Çanakkale Haber

Rıfat SERDAROĞLU
Köşe Yazarı
Rıfat SERDAROĞLU
 

BÖYLE OLUR BADEM DEMOKRASİSİ

Bir Çin Atasözü der ki; “Köpekler sadece yediği yemeğe bakar. Sahibinin o yemeği çalarak getirmesi köpeğin umurunda değildir. O yalnızca yer ve sahibi için havlamaya devam eder!” Ciner Grubunun Habertürk Televizyonunda “Enine Boyuna” adlı bir program! Programda Prof. Mazıcı, fikrini söylüyor ve fikrinde ısrarcı oluyor. Söylediğinin doğru olup olmadığına sonra geleceğiz. Ama bir yandan Hukukçu Saka, bir yandan Süleyman Özışık öyle bir saldırıyorlar ki, utanmasalar koşup Mazıcı’yı tekme-tokat dövecekler… Kontrolü kaybeden babadan torpilli sunucu, programa ara verir ve Prof. Mazıcı’nın programdan çıkarıldığını söyler! Program, hiçbir şey olmamış gibi yerlerinde oturan katılımcılarla devam eder. Prof. Mazıcı’nın, AKP tetikçilerini çıldırtan sözleri şunlar idi; “Askeri-polisi sokağa çıkarırsanız, emir verir tekrar kışlasına, karakoluna sokarsınız. Fakat halkı kontrolsüz bir şekilde sokağa çağırırsanız, emirle evlerine sokamazsınız. Bu kışkırtmaya açık bir durumdur. Olaylardan siz sorumlu olursunuz. Ölen 264 kişinin sorumlusu kim?  Bu ölenlerin her birinin en az Erdoğan kadar yaşamaya hakkı yok muydu? Yeltsin kadar olamadınız. Tankın üstüne niçin Erdoğan çıkmadı!” AKP tetikçileri, bu sözler üzerine adeta çıldırdılar. Erdoğan’ın neden tanka çıkmadığını es geçip, “Ölenler şehittir. Şehitlerimize hakaret edemezsiniz” gibi ilgisiz bir şeyler söylediler. AKP’li Saka aynen şöyle dedi; “Halk sizin bunları söylemenizi beklemiyor! Sizi bu yüzden buraya çıkarmıyorlar…” Şimdi gelelim bu olaydaki çarpıklıklara ve çirkinliklere; 1) Demek ki bu tür tartışma programlarına kimlerin çıkacağı AKP yani Saray tarafından belirleniyor. Hoş geldin Alo Fatih! 2)Darbe korkusuyla tırt atan AKP’liler hiç değişmemiş. Karşı fikre saygı-tahammül- bir kadına karşı konuşma üslubu, terbiye, gram kalmamış. “Hadi birleşelim” diyen CHP ve MHP’lilere kapak olsun! 3)Prof Mazıcı, davet edildiği programdan, (Aman Erdoğan bizi de kapatır, malımıza el koyar) korkusuyla çıkartılıyor, sözüm ona kendisi darbe mağduru CHP Milletvekili Çiçek ve Hukukçu Ülgen, çamaşır sepeti gibi oturmaya devam ediyor. Burası bir tartışma programı mı, yoksa Erdoğan’ı yıkama-yağlama programı mı deyip, orayı terk etmeyi düşünemiyorlar bile! Yazıklar olsun. 