Çanakkale Haber

51 yıl sonra Şerife Bacıʹya iadeyi itibar

GÜNCEL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 09.03.2019 - 18:12, Güncelleme: 09.03.2019 - 18:12 2687+ kez okundu.
 

51 yıl sonra Şerife Bacıʹya iadeyi itibar

Tarih 6 Haziran 1972, Çanakkale Gazisi ve dönemin Kastamonu Kaymakam vekili Mustafa Nurettin Peker, gazeteci Mustafa Baydarʹa bir röportaj veriyor. O esnada konu Şerife Bacı’ya geliyor fakat o güne kadar Şerife Bacıʹnın ismi bilinmiyordu, sadece yaşanılan olay biliniyordu. Peker, o gün ilk kez Şerife Bacıʹnın ismini açıkladı. Türkiye ilk kez o gün Şerife Bacı’nın ismi öğrenmiş oldu. İşte vefatından 51 yıl sonra hakkı teslim edilen Kurtuluş Savaşı Kahramanı Şerife Bacıʹnın bilinmeyen hikayesi.. Şerife Bacı 1921 yılının çetin kış şartlarının hüküm sürdüğü ilk aylarında sırtında çocuğu, önünde kağnısı ile İnebolu’ dan Kastamonu’ya cephane taşırken, Kastamonu Kışlası önüne kadar gelmiş, mermileri ve çocuğunu korumak uğruna donarak şehit olmuştur. Bugüne kadar tarih kitapları Şerife Bacı’nın sadece bu hikayesini anlatılır. ‘MANZARA KARŞISINDA GÖZYAŞLARINI TUTAMADILAR’ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay ise Şerife Bacı’nın çok az kişi tarafından bilinen hikayesini ilk kez sozcu.com.tr’ye anlattı. Atabay, o gün Kastamonu Kışlasıʹnda yaşananları şu sözlerle tarif etti: “Durumu gören ilk şahıs hemen Menzil Mıntıka Müfettişliğiʹne haber verdi. Devrekânili Cemil Çavuş ve Beşiktaşlı Rıfat Çavuş hemen olay yerine koştular. Olay yerine gelen Rıfat Çavuş öküzleri koşarken, Cemil Çavuş da şehidin üzerindeki karları temizliyordu. Gördükleri manzara karşısında her iki çavuş da gözyaşlarını tutamamışlardı. Şehit olan kadını kolları ve ayaklarından tutarak kaldırırken yorganın altından bir çocuk ağlaması duyuldu. Bu çığlık şehit olan o kahraman Türk kadının küçük kız bebeğiydi. Hemen iki çavuş şehit anneyi bir tarafa bıraktılar yorganı açtıklarında otlara sarılı top gülleri arasına yerleştirilmiş çulların arasında kundaklı bir kız çocuğu uykusundan uyanmış ve anne sütüne muhtaç olduğu için ağlamaya başlamıştı. Cephanesi ve yavrusu için kendini feda eden bu kahraman Türk kadını, Kastamonu Tümen Komutanlığıʹnın önüne getirildi. Tümen Komutanı Osman Bey gözleri yaşlı olarak; “Türk kadını, dünyada misli bulunmayan kahraman bir anadır. Arkadaşlar!.. İstiklal Harbini kazanacağımızın en büyük delili, işte önümüzde yatan, biri ölü, biri diri, kutsal bu iki varlık ve benzerleridir” diyebildi.” O günden hemen sonra Şerife bacının bebeği belediye tarafından süt anne sağlanarak korumaya alındı. Devrekanili Cemil Çavuşʹa ise şehidin kimliğinin belirlenmesi için görevlendirildi. Köy köy gezen Cemil Çavuş, Seydiler köyüne geldiğinde Şerife Bacıʹnın benli başörtüsünü buradakilere gösterdi. Köy halkı genç anneyi tanıyarak ağlamaya başladı. Cemil Çavuş köyü bulmuştu fakat bu durum devlet kayıtlarına geçmediği için Şerife Bacıʹnın adı uzun yıllar öğrenilememişti. Şerife Bacı’nın kimliğini ortaya çıkartan gazi Yüzbaşı Nurettin Peker. ‘İSMİ 51 YIL SONRA ÖĞRENİLDİ’ Tarihçi Mithat Atabay, 6 Haziran 1972 yılında, ölümünden 51 yıl sonra Şerife Bacıʹnın isminin öğrenildiğini söyledi. İsmi dönemin Kaymakam Vekili Mustafa Nurettin Pekerʹin bir röportaj esnasında açıkladığını belirten Atabay şunları söyledi: Mustafa Nurettin Peker, askerlikten ayrıldıktan sonra otuz yıl kadar Kastamonuʹnun nahiye ve kazalarında nahiye müdürü ve kaymakam vekili olarak görev yapmış bir insandı. 6 Haziran 1972 yılında kendisi ile röportaj yapan Mustafa Baydar, olayı hatırlattığında Nurettin Peker, şehit annenin isminin tespit etmek ve küçük kıza ne olduğunu öğrenmeyi kendisine “milli bir vazife” olarak gördüğünü belirterek şunları dile getirmişti:“Şehit Türk anası, Kastamonu Vilayeti Devrekâni Kazası Seydiler Nahiyesinin Satı Köyüʹnden Şerifeʹdir. Şerifeʹnin kağnı arabasında ağlayan yavrusunun ismi de Sıdıkaʹdır. Sıdıka birkaç yıl önce ölmüştür.” O günden sonra resmi kayıtlara Şerife Bacıʹnın adı eklendi. Tüm Türkiye vefatından 51 yıl sonra Şerife Bacıʹnın ismini öğrenmiş oldu. Onun ve diğer gönüllü kahramanların adını yaşatmak üzere Prof. Dr. Tankut Öktem tarafından 1990 yılında Kastamonu Cumhuriyet Meydanı’na Şehit Şerife Bacı Anıtı yapıldı.
