Bağırsak Hastalıkları Sadece Bağırsakları Etkilemiyor:..
Karın ağrısı, ishal, dışkıda kan, yorgunluk ve kilo kaybı gibi belirtilerle ortaya çıkan Crohn ve ülseratif kolit gibi inflamatuar bağırsak hastalıkları (İBH), sadece sindirim sistemini değil, pelvik tabanı da etkileyebiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Pelvik Taban Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Özdal Ersoy, bu önemli ancak genellikle göz ardı edilen ilişkiye dair bilgi verdi.
İnflamasyon, sinirler ve kas yapısını bozuyor
Pelvik taban, idrar, dışkı kontrolü ve cinsel fonksiyonlarda rol oynayan karmaşık bir kas ve sinir ağı. İBH’nin yol açtığı kronik inflamasyon bu bölgedeki sinir iletimini bozarak dışkılama işlevlerini olumsuz etkileyebiliyor. Özellikle rektal ağrıya bağlı olarak gelişen istemsiz kas kasılmaları, dışkılama zorluğu ve ağrıya neden olabiliyor.
Cerrahiler ve perianal komplikasyonlar pelvik dengeyi bozuyor
Crohn hastalarında sık rastlanan fistüller, abseler ve yapılan cerrahi işlemler de pelvik tabanın anatomik bütünlüğünü zedeleyebiliyor. Özellikle IPAA gibi ameliyatlar sonrası gelişen yapısal değişiklikler, dışkı ve gaz kontrolünde zorluklara ve pelvik ağrılara yol açabiliyor.
Semptomlar hastalığın aktif dönemiyle karıştırılabiliyor
Zorlanarak dışkılama, tam boşaltamama hissi, gaz/dışkı kaçırma, pelvik ağrı ve idrar sorunları gibi belirtiler yalnızca hastalığın aktif döneminde değil, remisyon sürecinde de devam edebilir. Bu durumun altında pelvik taban disfonksiyonu yatabileceğine dikkat çeken Dr. Ersoy, doğru tanının hastanın yaşam kalitesini ciddi biçimde artıracağını vurguladı.
Tanıda modern yöntemler, tedavide bütüncül yaklaşım önemli
Anorektal manometri, defekografi, endoanal ultrasonografi ve EMG gibi testlerle pelvik tabandaki kas ve sinir fonksiyonları objektif olarak değerlendirilebiliyor. Tanı konduktan sonra pelvik taban fizyoterapisi, davranışsal-diyet yaklaşımları, cerrahi müdahaleler ve psikolojik destek içeren multidisipliner bir tedavi süreci izleniyor.
Pelvik taban sağlığı ihmal edilmemeli
İBH’ye eşlik eden pelvik taban bozukluklarının, hastaların tuvalet alışkanlıklarını ve sosyal yaşamlarını doğrudan etkilediğini belirten Dr. Ersoy, “Doğru tanı ve disiplinler arası yaklaşım ile hastaların yaşam kalitesini yeniden yükseltmek mümkün” dedi.