Alzheimer’a Karşı Türk Bilim İnsanlarından Kritik Keşif

Milyonlarca insanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen Alzheimer hastalığına karşı umut verici bir gelişme Türkiye’den geldi. Üsküdar Üniversitesi’nde yürütülen kapsamlı bir doktora çalışmasında, hastalığın başlangıcında etkili olan önemli bir hücresel süreç ilk kez net biçimde ortaya kondu. Rektör Danışmanı ve Moleküler Biyoloji Yüksek Lisans Programı Başkanı Prof. Dr. Muhsin Konuk ile doktora öğrencisi Arş. Gör. İrem Gülfem Albayrak’ın birlikte yürüttüğü araştırma, Alzheimer’a neden olan toksik protein üretimini başlatan biyokimyasal yolu hedef aldı.

Araştırma sürecinde, hücre zarında yer alan ve iyon kanalı görevi gören bazı proteinlerin, hücre içi pH dengesini değiştirdiği belirlendi. Bu asidik ortamın, Alzheimer ile ilişkilendirilen amiloid plakların birikimini artırdığı, böylece hastalığın ilerlemesine zemin hazırladığı tespit edildi. Prof. Dr. Konuk, söz konusu iyon kanalının genetik ifadesini değiştirerek bu zararlı sürecin durdurulabildiğini açıkladı.

Elde edilen bulgular, Alzheimer’ın yalnızca sonuçlarına değil, kökenindeki tetikleyici mekanizmaya da müdahale etmenin mümkün olabileceğini gösteriyor. Çalışmanın en dikkat çekici yönü ise, bu hücresel değişimin laboratuvar ortamında başarıyla gerçekleştirilebilmiş olması.

Araştırma ekibinin bir sonraki hedefi, bu mekanizmayı düzenleyebilecek doğal ve güvenli bir ilaç molekülü geliştirmek. Prof. Dr. Konuk’a göre bu molekül, hastalık belirtileri başlamadan önce etki göstererek Alzheimer’ı tamamen önleyebilir. Özellikle bitkisel kaynaklardan üretilecek ilaçların daha az yan etkiye sahip olması nedeniyle tercih edileceği belirtiliyor.

Prof. Dr. Konuk, genç bilim insanlarına da seslenerek, bilimsel başarıların arkasında sabır, azim ve büyük bir tutkuyla çalışmanın yattığını vurguladı. Bilim dünyasında kalıcı etki yaratmak isteyen gençlere, moleküler biyoloji ve genetik alanında derinleşmeleri yönünde tavsiyelerde bulundu.

Alzheimer gibi çağın en yıkıcı hastalıklarından birine karşı Türkiye’den yükselen bu umut ışığı, hem bilimsel çevreleri hem de hasta yakınlarını heyecanlandırıyor. Tedaviye dönük somut adımların atılmasıyla birlikte, gelecek yıllarda Alzheimer’ın kaderinin değişmesi mümkün olabilir.