Kanserle mücadelede çığır açabilecek yeni bir gelişme bilim dünyasının gündeminde. Science News dergisinde yayımlanan güncel araştırmalara göre, kanserli hücrelerin bıraktığı DNA parçacıkları artık kanda tespit edilebiliyor. Bu sayede, henüz belirti vermeyen ve görüntüleme yöntemleriyle fark edilemeyecek kadar küçük tümörler bile yıllar öncesinden saptanabiliyor.

Bu gelişme, “likit biyopsi” olarak bilinen yöntem sayesinde mümkün oluyor. Geleneksel biyopsilerde doğrudan tümör dokusu alınırken, bu yeni yöntemde kan dolaşımına karışan tümör kaynaklı DNA (ctDNA) inceleniyor. Araştırmalar, bazı kanser türlerinde tümör hücreleri daha oluşumlarının başında bile vücuda iz bırakmaya başladığını gösteriyor.

Erken teşhis, tedavi başarısını doğrudan etkiliyor. Kanser vakalarının büyük kısmı ileri evrelerde teşhis ediliyor ve bu da yaşam süresini ve tedavi seçeneklerini ciddi şekilde kısıtlıyor. Ancak bu DNA analizine dayalı yaklaşım sayesinde, kanserin çok daha erken safhalarda tespit edilmesi mümkün hale gelebilir.

Bilim insanları bu teknolojinin henüz klinik uygulamalarda yaygınlaşmadığını ancak çok sayıda kanser türü için umut vadettiğini belirtiyor. Özellikle pankreas, yumurtalık ve akciğer kanseri gibi sinsi ilerleyen ve geç teşhis edilen türlerde büyük fark yaratabilir.

Uzmanlara göre bu tür testlerin yaygınlaşabilmesi için hem teknolojik altyapıların geliştirilmesi, hem de yanlış pozitif sonuçların azaltılması gerekiyor. Ancak şimdiden bu yöntemin, kanserin ölümcül etkilerine karşı erken müdahale için devrim niteliğinde bir adım olduğu ifade ediliyor.