Çanakkale Haber

DİYABET HASTALIĞININ 11 ÖNEMLİ BELİRTİSİNE DİKKAT

SAĞLIK (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 11.04.2019 - 14:35, Güncelleme: 11.04.2019 - 14:35 2734+ kez okundu.
 

DİYABET HASTALIĞININ 11 ÖNEMLİ BELİRTİSİNE DİKKAT

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de diyabet yani şeker hastalığının görülme oranı her geçen gün hızla artıyor. 1999‘da nüfusun %7,2’si diyabet hastasıyken; 2010’da bu oranın %13.7’ye çıktığı görülüyor. Diyabet, birçok hastada hiçbir belirti vermeden ortaya çıkarken bazı durumlarda da sık idrara çıkma, yorgunluk ve aşırı kilo verme ya da kilo alma belirtileri ile ortaya çıkıyor. Teknolojik gelişmeler ile diyabet hastalarının kan şekeri kontrollerinin takibinde büyük kolaylık sağlanırken, hastaların yaşam tarzındaki değişiklikler de tedavide büyük önem taşıyor. Memorial Hizmet Hastanesi Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. İdris Kuzu, diyabetin belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Hastaların önemli bir kısmında hiçbir belirti görülmüyor Birçok hastalığa davetiye çıkaran diyabet, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her geçen gün hızla artmaktadır. Günümüzdeki diyabetli hastaların oranını belirlemek için geniş kapsamlı araştırmalar sürmektedir. Diyabet, hastaların yarısına yakınında hiçbir belirti vermeden ortaya çıkarken, geri kalan kısımda ise aşağıdaki belirtiler ortaya çıkmaktadır: Sık idrara çıkma Yorgunluk Yaraların geç iyileşmesi Aşırı acıkma ve susama Cinsel sorunlar Bulanık görmek Ellerde ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma Sık sık enfeksiyon geçirmek Cilt kuruluğu ve kaşıntı Gereğinden fazla su içmek Ani kilo kaybı veya ani kilo almak Diyabet kontrol altına alınabiliyor Diyabet, insülin salgısında veya hem salgısında hem de etkisindeki bozukluk sonucu oluşan ve kan şekeri yüksekliği ile ortaya çıkan metabolik bir hastalıktır. Diyabetin tanısında açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, şeker yükleme testleri kullanılmaktadır. Diyabet hastalarında kan şekeri 300’ün üzerinde olduğunda veya kan şekeri 65’in altına düştüğünde acil müdahale gerekmektedir. Diyabet hastalığının ameliyat dışında iyileşmesi mümkün değildir. Bu nedenle ameliyat kalıcı tedavi olarak uygulanmaktadır Yaşam tarzınızı değiştirin Teknolojik gelişmeler diyabet hastalarında sürekli kan şekeri takibinde büyük kolaylık sağlamaya başlamış durumdadır. Ayrıca insülin pompaları da vücutta deri altına takılarak kontrolsüz Tip 1 diyabet hastalarının tedavisinde önemli rol oynamaktadır. Diyabetin kontrol altına alınması için yaşam tarzında değişiklikler de yapılması gerekmektedir. Hastalıkla mücadele için; kilo verilmesi, glisemik indeksi düşük besinlerin tercih edilmesi, doymamış yağ asitlerinin olduğu besinlerin alınması ve fiziksel aktivitede bulunulması gerekmektedir. Diyabet tedavisinde insülin; ilaçlarla kontrol altına alınamayan diyabetlilerde kullanılmaktadır. Ayrıca kan şekerleri aşırı yüksek giden diyabet hastalarında şekerin zararlarından korunmak için yine insülin tedavisi verilir ve ilerleyen zamanlarda da uygun görülürse kesilebilir. Açlık şekerinin 100’ün altında; tokluk şekerinin 140’ın altında olması normal kabul edilmektedir. Gizli şekeri hafife almayın Kan şekeri oranları normalin üzerinde olan ancak diyabet tanısı konulacak kadar yüksek kan şekeri olmayan kişilerin rahatsızlıkları gizli şeker hastalığıdır. Bu nedenle gizli şeker hastası olan kişilerin yaşam şekli ve belli aralıklarla yaptıracakları takipler önemlidir. Çünkü gizli şekeri olanların zamanla şeker hastası olma riski vardır. Diyabet hastaları; insülinin kendilerinde bağımlık yapacağı, çocuk sahibi olamayacakları, diyabetin bulaşıcı bir hastalık olduğu gibi yanlış bilgilere sahip olabilmektedir. Tüm bu yanlış bilgiler, diyabet hastalarının tedavi süreçlerini olumsuz etkilemektedir. İnsülin bağımlılık yapmaz ancak diyabet hastası çocuk ve gençler rahatsızlıkları nedeniyle genel olarak ömür boyu insülin kullanmak zorunda kalır. Bu kişiler, genelde kilo verirler. Bu hastaların takiplerinin daha sıkı yapılması gerekir. Diyabet hastalarının beslenmeleri ve fiziksel aktiviteleri de çok önemlidir. Beslenme için düşük karbonhidratlı ve düşük yağlı, kalorisi kısıtlanmış diyetler uygulanmalı; glisemik indeksi düşük besinler tüketilmelidir. Diyette karbonhidrat; meyve, sebze, tam tahıllı gıdalar kurubaklagiller ve düşük yağlı süt ürünleri tercih edilmelidir. Ayrıca fiziksel aktivite de önemlidir, haftada 3 gün en az 45 dakika tempolu yürüyüş yapılmalıdır.