Çanakkale Haber

“DEPREM ÖLDÜRMEZ, DEPREME KARŞI DAYANIKSIZ BİNALAR ÖLDÜRÜR”

ÇEVRE (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.08.2018 - 17:30, Güncelleme: 15.08.2018 - 17:30 3454+ kez okundu.
 

“DEPREM ÖLDÜRMEZ, DEPREME KARŞI DAYANIKSIZ BİNALAR ÖLDÜRÜR”

17 Ağustos 1999’da yaşanan Marmara Depreminin 19. Yıldönümü sebebiyle Çevre ve şehircilik il müdürlüğü bir basın açıklaması yayınladı açıklama şöyle; Bilindiği üzere ülkemiz ve özelde Çanakkale’miz 1. derece deprem kuşağında yer almaktadır. Bu sebeple gerek ülkemizin diğer şehirlerinde gerekse ilimizde sürekli yer hareketliği olmaktadır. Bu depremler maalesef kimi zaman yıkıcı etkilere ulaşmaktadır. Yaşadığımız bu afetler bize gösteriyor ki; “Deprem öldürmez, depreme karşı dayanıksız binalar öldürür” Bu yıl resmi gazetede yayımlanan ve 1 Ocak 2019 da yürürlüğe girecek olan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ile Binaların yapımına getirilen çeşitli kurallarla, olası depremlerdeki can ve mal kayıplarını azaltmaya yönelik Bakanlığımızca çalışmalar yapılmaktadır. Bilindiği üzere 6306 sayılı kanun ile afet riski altındaki alanların dönüşümü diğer bir ifadeyle kentsel dönüşüm yine Bakanlığımızın tüm imkânlarıyla devam etmektedir. Afetlerde can mal kayıplarına uğramamak için yaşam yuvalarımız olan evlerimizin risk analizini yaptırmamız gerekmektedir. Depremlere karşı dayanıklı yeni binalar inşa edilmesinde en hızlı metotlardan birisi kentsel dönüşümdür. Riskli binalarda yaşamayalım. Bakanlığımız riskli binasını yıkıp yerine sağlam yeni bina inşa eden vatandaşlarımıza çok güzel imkânlar sunmaktadır. Kentsel dönüşüm yasasının yürürlüğe girdiği 2012 yılından buyana ilimizde 996 adet riskli binanın tespiti yapılmış ve yerine yeni ve depreme dayanıklı binalar yapılmaktadır. Bu kapsamda binası riskli olan ve riskli binada ikamet eden maliklere riskli binalarını yıkmaları ve gerekli diğer şartları sağlamaları halinde aylık 755 TL kira yardımı yapılmaktadır. 18 ay devam eden kira yardımımız hibe niteliğinde olup hak sahiplerinden geri ödeme istenilmemektedir. Bakanlığımızca 2012 yılından günümüze kadar İlimizde 7.496.940 TL geri ödemesiz kira yardımı yapılmıştır. Yine Bakanlığımızca vatandaşlarımıza 6.906.500 TL faiz destekli kentsel dönüşüm kredisi desteği sağlanmıştır. Vatandaşlarımız binalarımızın estetik görünüşlerinden önce depremlere karşı dayanıklılık durumu üzerinde durmaları gerekir. Ülke topraklarımızın %93’ü, nüfusumuzun % 98’i, sanayi kuruluşlarının %98’i deprem bölgeleri içinde yer alıyor. 19 yıl önce bugün meydana gelen ve tüm Marmara Bölgesiʹnde, Ankaraʹdan İzmirʹe kadar geniş bir alanda hissedilen Marmara depreminde resmi raporlara göre, 17.480 ölüm, 23.781 yaralı oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar gördü. Resmi olmayan bilgilere göre ise bu sayıların farklı olduğu söylene gelmektedir. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişiyi evsiz bırakmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden farklı ölçülerde etkilenmiştir. Bu nedenle Ülkemizin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli afet olaylardan biridir. 