Kişilik bozukluğu nedir?

Yaşam (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 08.10.2014 - 19:28, Güncelleme: 08.10.2014 - 19:28 2464+ kez okundu.
 

Kişilik bozukluğu nedir?

Kişilik bozukluğuna geçmeden önce, kişiliğin tamını yapmak istiyorum.    Kişiliğin en kısa tanımı;bir insanı başkalarından ayıran bedensel, ruhsal ve zihinsel özellikler bütünü. Bu özellikler kişiliğin belli öğeleriyle bağlantılıdır.    Örneğin; öfkelenme, çabuk düşünüp karar verme, sabırlı olma, güzel konuşma… insanların birbirinden farklı özellikleridir.    Bunların yanı sıra yürüyüş, ses tonu.. gibi özellikler de kişiliğin birer parçasıdır.    Bireyin yapıp ettikleri, başkalarıyla ilişkileri, eğilimleri onun kişiliğini belirler.    Kişiliğin sürekli, tutarlı görümü de, karakter sözcüğü ile ifade edilir.. Bireyin karakteri, kişisel özelliklerle içinde yaşanılan çevrenin değer yargıları ve ahlak kurallarından oluşur.    Başka bir deyişle karakter ve kişilik, içinde yaşanılan çevrenin değer yargıları ile birlikte yorumlanır. Peki biz neden bazı insanları kişiliği gelişmiş olarak tanımlarken, ne oluyor da bazılarını kişiliği bozuk olarak tanımlıyoruz..    Biliyorsunuz, insan toplusal bir varlık..    Yaşamını sürdürmek, daha iyi koşulara ulaşabilmek için diğer insanların destek ve yardımına ihtiyaç duyar. Fiziksel ve sosyal ihtiyaçlarını diğer insanlarla ilişki kurarak karşılayabilmesi ise toplumsal yaşamı gerekli ve zorunlu kılar.    Günlük yaşamda sabah kalktığımız andan itibaren hepimiz, toplumsal ortamlarda bulunuyoruz. Sabahları trafiği paylaşırken, bir gişede bilet almak için sıra beklerken, yolda yürürken… kalabalıklar arasında oluruz.    Buralardaki tanımadığımız insanlarla birlikteliğimiz kısa süreli olurken, bazen de planlı olarak tanıdığımız insanlarla bir arada bulunuruz.. Mesela iş toplantısı gibi..    Toplumların sürdürülebilmesi ve her şeyden önemlisi de huzurumuz için kişilerarası uyumlu bir birliktelik söz konusu olmalı.. İşte tam bu noktada; insan kişiliği devreye giriyor. Kişilik sahibi ya da kişiliği gelişmiş dediğimiz insanlar, uyumlu bir yaşam sürdürürken, kişiliği bozuk olarak tanımlananlar, huzursuzluk yaratan, anormal davranış içinde olanlar oluyor..    Ancak bir davranışın normal ya da anormal olduğunu söyleyebilmek için, insanın davranışta bulunduğu doğal ve toplumsal ortamın koşullarını, davranışa yol açan uyaranın şiddetini, süresini ve insanın içinde bulunduğu bedensel, ruhsal durumu bilmek gerekir.     Örneğin; trafikte siz normal hız sınırının altında seyrederseniz arkadan gelenin sizi kornayla uyarıp yol istemesi normal davranışken, kırmızı ışıkta beklerken arkadaki kişinin kornayla yol istemesi anormal davranıştır..    Ya da; bir öğrencinin teneffüste arkadaşlarıyla şarkı söylemesi normalken, ders ortamında birden bire şarkı söylemeye başlamasını normal davranış olarak değerlendirmek mümkün değildir..    Kişilik bozuklukları, ruhsal alanda önce duygu durumunda dengesizlikle dikkati çeker.    Zaman zaman endişe, kaygı, kızgınlık, öfke belirtileri ortaya çıkar..    Kişilik bozukluğu olanlar; genel olarak kendi davranışlarının başkaları üzerindeki etkisinden yakınırlar. Çoğu da; kendindeki bozuklukların farkında olmayan insanlardır.    Kişilik bozukluğu olan insanlar içinde bulundukları ortama uyum sağlayamazlar. Hep bir huzursuzluk, çatışma içinde olurlar.     Kişilik bozukluklarının birçok çeşidi vardır.    Örneğin; sosyopati kişilik bozukluğu olanlar toplum düzenine uymayıp yeniden yapılandırmaya ya da yıkmaya çalışırlar. Başlıca belirtileri; mazoşizm, acımasız davranmak, sadizm, içki bağımlılığı …gibi.    Özetle;     Kişilik bozukluğu olan insanlar, ruhsal bozukluk ve hastalıklara yatkın olurlar.. Kendi kişilik yapısını değiştirmeyen insanlar ömür boyu çevresini değiştirmeye çalışırlar.     Bireyin kişilik yapısı değişmez gibi görünse de; eğitim ve sağlam bir maneviyatın kişiliğin üzerinde olumlu etkisi olduğu uzmanlarca bilinmektedir.. İnsanlar zulme, haksızlığa uğrayabilirler.. Yıllarca çile çekebilirler...İnancı olanlar, burada hakkını alamasa da bir gün gelip ilahi adaletin gerçekleşeceği inancıyla, olaylar karşısında sabır göstererek ruhen çöküntü yaşamaz.  