4)Marmara Üniversitesi Rektörlüğü GECE YARISI bir açıklama yapıyor; “Prof. Mazıcı’nın yaptığı açıklamaları esefle karşılıyor, Türk Demokrasisine karşı girişilen hain darbe girişiminin halkımızın kahraman direnişi ile engellendiği bir ortamda yapılan bu talihsiz açıklamayı Marmara Üniversitesi olarak kınıyoruz. Prof. Mazıcı’nın akademik sorumluluktan (!) uzak açıklamalarına karşı gereken YASAL ve İDARİ takibat en kısa sürede başlatılacaktır…” Prof. Mazıcı’nın söylediklerinin neresi yanlış? Halkı kontrolsüz bir şekilde sokağa yönlendirirseniz, kan dökülür, insanlar ölür, dedi. 264 vatandaşımız yaşamını kaybetmedi mi? Binlerce kişi yaralanmadı mı? Bu insanların günahları neydi? Kızılacaksa, saat 16.00 da darbe girişimini haber alıp, hiçbir şey yapmayan güvenlik güçlerine kızacaksınız. Kızacaksanız, kendi bodrumlarda saklanırken halkı sokağa çağıranlara kızacaksınız. Hani sizin iki gömleğiniz vardı? Lider olan kişi önce kendi cesur olacak. Böyle bir kalkışmada en önde kendisi, sağ yanında Bahçeli, sol yanında Kılıçdaroğlu, altında Bin Ali olduğu halde “Ya Allah” deyip doğru tankın üstüne çıkacaklar. Tabii ki sıkarsa! Marmara Üniversitesinin Rektörü; Prof. Mazıcı ile ilgili duyuruyu gece yarısından sonra yaptınız! İşkembeciden gelirken mi, pavyondan çıkarken mi toplantı yapıp bu bildiriyi yayınladınız? Mutlaka sarhoştunuz! Yoksa aklı başında bir bilim adamından böyle utanç verici bir açıklama yapması beklenemez! Sizin Profesörleriniz, kendi adlarına katıldıkları toplantılarda ne konuşacaklarını size mi soracaklar? Oldu olacak, hangi manava gideceklerini, ne yiyeceklerini de sizden öğrensinler. Sizin rektörlük seçim beyannamenizde “Üniversitemizin, dünyanın en saygın üniversiteleri arasında yer alması için çalışacağız” diye bir sözünüz vardı. Ne oldu o söz? Bu tutumunuzla, bu anlayış ve ödlekliğinizle siz Marmara Üniversitenizi “Lise” seviyesine indirirsiniz… Marmara Üniversitesinin gerçek bilim insanları, değerli öğretim kadrosu; Sınav sırası sizlerde! Fikir ve düşünce özgürlüğünden yana olup Bilim İnsanlarına yakışanı mı yapacaksınız, yoksa sizlerde yılların emeğini çöpe mi atacaksınız? Bekleyip göreceğiz… Prof. Mazıcı’ya mı sahip çıkacaksınız, yoksa cübbelerinizin altına mı saklanacaksınız? Fakat şunu iyi bilin; Hiçbir cübbe, hiçbir örtü, hiçbir çıkar bu ayıbı örtemez… Not; Bak Binali, isim değiştirmekte ne kadar usta olduğunuzu biliyoruz. Milli Nizam’cı idiniz, Milli Görüşçü oldunuz! Gömleği çıkardınız, FETÖ donunu 12 sene boyunca giydiniz! Şimdi onu da çıkardınız, ayaklar altına aldığınız Türk Milliyetçiliği gömleğini giydiniz. O zaman şunları da değiştirin! Diyarbakır Dağkapı Meydanının adı Şeyh Said Meydanı oldu! İskilip Devlet Hastanesinin adı, İngiliz uşağı İskilipli Atıf Hoca hastanesi oldu. Buralara da “15 Temmuz Demokrasi Şehitleri” adını verin. Ankara Kızılay Meydanının adını değiştiren İ. Melih Gökçek, sen de belediye binasının alnına “Ankara’yı Parsel-Parsel FETÖ’ye Satanlar Belediyesi” yazdır. Yakışır Tosunuma… Sağlık ve başarı dileklerimle 27 Temmuz 2016 Rifat Serdaroğlu
Ekleme Tarihi: 27 Temmuz 2016 - Çarşamba
Rıfat SERDAROĞLU