1999 Marmara Depremi gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar sosyolojik etki açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir. Depremin Türkiyeʹnin önemli bir sanayi bölgesi olan Marmara Bölgesiʹnde meydana gelmiş ve çok geniş bir coğrafyayı etkilemiş olması, ülkede büyük sıkıntılara neden olmuş, toplumu da moralmen olumsuz yönde etkilemiştir. Aktif bir deprem kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde çok kısa denebilecek zaman aralıkları içerisinde yıkıcı depremler meydana gelmiştir. Bu yıkıcı depremler eski çağlardan beri büyük coğrafi değişikliklere ve zararlara sebep olmuştur. Özellikle son yüz yıl içerisinde meydana gelen yıkıcı depremlerden sonra binaların yapımına çeşitli kurallar getirilmeye çalışılmış ve bunlar afet yönetmelikleri ve teknik kurallar olarak ortaya konulmuştur. Teknoloji geliştikçe ve depremlerden dolayı meydana gelen can ve mal kayıpları arttıkça bu yönetmelikler güncellenmiştir. Depreme dayanıklı çağdaş norm ve standartlarda yapı üretmek, yapıda can ve mal güvenliğini sağlamak, ekonomik ve sosyal kayıpları azaltmak, yapıların kalitelerini artırmak, ekonomik ömürlerini uzatmak, bakım ve onarım giderlerini azaltmak, yapım ve denetim sistemi içerisinde görev almış yapı müteahhidi, proje müellifi, laboratuvar görevlileri, yapı denetim kuruluşları ve denetçi mühendis ve denetçi mimar gibi yapı sorumlularına etkin görev, yetki ve sorumluluklar vermek, mühendislikte uzmanlaşma kavramı getirilerek mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin kalitesini yükseltmek, yapılaşma süreci içerisinde kanun denetiminin etkinliğini artırmak, bina yaptıran veya satın alan kişilerin kusurlu yapımlar nedeniyle uğrayacakları can ve mal kayıplarını azaltmak, inşaat sektöründe tüketici bilincini geliştirmek ve tüketiciyi korumak, inşaat sürecinde kusur işleyenlere karşı yaptırımları etkili şekilde uygulamak ve Devletin hukuk ve adalet düzenine olan inanç ve güveni artırmak amaçlarıyla Bakanlığımızca 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanları Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun yürürlüğe girmiş olup bu konuda hayli mesafe kaydedilmiş, İl Müdürlüğümüzce takibi ve denetimi yapılmaktadır. Deprem anında zarar ve ziyanın daha da artmasını önlemek için İmar mevzuatına göre imar planı yapmaya yetkili tüm kurumlara da önemli görevler düşmektedir. Kentsel dönüşüm ve mekânsal değişim, ilgili kurumların, yerel yönetimlerin ve kentteki yaşayanların topyekûn verecekleri destekleri ölçüsünde başarıya ulaşma şansı olacaktır. Arazide dere yataklarını, heyelan alanlarını korumalı, buralara bina yapılmasını engellemeliyiz. Kentsel dönüşümü en iyi şekilde değerlendirip güvensiz ve düzensiz yapı stoklarından kurtulmamız gerekir. Kentsel dönüşümün başarılı olması için tüm kamuoyunun destek vermesi gerekmektedir. Tarih boyunca ülkemiz deprem afetlerinden büyük yıkım ve zarar görmüştür. Bu yıkımlardan gerekli dersleri çıkarmalı, yasa ve yönetmeliklerin yaptırım ve uygulama koşullarına hep birlikte uymalıyız. Deprem öncesi ve deprem sonrası yapılması gerekenlerle ilgili her türlü bilgiye hâkim olmalıyız. Aksi halde meydana gelen afetler yalnızca hatıralarda kalan tarihsel vakalardan ibaret olur. Kısaca insanı deprem değil insan eli ile yapılmış çürük binalar öldürür. Bu müessif durumu yaşamamak için sağlıklı, denetimi iyi yapılmış, yapının her aşaması mühendislik hizmeti almış binaları yaşam yuvalarımız yapalım. Geç kalmadan riskli binalardan kurtulalım. Bugüne kadar her türlü afet ve depremlerde yaşamını kaybetmiş olan yurttaşlarımıza Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Vatandaşlarımızdan projesiz, denetimsiz bina yaptırmamalarını, bina satın alırken hassas davranmalarını, bu konularda daha duyarlı olmalarını rica ediyorum. Yüce Allahtan ülkemizi bir daha böyle acılardan muhafaza etmesini diliyorum. Ömer BOLAT Çevre ve Şehircilik İl Müdür
