Çanakkale Haber

Türkiye’de yalnızca 2 şehir ve içinde Biganınʹda olduğu 2 ilçede sağlıklı hava soluyoruz

ÇEVRE (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 19.04.2017 - 20:49, Güncelleme: 19.04.2017 - 20:49 2395+ kez okundu.
 

Türkiye’de yalnızca 2 şehir ve içinde Biganınʹda olduğu 2 ilçede sağlıklı hava soluyoruz

Türk Toraks Derneği Hava Kirliliği Çalışma Grubu’nun araştırması Türkiye’de havanın alarm verdiğini gösterdi. Hava kirliliğinin ölçüldüğü 169 istasyonun 165’inde Dünya Sağlık Örgütü’nün verdiği sınır değerler aşıldı. Türkiye’de yalnızca 2 şehir ve 2 ilçede sağlıklı hava soluduğumuz ortaya çıktı.  Türk Toraks Derneği’nin Antalya’da yapılan kongresinde Türkiye’deki hava kirliliğinin boyutları gündeme geldi. Prof. Dr. Kayıhan Pala, Doç. Dr. Osman Elbek, Doç. Dr. Haluk Çalışır, Yrd.Doç. Dr. Nilüfer Aykaç’ın yaptığı araştırma yalnızca Artvin ve Tunceli illeri ile Çanakkale’nin Biga ve Adana’nın Doğankent ilçelerinde temiz hava soluyabildiğimizi gösterdi. Araştırma için 2016 yılında Türkiye genelinde yeterli veri alınan 169 istasyonun sülfürdioksit ve partikül madde 10 sonuçlarına bakıldı. 165 istasyonun verileri DSÖ’nün belirlediği sınır değerleri aştı. İstanbul’da ve İzmir’de hava kirliliği DSÖ’nün belirlediği sınırı 2 kat, Ankara ise 3 kat aştı. Raporda ayrıca 2015 ve 2016 yılındaki verileri de karşılaştırıldı. Buna göre 15 il ve 85 istasyonda son 1 yılda ortalama kirlilik oranı arttı. VERİLER YETERSİZ Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, Türkiye’de kirliliğe neyin neden olduğuna ilişkin verilerin yeterli olmadığını söyledi. Prof. Dr. Pala, “Türkiye’de PM10 ve kükürtdiyoksit olmak üzere yalnızca iki kirletici ölçülüyor. Oysa 200’e yakın kirletici madde var. DSÖ bunlardan 5-6’sını çok önemli kirleticiler arasına koyuyor. Biz iki madde dışındaki kirleticilerin havadaki oranını ölçemiyoruz. Üstelik ülkemizde yürürlükteki mevzuatta kirlilik sınır değerleri DSÖ’nün belirlediğinden çok yüksek. DSÖ’nün sakıncalı gördüğü değerler bizim mevzuatımızda normal görülüyor” dedi. ‘ULAŞIMDA BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ’ Prof. Dr. Pala, eldeki sınırlı verilerin analizine göre alınması gereken önlemleri de şöyle sıraladı: Türkiye en çok endüstri ile evsel ve fosil yakıt ve trafikten kaynaklanan kirlilikten etkileniyor. Kömürlü termik santrallerin çevresindeki ölçümler kirleticilerin durumunu açıkça gösteriyor. Yoğun nüfuslu yerlerde endüstri tesislerinin açılmasına izin verilmemeli. Temiz havanın güvencesi güçlü kamusal denetim. Mevcut tesislerin de dış ortama emisyon aktarmasına karşı köklü önlemler alınmalı. Orhaniye’deki termik santral, yürüttüğümüz mücadelenin sonucunda filtrelerini kurdu. Ancak özelleştirildikten sonra bu filtrelerin kullanılmadığına dair çevre halkından şikayetler gelmeye başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bunu sıkı bir şekilde takip etmeli. Yurttaşa bedava kömür dağıtılmasından vazgeçilmeli. Buna aktarılan bütçe, temiz yenilenebilir enerji kaynaklarına aktarılmalı. Özellikle büyükşehirlerde ulaşımla ilgili bakış açımız araçların değil toplumun taşınması olmalı. Köprü, yol yapmak yerine metro, tren gibi toplu ulaşım araçlarıyla hayatı yeniden kurgulamalıyız.   Kaynak-Aydınlık
