İlişkilerde sağlıklı iletişimin temeli: Özür dilemek…

İnsan hayatının kusursuz olmadığını ve her bireyin hatalarıyla bir bütün olduğunu ifade eden uzmanlar, hata yapmanın kusurlu olmak anlamına gelmediğini ve hataların farkına varıp telafi etmenin erdemli olduğunu belirtiyor. Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, özür dilemenin önemini vurgulayarak, özür dilemenin, bir sorunu neden olan tarafın durumu üstlenmesi ve telafi etmesi beklentisiyle ilişkilerde sağlıklı iletişimi desteklediğini söylüyor. Koç, özür dilemenin, ilişkilerde güvenin temelini oluşturduğunu ve hatanın kabullenilmesiyle birlikte değişime açık olmanın gerekliliğini ifade ediyor. Bu sürecin, insanların hatalarını fark edip özür dilemekle başladığını belirten Koç, bunun toplumda lüks değil, gerekli bir davranış olduğunu söylüyor.

Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, özür dilemenin bazı bireyler için zorlayıcı olabileceğini, özellikle hata yapmanın kusurlu olmak anlamına geldiği öğretileriyle büyüyen bireylerin özür dilemekte zorlanabileceğini ifade ediyor. Bu durumun, bireyin özür dilemek yerine kendini savunma veya haklı çıkarma çabasına girebileceğini belirtiyor. Koç, özür dilemenin içtenlikle yapılması gerektiğini vurgulayarak, bu davranışın, kişinin sorumluluk alması ve değişime hazır olmasıyla birlikte anlam kazandığını söylüyor.

Psikolog, özür dileme konusunda savunucu davranan bireylerin genellikle kendini üstün gören, eleştiriye kapalı, hata yapmaktan kaçınan veya mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olduğunu belirtiyor. Bu bireylerin, özür dilemek yerine kendini haklı çıkarmaya çalışabileceğini ifade ediyor. Özür dilemek konusunda toplumun genel beklentisinin, hata yapanın durumu kabul edip özür dilemesi olduğunu vurgulayan Koç, bu davranışın ilişkilerde güveni sağlayan önemli bir unsuru oluşturduğunu söylüyor.

Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, ayrıca bireyin kendi hatalarına karşı hoşgörülü olması gerektiğini ifade ediyor. Kendine şefkat gösteren, duygularını anlayan ve hata yapma deneyimini gelişimin bir parçası olarak gören bireylerin zorlayıcı yaşam olaylarıyla başa çıkma konusunda daha etkin olduğunu belirtiyor. Bu noktada, sadece başkalarından özür dilemek değil, aynı zamanda kendi içsel süreçlerde anlayışlı olmanın da önemli olduğunu vurguluyor.