17 Ağustos 1999’da yaşanan Marmara Depreminin 19. Yıldönümü sebebiyle Çevre ve şehircilik il müdürlüğü bir basın açıklaması yayınladı açıklama şöyle; Bilindiği üzere ülkemiz ve özelde Çanakkale’miz 1. derece deprem kuşağında yer almaktadır. Bu sebeple gerek ülkemizin diğer şehirlerinde gerekse ilimizde sürekli yer hareketliği olmaktadır. Bu depremler maalesef kimi zaman yıkıcı etkilere ulaşmaktadır. Yaşadığımız bu afetler bize gösteriyor ki; “Deprem öldürmez, depreme karşı dayanıksız binalar öldürür” Bu yıl resmi gazetede yayımlanan ve 1 Ocak 2019 da yürürlüğe girecek olan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ile Binaların yapımına getirilen çeşitli kurallarla, olası depremlerdeki can ve mal kayıplarını azaltmaya yönelik Bakanlığımızca çalışmalar yapılmaktadır. Bilindiği üzere 6306 sayılı kanun ile afet riski altındaki alanların dönüşümü diğer bir ifadeyle kentsel dönüşüm yine Bakanlığımızın tüm imkânlarıyla devam etmektedir. Afetlerde can mal kayıplarına uğramamak için yaşam yuvalarımız olan evlerimizin risk analizini yaptırmamız gerekmektedir. Depremlere karşı dayanıklı yeni binalar inşa edilmesinde en hızlı metotlardan birisi kentsel dönüşümdür. Riskli binalarda yaşamayalım. Bakanlığımız riskli binasını yıkıp yerine sağlam yeni bina inşa eden vatandaşlarımıza çok güzel imkânlar sunmaktadır. Kentsel dönüşüm yasasının yürürlüğe girdiği 2012 yılından buyana ilimizde 996 adet riskli binanın tespiti yapılmış ve yerine yeni ve depreme dayanıklı binalar yapılmaktadır. Bu kapsamda binası riskli olan ve riskli binada ikamet eden maliklere riskli binalarını yıkmaları ve gerekli diğer şartları sağlamaları halinde aylık 755 TL kira yardımı yapılmaktadır. 18 ay devam eden kira yardımımız hibe niteliğinde olup hak sahiplerinden geri ödeme istenilmemektedir. Bakanlığımızca 2012 yılından günümüze kadar İlimizde 7.496.940 TL geri ödemesiz kira yardımı yapılmıştır. Yine Bakanlığımızca vatandaşlarımıza 6.906.500 TL faiz destekli kentsel dönüşüm kredisi desteği sağlanmıştır. Vatandaşlarımız binalarımızın estetik görünüşlerinden önce depremlere karşı dayanıklılık durumu üzerinde durmaları gerekir. Ülke topraklarımızın %93’ü, nüfusumuzun % 98’i, sanayi kuruluşlarının %98’i deprem bölgeleri içinde yer alıyor. 19 yıl önce bugün meydana gelen ve tüm Marmara Bölgesiʹnde, Ankaraʹdan İzmirʹe kadar geniş bir alanda hissedilen Marmara depreminde resmi raporlara göre, 17.480 ölüm, 23.781 yaralı oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar gördü. Resmi olmayan bilgilere göre ise bu sayıların farklı olduğu söylene gelmektedir. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişiyi evsiz bırakmıştır. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden farklı ölçülerde etkilenmiştir. Bu nedenle Ülkemizin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli afet olaylardan biridir. 