Türk Toraks Derneği Hava Kirliliği Çalışma Grubu’nun araştırması Türkiye’de havanın alarm verdiğini gösterdi. Hava kirliliğinin ölçüldüğü 169 istasyonun 165’inde Dünya Sağlık Örgütü’nün verdiği sınır değerler aşıldı. Türkiye’de yalnızca 2 şehir ve 2 ilçede sağlıklı hava soluduğumuz ortaya çıktı.  Türk Toraks Derneği’nin Antalya’da yapılan kongresinde Türkiye’deki hava kirliliğinin boyutları gündeme geldi. Prof. Dr. Kayıhan Pala, Doç. Dr. Osman Elbek, Doç. Dr. Haluk Çalışır, Yrd.Doç. Dr. Nilüfer Aykaç’ın yaptığı araştırma yalnızca Artvin ve Tunceli illeri ile Çanakkale’nin Biga ve Adana’nın Doğankent ilçelerinde temiz hava soluyabildiğimizi gösterdi. Araştırma için 2016 yılında Türkiye genelinde yeterli veri alınan 169 istasyonun sülfürdioksit ve partikül madde 10 sonuçlarına bakıldı. 165 istasyonun verileri DSÖ’nün belirlediği sınır değerleri aştı. İstanbul’da ve İzmir’de hava kirliliği DSÖ’nün belirlediği sınırı 2 kat, Ankara ise 3 kat aştı. Raporda ayrıca 2015 ve 2016 yılındaki verileri de karşılaştırıldı. Buna göre 15 il ve 85 istasyonda son 1 yılda ortalama kirlilik oranı arttı. VERİLER YETERSİZ Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, Türkiye’de kirliliğe neyin neden olduğuna ilişkin verilerin yeterli olmadığını söyledi. Prof. Dr. Pala, “Türkiye’de PM10 ve kükürtdiyoksit olmak üzere yalnızca iki kirletici ölçülüyor. Oysa 200’e yakın kirletici madde var. DSÖ bunlardan 5-6’sını çok önemli kirleticiler arasına koyuyor. Biz iki madde dışındaki kirleticilerin havadaki oranını ölçemiyoruz. Üstelik ülkemizde yürürlükteki mevzuatta kirlilik sınır değerleri DSÖ’nün belirlediğinden çok yüksek. DSÖ’nün sakıncalı gördüğü değerler bizim mevzuatımızda normal görülüyor” dedi. ‘ULAŞIMDA BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ’ Prof. Dr. Pala, eldeki sınırlı verilerin analizine göre alınması gereken önlemleri de şöyle sıraladı: Türkiye en çok endüstri ile evsel ve fosil yakıt ve trafikten kaynaklanan kirlilikten etkileniyor. Kömürlü termik santrallerin çevresindeki ölçümler kirleticilerin durumunu açıkça gösteriyor. Yoğun nüfuslu yerlerde endüstri tesislerinin açılmasına izin verilmemeli. Temiz havanın güvencesi güçlü kamusal denetim. Mevcut tesislerin de dış ortama emisyon aktarmasına karşı köklü önlemler alınmalı. Orhaniye’deki termik santral, yürüttüğümüz mücadelenin sonucunda filtrelerini kurdu. Ancak özelleştirildikten sonra bu filtrelerin kullanılmadığına dair çevre halkından şikayetler gelmeye başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bunu sıkı bir şekilde takip etmeli. Yurttaşa bedava kömür dağıtılmasından vazgeçilmeli. Buna aktarılan bütçe, temiz yenilenebilir enerji kaynaklarına aktarılmalı. Özellikle büyükşehirlerde ulaşımla ilgili bakış açımız araçların değil toplumun taşınması olmalı. Köprü, yol yapmak yerine metro, tren gibi toplu ulaşım araçlarıyla hayatı yeniden kurgulamalıyız.   Kaynak-Aydınlık
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.