çiğnerken ya da su içerken bile bu şiddetli ağrılar ortaya çıkabilmektedir ve hayatı oldukça zorlaştırmaktadır. Ağrılar daha şiddetli hale gelirse… Hastalık genel olarak yoğun ve aşırı düzeyde oluşan ve birkaç saniye ile dakikalar hatta saatler sürebilen yüz bölgesi ağrıları ile kendini belli etmektedir. Hastalar oluşan ağrıları tarif ederken, yüzlerinde bir ağrı oluşturan odak olduğunu söylemektedir ve bazen su bile içildiğinde ağrının tetiklenebileceğinden korkmaktadır. İyi bir anamnezle teşhis kolaylıkla konulmaktadır. Trigeminal nevralji şu belirtilerle ortaya çıkmaktadır: Ara sıra yoklayan orta şiddette ağrılar. Bir elektrik çarpması gibi hissedilen ani, şiddetli, zonklayan ağrı. Hiçbir şey yokken başlayan veya çiğneme, konuşma, dişleri fırçalama, yüze dokunma gibi nedenlerle başlayan ağrılar. Bir iki saniye veya daha uzun süren ağrı nöbetleri. Çene, yanak, diş, diş etleri, dudaklar veya daha nadir olmak üzere göz ve alın gibi yüz sinir ağlarının desteklediği alanlarda ağrılar. Yalnızca yüzün bir yanını etkileyen ağrı. Bir noktada odaklanmış veya daha geniş bir alana yayılmış ağrı. Ağrı krizleri zamanla daha sık ve şiddetli hale gelir. Tüm dişleri çektirebilen ağrılar görülüyor Trigeminal nevraljisi olan hastalar, genellikle dişlerinde sorun olduğunu düşünüp diş hekimlerine gitmektedir. Diş hekimleri tarafından sorunlu olan dişler tedavi edilmekle birlikte trigeminal nevraljisi olan hastalarda bu tedaviler işe yaramamaktadır. Ağrılar, diş tedavisine rağmen devam etmektedir. Trigeminal nevraljide büyük çoğunlukta neden belirlenememektedir. Hastaların tarifiyle ve trigeminal sinirin dağılımına uyan ağrıların olmasıyla tanı konulmaktadır. Trigeminal sinirin kafa tabanından çıktığı bölgede bazen tümör oluşumu da bu hastalığa sebep olabilmektedir. Veya aynı bölgede oluşan damar yumağının siniri tahriş etmesiyle de oluşabilmektedir. Bu durumlarda görüntüleme tetkikleri yapılarak sorun neden kaynaklandığı belirlenmektedir. Öncelik ilaç tedavisinde Nedenin tam belirlenemediği trigeminal nevralji hastalarında başlangıçta ilaç tedavisi uygulanmakta, ilaca dirençli olanlarda cerrahi tedavi düşünülmektedir. Pek çok hastanın ağrısı bu ilaçlarla yatışmaktadır. İlaç tedavisi ile hasta rahatlıyorsa, bu ilaçlar hayat boyu da kullanılabilmektedir. Ancak ağrı ataklarının geçtiği dönemlerde ilaçlara ara verilmekle birlikte ataklar başladığında ilaçlar yeniden kullanılmaktadır. İlacın etkisiz kaldığı durumlarda seçilecek iki yöntem vardır. Bunların biri trigeminal sinirin radyofrekans yöntemiyle iletisinin kesilmesi işlemidir. Bu yöntemde özel görüntüleme eşliğinde trigeminal sinirin kafa tabanını terkettiği noktaya özel bir iğneyle ulaşılıp sinir bloke edilir. Sadece 20 dakika süren ve çok anestezi gerektirmeden sedasyon altında gerçekleştirilen bu yöntemle ağrının 2-5 yıl hatta bazen daha uzun süreyle kesilmesi mümkün olmaktadır. Zaman içinde bloke edilen sinirin kendisini tamir etmesiyle ağrı geri dönebilir. Bu durumda da blokaj işlemi tekrar uygulanabilmektedir. İşlemin istenmeyen etkisi ise blokaj sonrasında ağrının olduğu bölgelerde kalıcı bir uyuşukluk oluşmasıdır. Diğer bir tedavi yöntemi ise ameliyattır. Operasyonda en sık uygulanan yöntem kulak arkasından kesi yapılıp kafatasında küçük bir delik açılarak trigeminal sinire ulaşmak ve siniri çevresindeki kan damarlarından izole edecek şekilde teflon yerleştirmektir. İlaç tedavisine yanıt vermeyen hastalara hangi tedavi yönteminin uygulanacağına, hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve anestezi alıp alamayacağına göre karar verilmelidir.