1999 Marmara Depremi gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar sosyolojik etki açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir. Depremin Türkiyeʹnin önemli bir sanayi bölgesi olan Marmara Bölgesiʹnde meydana gelmiş ve çok geniş bir coğrafyayı etkilemiş olması, ülkede büyük sıkıntılara neden olmuş, toplumu da moralmen olumsuz yönde etkilemiştir. Aktif bir deprem kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde çok kısa denebilecek zaman aralıkları içerisinde yıkıcı depremler meydana gelmiştir. Bu yıkıcı depremler eski çağlardan beri büyük coğrafi değişikliklere ve zararlara sebep olmuştur. Özellikle son yüz yıl içerisinde meydana gelen yıkıcı depremlerden sonra binaların yapımına çeşitli kurallar getirilmeye çalışılmış ve bunlar afet yönetmelikleri ve teknik kurallar olarak ortaya konulmuştur. Teknoloji geliştikçe ve depremlerden dolayı meydana gelen can ve mal kayıpları arttıkça bu yönetmelikler güncellenmiştir. Depreme dayanıklı çağdaş norm ve standartlarda yapı üretmek, yapıda can ve mal güvenliğini sağlamak, ekonomik ve sosyal kayıpları azaltmak, yapıların kalitelerini artırmak, ekonomik ömürlerini uzatmak, bakım ve onarım giderlerini azaltmak, yapım ve denetim sistemi içerisinde görev almış yapı müteahhidi, proje müellifi, laboratuvar görevlileri, yapı denetim kuruluşları ve denetçi mühendis ve denetçi mimar gibi yapı sorumlularına etkin görev, yetki ve sorumluluklar vermek, mühendislikte uzmanlaşma kavramı getirilerek mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin kalitesini yükseltmek, yapılaşma süreci içerisinde kanun denetiminin etkinliğini artırmak, bina yaptıran veya satın alan kişilerin kusurlu yapımlar nedeniyle uğrayacakları can ve mal kayıplarını azaltmak, inşaat sektöründe tüketici bilincini geliştirmek ve tüketiciyi korumak, inşaat sürecinde kusur işleyenlere karşı yaptırımları etkili şekilde uygulamak ve Devletin hukuk ve adalet düzenine olan inanç ve güveni artırmak amaçlarıyla Bakanlığımızca 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanları Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun yürürlüğe girmiş olup bu konuda hayli mesafe kaydedilmiş, İl Müdürlüğümüzce takibi ve denetimi yapılmaktadır. Deprem anında zarar ve ziyanın daha da artmasını önlemek için İmar mevzuatına göre imar planı yapmaya yetkili tüm kurumlara da önemli görevler düşmektedir. Kentsel dönüşüm ve mekânsal değişim, ilgili kurumların, yerel yönetimlerin ve kentteki yaşayanların topyekûn verecekleri destekleri ölçüsünde başarıya ulaşma şansı olacaktır. Arazide dere yataklarını, heyelan alanlarını korumalı, buralara bina yapılmasını engellemeliyiz. Kentsel dönüşümü en iyi şekilde değerlendirip güvensiz ve düzensiz yapı stoklarından kurtulmamız gerekir. Kentsel dönüşümün başarılı olması için tüm kamuoyunun destek vermesi gerekmektedir. Tarih boyunca ülkemiz deprem afetlerinden büyük yıkım ve zarar görmüştür. Bu yıkımlardan gerekli dersleri çıkarmalı, yasa ve yönetmeliklerin yaptırım ve uygulama koşullarına hep birlikte uymalıyız. Deprem öncesi ve deprem sonrası yapılması gerekenlerle ilgili her türlü bilgiye hâkim olmalıyız. Aksi halde meydana gelen afetler yalnızca hatıralarda kalan tarihsel vakalardan ibaret olur. Kısaca insanı deprem değil insan eli ile yapılmış çürük binalar öldürür. Bu müessif durumu yaşamamak için sağlıklı, denetimi iyi yapılmış, yapının her aşaması mühendislik hizmeti almış binaları yaşam yuvalarımız yapalım. Geç kalmadan riskli binalardan kurtulalım. Bugüne kadar her türlü afet ve depremlerde yaşamını kaybetmiş olan yurttaşlarımıza Yüce Allah’tan rahmet diliyorum. Vatandaşlarımızdan projesiz, denetimsiz bina yaptırmamalarını, bina satın alırken hassas davranmalarını, bu konularda daha duyarlı olmalarını rica ediyorum. Yüce Allahtan ülkemizi bir daha böyle acılardan muhafaza etmesini diliyorum. Ömer BOLAT Çevre ve Şehircilik İl Müdür
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.