Çanakkale Haber

TCG Dumlupınar’ denizaltısı şehitlerinin son sözleri ‘vatan sağ olsun’du

GÜNCEL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.04.2018 - 14:45, Güncelleme: 04.04.2018 - 14:45 2698+ kez okundu.
 

TCG Dumlupınar’ denizaltısı şehitlerinin son sözleri ‘vatan sağ olsun’du

Çanakkale Boğazıʹndan geçiş yaparken 65 yıl önce Nara Burnu önlerinde İsveç şilebi Naboland ile çarpışması sonucu batan ʹTCG Dumlupınarʹ denizaltısında şehit olan 81 denizci için boğazda anma töreni düzenlendi. Şehit denizciler için ʹTCG Dumlupınarʹ denizaltısının battığı bölgeye çelenk bırakıldı. Törene, son sözleri, ˮVatan sağ olsunˮ olan şehit Astsubay Selami Özbenʹin kız kardeşi Günaydın Tezbulut da (80) katıldı. Tezbulut, ˮAğabeyim vefat ettiği zaman ben 17 yaşındaydım. Haberi duyduğumuz zaman çok kötü olduk. Ağabeyimin son sözleri ʹVatan sağ olsunʹ. Hepsine Allahʹtan rahmet diliyorumˮ dedi. ‘TCG Dumlupınar’ denizaltısı şehitleri için düzenlenen anma töreni Çanakkale Boğaz Komutanlığı Nara Kalesi’nde başladı. Nara Barbaros Şehitliği’ndeki ilk törende, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Çanakkale Valisi Orhan Tavlı ile Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mithat Kemal Algül, gaziler ve şehit yakınları, şehitliği ziyaret edip karanfil bıraktı. Daha sonra ‘TCG İnönü’ denizaltısına geçen Tavlı ve Algül, “TCG Dumlupınar’ın 65 yıl önce battığı noktaya çelenk bıraktı. Dumlupınar denizaltısındakiler ile ‘TCG Karabiga’ gemisinde töreni takip eden askerler ile gaziler, 1 dakika boyunca çalınan siren eşliğinde selam durarak ‘TCG Dumlupınar’ denizaltısı şehitlerini andı. SON SÖZLERİ ‘VATAN SAĞ OLSUN’DU Anma törenine, 1953 yılında batan ‘TCG Dumlupınar’ denizaltısında şehit düşen 81 denizciden, son sözleri ‘Vatan sağ olsun’ olan Astsubay Selami Özben’in kız kardeşi Günaydın Tezbulut da katıldı. Tezbulut, “Çok üzücü bir olay. Şehitlerimizin hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Ağabeyim vefat ettiği zaman ben 16 yaşındaydım. Haberi duyduğumuz zaman çok kötü olduk. Annem kendinde değildi, bayılmıştı. Her kesimden insan evimize geldi. Ben senelerdir törenlere katılıyorum. Çok gururluyuz. Bizi hem Çanakkale’ye hem de Gölcük’teki anma törenlerine davet ettikleri için çok da mutlu oluyoruz. Ağabeyim Selami Özben’in son sözleri ‘Vatan sağ olsun’. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum” dedi. Günaydın Tezbulut, konuşmasının ardından, 16 yaşındayken, Dumlupınar şehidi ağabeyi Selami Özben’in şiir defterinden aldığı şiirden bir dörtlük okudu. Nara Kalesi’ndeki tören, sunumun ardından Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanlığı Bandosu’nun konseriyle tamamlandı. DUMLUPINAR KAZASI Donanmaya katılışını takiben çeşitli görevler alan ve başarı ile yerine getiren ‘TCG Dumlupınar’ denizaltısı, en son ‘TCG I. İnönü’ denizaltısı ile birlikte Ege’de icra edilecek ‘Blue Sea’ isimli NATO tatbikatına katılmak için 1 Nisan 1953 günü saat 16.00’da Gölcük’ten hareket etti. İki gün süren görevin ardından dönüşe geçen ‘TCG Dumlupınar’, 3 Nisan’ı 4 Nisan’a bağlayan gece puslu havada Çanakkale Boğazı’na girdi. Burada Marmara Denizi’nden Boğaz’a giriş yapan İsveç bandıralı ‘Naboland’ isimli ticaret gemisiyle çarpışıp batan ‘TCG Dumlupınar’ denizaltısındaki 81 denizci