BÖYLE OLUR BADEM DEMOKRASİSİ

Bir Çin Atasözü der ki;
“Köpekler sadece yediği yemeğe bakar. Sahibinin o yemeği çalarak getirmesi köpeğin umurunda değildir. O yalnızca yer ve sahibi için havlamaya devam eder!”
Ciner Grubunun Habertürk Televizyonunda “Enine Boyuna” adlı bir program!
Programda Prof. Mazıcı, fikrini söylüyor ve fikrinde ısrarcı oluyor.
Söylediğinin doğru olup olmadığına sonra geleceğiz.
Ama bir yandan Hukukçu Saka, bir yandan Süleyman Özışık öyle bir saldırıyorlar ki, utanmasalar koşup Mazıcı’yı tekme-tokat dövecekler…
Kontrolü kaybeden babadan torpilli sunucu, programa ara verir ve Prof. Mazıcı’nın programdan çıkarıldığını söyler! Program, hiçbir şey olmamış gibi yerlerinde oturan katılımcılarla devam eder.
Prof. Mazıcı’nın, AKP tetikçilerini çıldırtan sözleri şunlar idi;
“Askeri-polisi sokağa çıkarırsanız, emir verir tekrar kışlasına, karakoluna sokarsınız. Fakat halkı kontrolsüz bir şekilde sokağa çağırırsanız, emirle evlerine sokamazsınız. Bu kışkırtmaya açık bir durumdur. Olaylardan siz sorumlu olursunuz. Ölen 264 kişinin sorumlusu kim?  Bu ölenlerin her birinin en az Erdoğan kadar yaşamaya hakkı yok muydu? Yeltsin kadar olamadınız. Tankın üstüne niçin Erdoğan çıkmadı!”
AKP tetikçileri, bu sözler üzerine adeta çıldırdılar. Erdoğan’ın neden tanka çıkmadığını es geçip, “Ölenler şehittir. Şehitlerimize hakaret edemezsiniz” gibi ilgisiz bir şeyler söylediler. AKP’li Saka aynen şöyle dedi;
“Halk sizin bunları söylemenizi beklemiyor! Sizi bu yüzden buraya çıkarmıyorlar…”
Şimdi gelelim bu olaydaki çarpıklıklara ve çirkinliklere;
1) Demek ki bu tür tartışma programlarına kimlerin çıkacağı AKP yani Saray tarafından belirleniyor. Hoş geldin Alo Fatih!
2)Darbe korkusuyla tırt atan AKP’liler hiç değişmemiş. Karşı fikre saygı-tahammül- bir kadına karşı konuşma üslubu, terbiye, gram kalmamış.
“Hadi birleşelim” diyen CHP ve MHP’lilere kapak olsun!
3)Prof Mazıcı, davet edildiği programdan, (Aman Erdoğan bizi de kapatır, malımıza el koyar) korkusuyla çıkartılıyor, sözüm ona kendisi darbe mağduru
CHP Milletvekili Çiçek ve Hukukçu Ülgen, çamaşır sepeti gibi oturmaya devam ediyor. Burası bir tartışma programı mı, yoksa Erdoğan’ı yıkama-yağlama programı mı deyip, orayı terk etmeyi düşünemiyorlar bile! Yazıklar olsun.
4)Marmara Üniversitesi Rektörlüğü GECE YARISI bir açıklama yapıyor;
“Prof. Mazıcı’nın yaptığı açıklamaları esefle karşılıyor, Türk Demokrasisine karşı girişilen hain darbe girişiminin halkımızın kahraman direnişi ile engellendiği bir ortamda yapılan bu talihsiz açıklamayı Marmara Üniversitesi olarak kınıyoruz. Prof. Mazıcı’nın akademik sorumluluktan (!) uzak açıklamalarına karşı gereken YASAL ve İDARİ takibat en kısa sürede başlatılacaktır…”
Prof. Mazıcı’nın söylediklerinin neresi yanlış?
Halkı kontrolsüz bir şekilde sokağa yönlendirirseniz, kan dökülür, insanlar ölür, dedi. 264 vatandaşımız yaşamını kaybetmedi mi? Binlerce kişi yaralanmadı mı? Bu insanların günahları neydi?
Kızılacaksa, saat 16.00 da darbe girişimini haber alıp, hiçbir şey yapmayan güvenlik güçlerine kızacaksınız.
Kızacaksanız, kendi bodrumlarda saklanırken halkı sokağa çağıranlara kızacaksınız.
Hani sizin iki gömleğiniz vardı? Lider olan kişi önce kendi cesur olacak. Böyle bir kalkışmada en önde kendisi, sağ yanında Bahçeli, sol yanında Kılıçdaroğlu, altında Bin Ali olduğu halde “Ya Allah” deyip doğru tankın üstüne çıkacaklar. Tabii ki sıkarsa!
Marmara Üniversitesinin Rektörü;
Prof. Mazıcı ile ilgili duyuruyu gece yarısından sonra yaptınız!
İşkembeciden gelirken mi, pavyondan çıkarken mi toplantı yapıp bu bildiriyi yayınladınız? Mutlaka sarhoştunuz!
Yoksa aklı başında bir bilim adamından böyle utanç verici bir açıklama yapması beklenemez! Sizin Profesörleriniz, kendi adlarına katıldıkları toplantılarda ne konuşacaklarını size mi soracaklar? Oldu olacak, hangi manava gideceklerini, ne yiyeceklerini de sizden öğrensinler.
Sizin rektörlük seçim beyannamenizde “Üniversitemizin, dünyanın en saygın üniversiteleri arasında yer alması için çalışacağız” diye bir sözünüz vardı.
Ne oldu o söz?
Bu tutumunuzla, bu anlayış ve ödlekliğinizle siz Marmara Üniversitenizi “Lise” seviyesine indirirsiniz…
Marmara Üniversitesinin gerçek bilim insanları, değerli öğretim kadrosu;
Sınav sırası sizlerde! Fikir ve düşünce özgürlüğünden yana olup Bilim İnsanlarına yakışanı mı yapacaksınız, yoksa sizlerde yılların emeğini çöpe mi atacaksınız? Bekleyip göreceğiz…
Prof. Mazıcı’ya mı sahip çıkacaksınız, yoksa cübbelerinizin altına mı saklanacaksınız?
Fakat şunu iyi bilin; Hiçbir cübbe, hiçbir örtü, hiçbir çıkar bu ayıbı örtemez…
Not;
Bak Binali, isim değiştirmekte ne kadar usta olduğunuzu biliyoruz.
Milli Nizam’cı idiniz, Milli Görüşçü oldunuz! Gömleği çıkardınız, FETÖ donunu
12 sene boyunca giydiniz! Şimdi onu da çıkardınız, ayaklar altına aldığınız Türk Milliyetçiliği gömleğini giydiniz. O zaman şunları da değiştirin!
Diyarbakır Dağkapı Meydanının adı Şeyh Said Meydanı oldu!
İskilip Devlet Hastanesinin adı, İngiliz uşağı İskilipli Atıf Hoca hastanesi oldu.
Buralara da “15 Temmuz Demokrasi Şehitleri” adını verin.
Ankara Kızılay Meydanının adını değiştiren İ. Melih Gökçek, sen de belediye binasının alnına “Ankara’yı Parsel-Parsel FETÖ’ye Satanlar Belediyesi” yazdır.
Yakışır Tosunuma…
Sağlık ve başarı dileklerimle 27 Temmuz 2016
Rifat Serdaroğlu

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.