Kişilik bozukluğuna geçmeden önce, kişiliğin tamını yapmak istiyorum.    Kişiliğin en kısa tanımı;bir insanı başkalarından ayıran bedensel, ruhsal ve zihinsel özellikler bütünü. Bu özellikler kişiliğin belli öğeleriyle bağlantılıdır.    Örneğin; öfkelenme, çabuk düşünüp karar verme, sabırlı olma, güzel konuşma… insanların birbirinden farklı özellikleridir.    Bunların yanı sıra yürüyüş, ses tonu.. gibi özellikler de kişiliğin birer parçasıdır.    Bireyin yapıp ettikleri, başkalarıyla ilişkileri, eğilimleri onun kişiliğini belirler.    Kişiliğin sürekli, tutarlı görümü de, karakter sözcüğü ile ifade edilir.. Bireyin karakteri, kişisel özelliklerle içinde yaşanılan çevrenin değer yargıları ve ahlak kurallarından oluşur.    Başka bir deyişle karakter ve kişilik, içinde yaşanılan çevrenin değer yargıları ile birlikte yorumlanır. Peki biz neden bazı insanları kişiliği gelişmiş olarak tanımlarken, ne oluyor da bazılarını kişiliği bozuk olarak tanımlıyoruz..    Biliyorsunuz, insan toplusal bir varlık..    Yaşamını sürdürmek, daha iyi koşulara ulaşabilmek için diğer insanların destek ve yardımına ihtiyaç duyar. Fiziksel ve sosyal ihtiyaçlarını diğer insanlarla ilişki kurarak karşılayabilmesi ise toplumsal yaşamı gerekli ve zorunlu kılar.    Günlük yaşamda sabah kalktığımız andan itibaren hepimiz, toplumsal ortamlarda bulunuyoruz. Sabahları trafiği paylaşırken, bir gişede bilet almak için sıra beklerken, yolda yürürken… kalabalıklar arasında oluruz.    Buralardaki tanımadığımız insanlarla birlikteliğimiz kısa süreli olurken, bazen de planlı olarak tanıdığımız insanlarla bir arada bulunuruz.. Mesela iş toplantısı gibi..    Toplumların sürdürülebilmesi ve her şeyden önemlisi de huzurumuz için kişilerarası uyumlu bir birliktelik söz konusu olmalı.. İşte tam bu noktada; insan kişiliği devreye giriyor. Kişilik sahibi ya da kişiliği gelişmiş dediğimiz insanlar, uyumlu bir yaşam sürdürürken, kişiliği bozuk olarak tanımlananlar, huzursuzluk yaratan, anormal davranış içinde olanlar oluyor..    Ancak bir davranışın normal ya da anormal olduğunu söyleyebilmek için, insanın davranışta bulunduğu doğal ve toplumsal ortamın koşullarını, davranışa yol açan uyaranın şiddetini, süresini ve insanın içinde bulunduğu bedensel, ruhsal durumu bilmek gerekir.     Örneğin; trafikte siz normal hız sınırının altında seyrederseniz arkadan gelenin sizi kornayla uyarıp yol istemesi normal davranışken, kırmızı ışıkta beklerken arkadaki kişinin kornayla yol istemesi anormal davranıştır..    Ya da; bir öğrencinin teneffüste arkadaşlarıyla şarkı söylemesi normalken, ders ortamında birden bire şarkı söylemeye başlamasını normal davranış olarak değerlendirmek mümkün değildir..    Kişilik bozuklukları, ruhsal alanda önce duygu durumunda dengesizlikle dikkati çeker.    Zaman zaman endişe, kaygı, kızgınlık, öfke belirtileri ortaya çıkar..    Kişilik bozukluğu olanlar; genel olarak kendi davranışlarının başkaları üzerindeki etkisinden yakınırlar. Çoğu da; kendindeki bozuklukların farkında olmayan insanlardır.    Kişilik bozukluğu olan insanlar içinde bulundukları ortama uyum sağlayamazlar. Hep bir huzursuzluk, çatışma içinde olurlar.     Kişilik bozukluklarının birçok çeşidi vardır.    Örneğin; sosyopati kişilik bozukluğu olanlar toplum düzenine uymayıp yeniden yapılandırmaya ya da yıkmaya çalışırlar. Başlıca belirtileri; mazoşizm, acımasız davranmak, sadizm, içki bağımlılığı …gibi.    Özetle;     Kişilik bozukluğu olan insanlar, ruhsal bozukluk ve hastalıklara yatkın olurlar.. Kendi kişilik yapısını değiştirmeyen insanlar ömür boyu çevresini değiştirmeye çalışırlar.     Bireyin kişilik yapısı değişmez gibi görünse de; eğitim ve sağlam bir maneviyatın kişiliğin üzerinde olumlu etkisi olduğu uzmanlarca bilinmektedir.. İnsanlar zulme, haksızlığa uğrayabilirler.. Yıllarca çile çekebilirler...İnancı olanlar, burada hakkını alamasa da bir gün gelip ilahi adaletin gerçekleşeceği inancıyla, olaylar karşısında sabır göstererek ruhen çöküntü yaşamaz.  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.