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de diyabet yani şeker hastalığının görülme oranı her geçen gün hızla artıyor. 1999‘da nüfusun %7,2’si diyabet hastasıyken; 2010’da bu oranın %13.7’ye çıktığı görülüyor. Diyabet, birçok hastada hiçbir belirti vermeden ortaya çıkarken bazı durumlarda da sık idrara çıkma, yorgunluk ve aşırı kilo verme ya da kilo alma belirtileri ile ortaya çıkıyor. Teknolojik gelişmeler ile diyabet hastalarının kan şekeri kontrollerinin takibinde büyük kolaylık sağlanırken, hastaların yaşam tarzındaki değişiklikler de tedavide büyük önem taşıyor. Memorial Hizmet Hastanesi Endokrinoloji, Diyabet ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. İdris Kuzu, diyabetin belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Hastaların önemli bir kısmında hiçbir belirti görülmüyor Birçok hastalığa davetiye çıkaran diyabet, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her geçen gün hızla artmaktadır. Günümüzdeki diyabetli hastaların oranını belirlemek için geniş kapsamlı araştırmalar sürmektedir. Diyabet, hastaların yarısına yakınında hiçbir belirti vermeden ortaya çıkarken, geri kalan kısımda ise aşağıdaki belirtiler ortaya çıkmaktadır: Sık idrara çıkma Yorgunluk Yaraların geç iyileşmesi Aşırı acıkma ve susama Cinsel sorunlar Bulanık görmek Ellerde ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma Sık sık enfeksiyon geçirmek Cilt kuruluğu ve kaşıntı Gereğinden fazla su içmek Ani kilo kaybı veya ani kilo almak Diyabet kontrol altına alınabiliyor Diyabet, insülin salgısında veya hem salgısında hem de etkisindeki bozukluk sonucu oluşan ve kan şekeri yüksekliği ile ortaya çıkan metabolik bir hastalıktır. Diyabetin tanısında açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, şeker yükleme testleri kullanılmaktadır. Diyabet hastalarında kan şekeri 300’ün üzerinde olduğunda veya kan şekeri 65’in altına düştüğünde acil müdahale gerekmektedir. Diyabet hastalığının ameliyat dışında iyileşmesi mümkün değildir. Bu nedenle ameliyat kalıcı tedavi olarak uygulanmaktadır Yaşam tarzınızı değiştirin Teknolojik gelişmeler diyabet hastalarında sürekli kan şekeri takibinde büyük kolaylık sağlamaya başlamış durumdadır. Ayrıca insülin pompaları da vücutta deri altına takılarak kontrolsüz Tip 1 diyabet hastalarının tedavisinde önemli rol oynamaktadır. Diyabetin kontrol altına alınması için yaşam tarzında değişiklikler de yapılması gerekmektedir. Hastalıkla mücadele için; kilo verilmesi, glisemik indeksi düşük besinlerin tercih edilmesi, doymamış yağ asitlerinin olduğu besinlerin alınması ve fiziksel aktivitede bulunulması gerekmektedir. Diyabet tedavisinde insülin; ilaçlarla kontrol altına alınamayan diyabetlilerde kullanılmaktadır. Ayrıca kan şekerleri aşırı yüksek giden diyabet hastalarında şekerin zararlarından korunmak için yine insülin tedavisi verilir ve ilerleyen zamanlarda da uygun görülürse kesilebilir. Açlık şekerinin 100’ün altında; tokluk şekerinin 140’ın altında olması normal kabul edilmektedir. Gizli şekeri hafife almayın Kan şekeri oranları normalin üzerinde olan ancak diyabet tanısı konulacak kadar yüksek kan şekeri olmayan kişilerin rahatsızlıkları gizli şeker hastalığıdır. Bu nedenle gizli şeker hastası olan kişilerin yaşam şekli ve belli aralıklarla yaptıracakları takipler önemlidir. Çünkü gizli şekeri olanların zamanla şeker hastası olma riski vardır. Diyabet hastaları; insülinin kendilerinde bağımlık yapacağı, çocuk sahibi olamayacakları, diyabetin bulaşıcı bir hastalık olduğu gibi yanlış bilgilere sahip olabilmektedir. Tüm bu yanlış bilgiler, diyabet hastalarının tedavi süreçlerini olumsuz etkilemektedir. İnsülin bağımlılık yapmaz ancak diyabet hastası çocuk ve gençler rahatsızlıkları nedeniyle genel olarak ömür boyu insülin kullanmak zorunda kalır. Bu kişiler, genelde kilo verirler. Bu hastaların takiplerinin daha sıkı yapılması gerekir. Diyabet hastalarının beslenmeleri ve fiziksel aktiviteleri de çok önemlidir. Beslenme için düşük karbonhidratlı ve düşük yağlı, kalorisi kısıtlanmış diyetler uygulanmalı; glisemik indeksi düşük besinler tüketilmelidir. Diyette karbonhidrat; meyve, sebze, tam tahıllı gıdalar kurubaklagiller ve düşük yağlı süt ürünleri tercih edilmelidir. Ayrıca fiziksel aktivite de önemlidir, haftada 3 gün en az 45 dakika tempolu yürüyüş yapılmalıdır.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.