Büyük deprem Bursa’da, İstanbul’da olsaydı ne olurdu? İşte yanıtı…

Gazeteci Yazar Mesut Demir, Kahramanmaraş depremi sonrası gözlerin çevrildiği Marmara Bölgesi’nde olası büyük depremin sonuçlarını uzmanların görüşleriyle kaleme aldı.

BURSA (İGFA) – İşte Gazeteci Yazar Mesut Demir’in kaleme aldığı yazı;

1999 Düzce Depremi sonrası çıkarılan kanunlar, yasalar, oluşturulan Yapı Denetim firmaları ile binaların sağlam yapılması planlanıyordu.

Bu çerçevede…

Bir yandan depreme dayanıklı binalar yapılmaya başlandı. Diğer yandan deprem tatbikatları yapıldı.

Okullarda deprem, afet eğitimleri verildi.

Konut satışlarında “1999 sonrası yapılan bina”, “Deprem yönetmeliğine uygun bina” reklamlarına itibar eden vatandaşlar, konutun zemin etüdüne bakmadan aldı ve kendini güvende hissetti.

1999 depreminin ardından başka depremler de oldu.

İzmir’de, Van’da, başka illerde…

Deprem olunca “Depreme hazır mıyız?” soruları soruldu.

Halbuki; deprem uzmanlarının boğazları yırtıldı uyarmaktan; “7 ve üzeri şiddetli depreme hazır olun”, “Büyük Marmara depremi geliyor” diye…

Ne yaptık diye bakıyorum da…

Bina kat sayılarını arttırdık…

Zemin etüdüne bakmadan binaları kondurduk…

Depreme dayanıklılığına bakmadan “Yapı Denetim” firmaları tarafından denetlendik!

Dayanıksız binaları hemen güçlendirdik!

Sonuç…

7.6 ve 7.4 şiddetinde meydana gelen depremde binalarımız yok oldu, on binlerce can kaybımız, yaralılarımız oldu.

Küçücük yavrularımızı bina enkazlarından çıkardık.

Demek ki; 1999 ve sonrasında meydana gelen depremlerden ders almamışız.

Suçlu kim?

“Biz bu kadar büyük deprem beklemiyorduk”

“Binalarımız, 7’ye kadar oluşacak depreme göre yapılmıştı”

Birkaç müteahhidi kaçarken yakaladık, hapse attık.

Aslında…

Suçlu, o daireleri yapılan reklamlara aldanarak alan ve enkaz altında kalan vatandaşlarımız mı?

Uzmanlar yıllardır uyarıyor ya;

“7 ve üzeri şiddetli büyük Marmara depremine hazır olun” diye.

Hazır mıyız? diye kendimizi sorgulamamız lazım.

Nitekim…

Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bir televizyon kanalında canlı yayında açıklamalarda bulundu.

“7.6 şiddetinde bir deprem Bursa’da, İstanbul’da olsaydı ne olurdu?” sorusunu yanıtladı…

“Bursa’da 7.6 şiddetinde deprem olsaydı, tozunu dumana katardı. Neredeyse Nilüfer’de falan hiçbir yer kalmazdı. Osmangazi’deki o yapılar yıkılırdı. Bursa, çok büyük bir tehlike altında. Bursa ovasında oturmayın. Dağın yamaçlarına Çekirge tarafına gidin. İzmir yolunda Bulgaristan göçmenlerinin oturduğu yerlere doğru taşınmaya çalışın. Ya da İnegöl’e gidin…”

Peki…

Bursa’da olası büyük depremde, insanlar nerede toplanacak…

Bursa’da kağıt üzerinde deprem toplanma alanları var. Gerçekte var mı?

Prof. Dr. Naci Görür de, İstanbul’da olsaydı diye başlayan cümlelerinde uyarı üzerine uyarı yaptı;

“İstanbul’da durum hiç iyi değil. Nasıl 3 gün önce ‘Maraş’tan endişe ediyoruz’ diye yazdıysam aynı şekilde İstanbul’dan endişe ediyorum. Bilimsel bütün araştırmalar, İstanbul’da zamanın gelmekte olduğunu gösteriyor. Aşağı yukarı 30 sene içerisinde depremin beklendiği söyleniyordu, 23 senesi geçtiğine göre büyük ölçüde yakınlaşmış demek istiyorum…”

Naci Görür, deprem için acil çözüm planının da devreye sokulması gerektiğini belirterek, önemli uyarılarda bulundu;

“Önce bir Afet Bakanlığı kurulacak. Bu bakanlık kurulduktan sonra, iyi bir bütçesi olacak, gerekli altyapı ve koordinasyonu yapılacak. 5 yıllık planlar ile deprem kuşaklarından başlanacak ve deprem kuşaklarındaki her kent deprem dirençli kentlere dönüştürülecek. Önce bir mikro bölgeleme çalışması yapılacak. Risk analizi yapılacak ondan sonra zarar azaltma çalışmaları yapılacak…”

Olası büyük Marmara depreminde İstanbul’da birinci derece riskli ilçeler, Avrupa yakasında Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Beylikdüzü, Güngören, Zeytinburnu, Bahçelievler ve Fatih, Anadolu yakasında ise Kadıköy, Üsküdar, Ataşehir, Ümraniye, Maltepe, Kartal, Pendik, Sultanbeyli, Sancaktepe, Tuzla ve Adalar’da acil deprem önlemleri alınmalı…

İngiltere University College Yer Bilimleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Stephen Hicks, depremi Japonya ile kıyaslayarak anlatmaya çalıştı;

“Bu deprem daha katı inşaat kurallarının olduğu daha gelişmiş bir ülkede, örneğin Japonya gibi çok sayıda büyük depremin yaşandığı bir yerde meydana gelmiş olsaydı, belki de hasar çok daha az yaygın olurdu…”

Büyük Marmara depremi bizi bulmadan ne gerekiyorsa artık yapalım…

Hem ailemiz, hem yakınlarımız, hem şehrimiz, hem de ülkemiz için artık parayı değil, canı düşünelim.

3 kuruş cebimize kalsın diye canımızdan olmayalım.

Kahramanmaraş depreminden artık ders alalım.

Sağlıklı ve esen kalın…