şehit oldu. DUMLUPINAR’LA KURULAN SON BAĞLANTI İlk telefon bağlantısında “Oğlum merak etmeyin… sizi kurtaracağız..” sözlerine karşılık Astsubay Selami’nin cevabı göz yaşartıcıydı; “Sağ olun…Vatan sağ olsun”1953 yılı… 3 Nisan’ı 4 Nisan’a bağlayan gece, saatler 02:15’i gösterdiği sırada, Çanakkale Boğazı’ndaki Nara Burnu dönülürken, Türk denizaltıcılık tarihinin en acı kazası yaşandı. Dumlupınar, İsveç bandıralı yük gemisi Naboland ile Boğazın orta yerinde çarpıştı. Dumlupınar’ın parçalanan baş bodoslamasından hücum eden karanlık sular, baş üstü dikilen koca denizaltıyı 81 denizciyle birlikte birkaç dakika içinde yutuverdi. Zıpkın yemiş bir balina gibi acı dolu sesler çıkaran Dumlupınar son dalışını yaparken, çarpışma sırasında nöbet tuttukları köprü üstünden denize düşen 5 denizci hayatta kalmaya çalışıyordu… Tarih 4 Nisan 1953… Saat 06:40 Günün ilk ışıkları etrafı aydınlattığında, Boğaz’ın 90 metre derinliğindeki soğuk karanlıkta korkunç bir can pazarı yaşanıyordu. Aldığı yara sonucu batan ve manevra dairesinde yangın çıkan Dumlupınar’ın kıç torpido bölümündeki 22 denizci sağ kalmayı başarmış, kurtarılmayı bekliyordu. Facianın üzerinden yaklaşık dört saat geçmişti. Denizaltının yerini belli eden ve kazazedelerle telefon irtibatı sağlamak üzere yüzeye bırakılan denizaltı battı şamandırası balıkçılar tarafından bulunmuştu. Dumlupınar’ın kıç torpido dairesi dışındaki her bölümü yangın ve su dolması sonucu kullanılamaz hale gelmiş, bir kısım mürettebat torpido dairesine sıkışmıştı. Bir süre sonra kurtarma gemisi Kurtaran, Dumlupınar’ın imdadına koştu. Hemen şamandıradan içeriyle bağlantı kuruldu. Astsubay Selami Özbenʹin o saatlerde Dumlupınar’dan yaptığı konuşmaların kayıtları, bugün denizcilik tarihinin acı dolu sayfaları arasında yer alıyor: “-Alo… aşağıdan… alo…. Dumlu…” “-Evet Dumlu…” “-Ben Üsteğmen Suat…”. “-Evet efendim, ben Selami…” “-Selami nasılsınız? Biz geldik, şimdi bana durumu anlat”. “-Efendim dizellerden yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı. Bataryayı sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik. Şimdi manevra dairesi suyla dolu…” “-Kaç kişisiniz orada…?” “-Diğer dairelerle irtibatınız var mı?” “-Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile konuştum, şimdi cevap vermiyorlar”. “-Merak etmeyin, Kurtaran geldi, biz buradayız”. “-Efendim manometre 267 kadem gösteriyor, doğru mu?” “-Selami, Kurtaran geldi. Şimdi kurtarma işlemine başlanıyor. Ben biraz sonra yine gelirim”. “-Peki efendim…”. Üsteğmen Suat, bu konuşmayı komutanlarına rapor ettikten sonra yeniden şamandıraya dönüp denizaltıdakilere moral vermeye çalıştı. Ama durum biraz daha kötülemişti: “-Alo… Dumlu…?” “-Evet… Dumlu…” “-Efendim hava biraz fenalaştı.” “-Morallerinizi bozmayın. O hava size daha 2 gün yeter. Sen çocukları yatır. Sigara içmeyin”. “-Yok efendim, hepsi yatıyor. Sigara da içmiyoruz. Işık da yok. karanlıktayız”. “-İhtiyaç lambalarını kullanmayın, ileride lazım olacak”. “-Kullanmıyoruz zaten. Birinin ışığı çok zayıfladı”. Kurtaran gemisi kurtarma çalışmalarını sürdüredursun yarım saat sonra denizaltıyla yeniden bağlantı kuruldu. Suat Üsteğmen yeniden Dumlu… Selami…” diye seslendi. Ancak bu kez duyulan, sadece iniltiler ve “Allah…” sesleriydi.                              