Tarih 6 Haziran 1972, Çanakkale Gazisi ve dönemin Kastamonu Kaymakam vekili Mustafa Nurettin Peker, gazeteci Mustafa Baydarʹa bir röportaj veriyor. O esnada konu Şerife Bacı’ya geliyor fakat o güne kadar Şerife Bacıʹnın ismi bilinmiyordu, sadece yaşanılan olay biliniyordu. Peker, o gün ilk kez Şerife Bacıʹnın ismini açıkladı. Türkiye ilk kez o gün Şerife Bacı’nın ismi öğrenmiş oldu. İşte vefatından 51 yıl sonra hakkı teslim edilen Kurtuluş Savaşı Kahramanı Şerife Bacıʹnın bilinmeyen hikayesi.. Şerife Bacı 1921 yılının çetin kış şartlarının hüküm sürdüğü ilk aylarında sırtında çocuğu, önünde kağnısı ile İnebolu’ dan Kastamonu’ya cephane taşırken, Kastamonu Kışlası önüne kadar gelmiş, mermileri ve çocuğunu korumak uğruna donarak şehit olmuştur. Bugüne kadar tarih kitapları Şerife Bacı’nın sadece bu hikayesini anlatılır. ‘MANZARA KARŞISINDA GÖZYAŞLARINI TUTAMADILAR’ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay ise Şerife Bacı’nın çok az kişi tarafından bilinen hikayesini ilk kez sozcu.com.tr’ye anlattı. Atabay, o gün Kastamonu Kışlasıʹnda yaşananları şu sözlerle tarif etti: “Durumu gören ilk şahıs hemen Menzil Mıntıka Müfettişliğiʹne haber verdi. Devrekânili Cemil Çavuş ve Beşiktaşlı Rıfat Çavuş hemen olay yerine koştular. Olay yerine gelen Rıfat Çavuş öküzleri koşarken, Cemil Çavuş da şehidin üzerindeki karları temizliyordu. Gördükleri manzara karşısında her iki çavuş da gözyaşlarını tutamamışlardı. Şehit olan kadını kolları ve ayaklarından tutarak kaldırırken yorganın altından bir çocuk ağlaması duyuldu. Bu çığlık şehit olan o kahraman Türk kadının küçük kız bebeğiydi. Hemen iki çavuş şehit anneyi bir tarafa bıraktılar yorganı açtıklarında otlara sarılı top gülleri arasına yerleştirilmiş çulların arasında kundaklı bir kız çocuğu uykusundan uyanmış ve anne sütüne muhtaç olduğu için ağlamaya başlamıştı. Cephanesi ve yavrusu için kendini feda eden bu kahraman Türk kadını, Kastamonu Tümen Komutanlığıʹnın önüne getirildi. Tümen Komutanı Osman Bey gözleri yaşlı olarak; “Türk kadını, dünyada misli bulunmayan kahraman bir anadır. Arkadaşlar!.. İstiklal Harbini kazanacağımızın en büyük delili, işte önümüzde yatan, biri ölü, biri diri, kutsal bu iki varlık ve benzerleridir” diyebildi.” O günden hemen sonra Şerife bacının bebeği belediye tarafından süt anne sağlanarak korumaya alındı. Devrekanili Cemil Çavuşʹa ise şehidin kimliğinin belirlenmesi için görevlendirildi. Köy köy gezen Cemil Çavuş, Seydiler köyüne geldiğinde Şerife Bacıʹnın benli başörtüsünü buradakilere gösterdi. Köy halkı genç anneyi tanıyarak ağlamaya başladı. Cemil Çavuş köyü bulmuştu fakat bu durum devlet kayıtlarına geçmediği için Şerife Bacıʹnın adı uzun yıllar öğrenilememişti. Şerife Bacı’nın kimliğini ortaya çıkartan gazi Yüzbaşı Nurettin Peker. ‘İSMİ 51 YIL SONRA ÖĞRENİLDİ’ Tarihçi Mithat Atabay, 6 Haziran 1972 yılında, ölümünden 51 yıl sonra Şerife Bacıʹnın isminin öğrenildiğini söyledi. İsmi dönemin Kaymakam Vekili Mustafa Nurettin Pekerʹin bir röportaj esnasında açıkladığını belirten Atabay şunları söyledi: Mustafa Nurettin Peker, askerlikten ayrıldıktan sonra otuz yıl kadar Kastamonuʹnun nahiye ve kazalarında nahiye müdürü ve kaymakam vekili olarak görev yapmış bir insandı. 6 Haziran 1972 yılında kendisi ile röportaj yapan Mustafa Baydar, olayı hatırlattığında Nurettin Peker, şehit annenin isminin tespit etmek ve küçük kıza ne olduğunu öğrenmeyi kendisine “milli bir vazife” olarak gördüğünü belirterek şunları dile getirmişti:“Şehit Türk anası, Kastamonu Vilayeti Devrekâni Kazası Seydiler Nahiyesinin Satı Köyüʹnden Şerifeʹdir. Şerifeʹnin kağnı arabasında ağlayan yavrusunun ismi de Sıdıkaʹdır. Sıdıka birkaç yıl önce ölmüştür.” O günden sonra resmi kayıtlara Şerife Bacıʹnın adı eklendi. Tüm Türkiye vefatından 51 yıl sonra Şerife Bacıʹnın ismini öğrenmiş oldu. Onun ve diğer gönüllü kahramanların adını yaşatmak üzere Prof. Dr. Tankut Öktem tarafından 1990 yılında Kastamonu Cumhuriyet Meydanı’na Şehit Şerife Bacı Anıtı yapıldı.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.