Bakanlıktan arıcılara öneri: Arıcılık turizmi

ANKARA-BHA

Tarım ve Orman Bakanlığı, iklim değişikliği ve tarımsal ilaçların arıcılık sektörü üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekerek, üreticilerin bal dışında katma değerli ürünlere yönelmesi ve "arıcılık turizmi" gibi alternatif gelir kaynaklarını değerlendirmesi çağrısında bulundu.

Tarım Reformu Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan "Arıcılık Ürün Raporu"na göre, Türkiye sahip olduğu zengin bitki örtüsü, iklim çeşitliliği ve coğrafi avantajıyla dünya arıcılığında öne çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Ancak son yıllarda yaşanan iklim değişikliği, düzensiz yağışlar ve tarımsal kimyasallar, arıcılık faaliyetlerini tehdit eder hale geldi.

Koloni sayısı arttı, üretim sınırlı kaldı

2024 yılı sonu itibarıyla Türkiye'de 97 bin 984 arıcılık işletmesi ve 8,8 milyondan fazla arılı kovan bulunuyor. Yıllık bal üretimi ise 95 bin 492 ton olarak gerçekleşti. Koloni sayısı 9 milyona ulaşmasına rağmen, artan maliyetler ve verimdeki dalgalanmalar sektörün sürdürülebilirliğini zorluyor.

En fazla kovan bulunan il 729 bin adetle Muğla olurken, onu Ordu (625 bin) ve Adana (487 bin) izledi.

Bal dışı ürünler ve turizm önerisi

Bakanlık raporunda, sektöre yönelik öneriler arasında şu başlıklar dikkat çekti:

Arı sütü, polen, propolis, arı zehri ve balmumu gibi ürünlerin üretimi ve ticareti teşvik edilmeli.

Organik arıcılık yaygınlaştırılmalı, sahte bal ile mücadele güçlendirilmeli.

İyi tarım teknikleri benimsenmeli; pestisit kullanımı sınırlandırılmalı.

Arıcılık turizmi gibi alternatif gelir kaynakları geliştirilerek sektöre ekonomik çeşitlilik kazandırılmalı.

Arıcılık turizmi nedir?

Raporda yer alan tanıma göre arıcılık turizmi (api-turizm), arı yetiştiriciliğini turizm ve eğitim faaliyetleriyle birleştiren, doğa temelli bir deneyim sunuyor. Bu modelde, arıların yaşam döngüsü, bal üretimi ve arıcılıkla ilgili eğitimler, ziyaretçilere doğrudan gösteriliyor. Arıcılık turizmi, kırsal kalkınmaya katkı sunarken, tüketiciyle üretici arasında doğrudan bağ kurmayı da amaçlıyor.