Başkan Akgün’den “Mevlid Kandili” ile ilgili basın açıklaması.
Tarihin her döneminde insanlık zorbaların, güçlerine güvenen eşkıyaların yaşattıkları adaletsizliğin yaygın olduğu, kan içen yarasaların sultan, eşkıyaların ise vezir olduğu, güçlünün, zayıfı, mazlumu, günahsızları ezdiği, masum insanların yok yere canlarından olduğu dönemler yaşamıştır.
Maalesef bugün de 21. Yy. yaşadığımız milenyum şartlarında da böyle bir dönemden geçiyoruz.
Küresel eşkıyaların ekonomik ve askeri güçlerine dayanarak, aralarında yaptıkları işbirliklerine dayalı küresel ölçekte yaşattıkları ve hassaten Türk-İslam coğrafyasında, İslam âleminin bütününe yönelen, çıkarlarını maksimize etme emellerine yönelik küresel terörün yaşattığı mağduriyet bizlere de yöneldiği bir zaman dilimini yaşıyoruz.
Yine tarihin her döneminde insanlık, zorbaların, güçlerine güvenen eşkıyaların yaşattıkları adaletsizliğe, zulme; Allah’ın takdiri, yardımı ve izni dahilinde ortadan kaldıran, zalimlere dur diyen, mazlumlara, masumlara umut olan, insanlığı doğru yola çağıran abide şahsiyetlere de tanık olmuştur.
Kardeşin, kardeşe diş bilediği, insanlığın en küçük değerinin bile tanınmadığı, insanların hayvanlara gıpta ettiği, hayvanların dahi insanların hareketlerinden utanç duyduğu bu zaman diliminde;
İnsanlık küfrün bu karanlık çağında; nefsi yenecek, hasedi bitirecek, kötülükleri iyiliğe, fesadı sulha çevirecek, insanların ruhlarında filizlenen fesat tohumlarını söküp atarak yerine fazilet, iyilik ve Allah korkusu yerleştirecek bir kurtarıcı beklediği bir süreçte;
Nebiler silsilesinin son halkası, (Seyyidü'l-Kevneyn, Rasûlû's-Sekaleyn, İmâmü'l-Harameyn,) Alemlere Rahmet Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) milâdî 571 senesinin Rabîulevvel ayının 12. Pazartesi gecesi sabaha karşı dünyamızı şereflendirdiler.
“Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’in doğduğu gün insanlık için tertemiz bir sayfa açılmıştı.
‘Hâlbuki onlar önceleri apaçık bir sapıklıkta idiler.’ (Âli İmrân/164) ayetine muhatap olanlar için artık değişim zamanı gelmişti…
Onun doğumu insanlık için bir dönüm noktası olmuştur.
O’nun gönderildiği ortamı şair Mehmet Akif Ersoy veciz bir şekilde şöyle ifade etmektedir.
“Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta, Dişsiz mi bir insan onu kardeşleri yerdi.”
Günümüz dünyasında olduğu gibi vahşetin ve zulmün kol gezdiği bir topluma gönderilen, “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8; Ahmed b. Hanbel, 2/381) diyen Hz. Peygamberimiz, kıyamete kadar insanlığa örnek olacak ahlak numuneleri sunmuştu. Günümüzün insanlığı bu eşsiz prensiplere her zamankinden daha çok muhtaçtır.
Bugün de insanlık çok zor ve karanlık bir dönemden geçmektedir. Küresel eşkıyaların tahrik ve tertibinde, vekâlet savaşlarının yönetildiği, tahrik ve tertibin odağında yer alanların da kurtarıcı rolü oynadıkları, yüzlerinde maskeyle dolaştıkları bir zaman diliminde;
Bir yanda sosyal adaletsizlikler yüzünden yokluk içerisinde yaşamlarını idame ettirmeye çalışan mağdurların, diğer yanda zulüm ve iç karışıklıklar sebebiyle canlarını yitiren, dünyanın bir ucundan başka uçlarına kaçmak durumunda kalan mazlumların sayısı her geçen gün gittikçe artarken, kendi vatanlarında, “sizi kurtarıyoruz” diyen küresel eşkıyaların, kafalarının arkasındaki planları dahilinde yaşattıkları zulme muhatap olmaktadırlar.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in doğumu nasıl câhiliye yıllarındaki çürümüşlüğe deva olmuş ise bugün de o kutlu doğumun yıl dönümü vesilesiyle günümüzdeki acıların son bulması en büyük arzumuzdur.
Bu duygu ve düşünceler içerisinde şahsım ve Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği yönetim kurulu ve üyelerimiz adına, Mevlit Kandili’ni kutlar, bu gecenin tüm insanlığın Peygamber Efendimizi gerçek manada tanımasına vesile olmasını dilerken,
Allah’tan (c.c.); çıkarlarını müstevlilerin emelleri ile tevhit edenlerin de destekleri ile devam eden zulüm sürecinde aklın alamayacağı düzeyde mağduriyetlerin yaşandığı; Irak’da, Suriye’de insan olmanın en doğal hakkı olan “Yaşama Hakkı” dahi elinden alınan kardeşlerimiz olmak üzere, Türk-İslam coğrafyasında, İslam alemine, bütün insanlığa huzur getirmesini, insanlığın içine düştüğü, kan içen yarasaların sultan, eşkıyaların ise vezir olduğu kargaşa ve kaos ortamında, aramızda olması gereken kardeşlik bağlarımızın güçlenmesine ve yeni rahmet kapılarının açılmasına vesile olmasını,
İnsanlık adına insan nöbeti tutan, zulme dur demek, barışı ve huzuru egemen kılmak, küresel eşkıyalara, zalimlere anladığı dilden cevap vermek için Suriye’ye “Barış Pınarı” harekatına giren, “Sefer Bizden, Zafer Allah’tan” diyen Mehmetçiğimize yardım ve inayet diliyorum.