Çanakkale Boğazıʹndan geçiş yaparken 65 yıl önce Nara Burnu önlerinde İsveç şilebi Naboland ile çarpışması sonucu batan ʹTCG Dumlupınarʹ denizaltısında şehit olan 81 denizci için boğazda anma töreni düzenlendi. Şehit denizciler için ʹTCG Dumlupınarʹ denizaltısının battığı bölgeye çelenk bırakıldı. Törene, son sözleri, ˮVatan sağ olsunˮ olan şehit Astsubay Selami Özbenʹin kız kardeşi Günaydın Tezbulut da (80) katıldı. Tezbulut, ˮAğabeyim vefat ettiği zaman ben 17 yaşındaydım. Haberi duyduğumuz zaman çok kötü olduk. Ağabeyimin son sözleri ʹVatan sağ olsunʹ. Hepsine Allahʹtan rahmet diliyorumˮ dedi. ‘TCG Dumlupınar’ denizaltısı şehitleri için düzenlenen anma töreni Çanakkale Boğaz Komutanlığı Nara Kalesi’nde başladı. Nara Barbaros Şehitliği’ndeki ilk törende, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Çanakkale Valisi Orhan Tavlı ile Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mithat Kemal Algül, gaziler ve şehit yakınları, şehitliği ziyaret edip karanfil bıraktı. Daha sonra ‘TCG İnönü’ denizaltısına geçen Tavlı ve Algül, “TCG Dumlupınar’ın 65 yıl önce battığı noktaya çelenk bıraktı. Dumlupınar denizaltısındakiler ile ‘TCG Karabiga’ gemisinde töreni takip eden askerler ile gaziler, 1 dakika boyunca çalınan siren eşliğinde selam durarak ‘TCG Dumlupınar’ denizaltısı şehitlerini andı. SON SÖZLERİ ‘VATAN SAĞ OLSUN’DU Anma törenine, 1953 yılında batan ‘TCG Dumlupınar’ denizaltısında şehit düşen 81 denizciden, son sözleri ‘Vatan sağ olsun’ olan Astsubay Selami Özben’in kız kardeşi Günaydın Tezbulut da katıldı. Tezbulut, “Çok üzücü bir olay. Şehitlerimizin hepsine Allah’tan rahmet diliyorum. Ağabeyim vefat ettiği zaman ben 16 yaşındaydım. Haberi duyduğumuz zaman çok kötü olduk. Annem kendinde değildi, bayılmıştı. Her kesimden insan evimize geldi. Ben senelerdir törenlere katılıyorum. Çok gururluyuz. Bizi hem Çanakkale’ye hem de Gölcük’teki anma törenlerine davet ettikleri için çok da mutlu oluyoruz. Ağabeyim Selami Özben’in son sözleri ‘Vatan sağ olsun’. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum” dedi. Günaydın Tezbulut, konuşmasının ardından, 16 yaşındayken, Dumlupınar şehidi ağabeyi Selami Özben’in şiir defterinden aldığı şiirden bir dörtlük okudu. Nara Kalesi’ndeki tören, sunumun ardından Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanlığı Bandosu’nun konseriyle tamamlandı. DUMLUPINAR KAZASI Donanmaya katılışını takiben çeşitli görevler alan ve başarı ile yerine getiren ‘TCG Dumlupınar’ denizaltısı, en son ‘TCG I. İnönü’ denizaltısı ile birlikte Ege’de icra edilecek ‘Blue Sea’ isimli NATO tatbikatına katılmak için 1 Nisan 1953 günü saat 16.00’da Gölcük’ten hareket etti. İki gün süren görevin ardından dönüşe geçen ‘TCG Dumlupınar’, 3 Nisan’ı 4 Nisan’a bağlayan gece puslu havada Çanakkale Boğazı’na girdi. Burada Marmara Denizi’nden Boğaz’a giriş yapan İsveç bandıralı ‘Naboland’ isimli ticaret gemisiyle çarpışıp batan ‘TCG Dumlupınar’ denizaltısındaki 81 denizci şehit oldu. DUMLUPINAR’LA KURULAN SON BAĞLANTI İlk telefon bağlantısında “Oğlum merak etmeyin… sizi kurtaracağız..” sözlerine karşılık Astsubay Selami’nin cevabı göz yaşartıcıydı; “Sağ olun…Vatan sağ olsun”1953 yılı… 3 Nisan’ı 4 Nisan’a bağlayan gece, saatler 02:15’i gösterdiği sırada, Çanakkale Boğazı’ndaki Nara Burnu dönülürken, Türk denizaltıcılık tarihinin en acı kazası yaşandı. Dumlupınar, İsveç bandıralı yük gemisi Naboland ile Boğazın orta yerinde çarpıştı. Dumlupınar’ın parçalanan baş bodoslamasından hücum eden karanlık sular, baş üstü dikilen koca denizaltıyı 81 denizciyle birlikte birkaç dakika içinde yutuverdi. Zıpkın yemiş bir balina gibi acı dolu sesler çıkaran Dumlupınar son dalışını yaparken, çarpışma sırasında nöbet tuttukları köprü üstünden denize düşen 5 denizci hayatta kalmaya çalışıyordu… Tarih 4 Nisan 1953… Saat 06:40 Günün ilk ışıkları etrafı aydınlattığında, Boğaz’ın 90 metre derinliğindeki soğuk karanlıkta korkunç bir can pazarı yaşanıyordu. Aldığı yara sonucu batan ve manevra dairesinde yangın çıkan Dumlupınar’ın kıç torpido bölümündeki 22 denizci sağ kalmayı başarmış, kurtarılmayı bekliyordu. Facianın üzerinden yaklaşık dört saat geçmişti. Denizaltının yerini belli eden ve kazazedelerle telefon irtibatı sağlamak üzere yüzeye bırakılan denizaltı battı şamandırası balıkçılar tarafından bulunmuştu. Dumlupınar’ın kıç torpido dairesi dışındaki her bölümü yangın ve su dolması sonucu kullanılamaz hale gelmiş, bir kısım mürettebat torpido dairesine sıkışmıştı. Bir süre sonra kurtarma gemisi Kurtaran, Dumlupınar’ın imdadına koştu. Hemen şamandıradan içeriyle bağlantı kuruldu. Astsubay Selami Özbenʹin o saatlerde Dumlupınar’dan yaptığı konuşmaların kayıtları, bugün denizcilik tarihinin acı dolu sayfaları arasında yer alıyor: “-Alo… aşağıdan… alo…. Dumlu…” “-Evet Dumlu…” “-Ben Üsteğmen Suat…”. “-Evet efendim, ben Selami…” “-Selami nasılsınız? Biz geldik, şimdi bana durumu anlat”. “-Efendim dizellerden yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı. Bataryayı sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik. Şimdi manevra dairesi suyla dolu…” “-Kaç kişisiniz orada…?” “-Diğer dairelerle irtibatınız var mı?” “-Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile konuştum, şimdi cevap vermiyorlar”. “-Merak etmeyin, Kurtaran geldi, biz buradayız”. “-Efendim manometre 267 kadem gösteriyor, doğru mu?” “-Selami, Kurtaran geldi. Şimdi kurtarma işlemine başlanıyor. Ben biraz sonra yine gelirim”. “-Peki efendim…”. Üsteğmen Suat, bu konuşmayı komutanlarına rapor ettikten sonra yeniden şamandıraya dönüp denizaltıdakilere moral vermeye çalıştı. Ama durum biraz daha kötülemişti: “-Alo… Dumlu…?” “-Evet… Dumlu…” “-Efendim hava biraz fenalaştı.” “-Morallerinizi bozmayın. O hava size daha 2 gün yeter. Sen çocukları yatır. Sigara içmeyin”. “-Yok efendim, hepsi yatıyor. Sigara da içmiyoruz. Işık da yok. karanlıktayız”. “-İhtiyaç lambalarını kullanmayın, ileride lazım olacak”. “-Kullanmıyoruz zaten. Birinin ışığı çok zayıfladı”. Kurtaran gemisi kurtarma çalışmalarını sürdüredursun yarım saat sonra denizaltıyla yeniden bağlantı kuruldu. Suat Üsteğmen yeniden Dumlu… Selami…” diye seslendi. Ancak bu kez duyulan, sadece iniltiler ve “Allah…” sesleriydi.                              
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.