Çanakkale Haber

YENİ KIZILELEMA, GÜÇLÜ VE MÜREFFEH TÜRKİYE VE TÜRK BİRLİĞİ

GÜNCEL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 13.05.2018 - 10:38, Güncelleme: 13.05.2018 - 10:38 3444+ kez okundu.
 

YENİ KIZILELEMA, GÜÇLÜ VE MÜREFFEH TÜRKİYE VE TÜRK BİRLİĞİ

Eğitimci Yazar Gazi Karabulut, KIZIL ELMA ve BAŞBUĞLARI konulu sohbette; Kızıl Elma ile ilgili Türk tarihinde birbirine yakın çeşitli, efsane, hikaye, ülkü ve tanımlamalara rastlarız, Ziya Gökalp’in 1914 yılında yayınladığı Kızıl Elma adlı şiir kitabına baktığımızda hep yaklaştıkça uzaklaşan hedeflerden bahseder, “Turan”, “Ötüken Ülkesi”, “Altın Yurt”, “Ergenekon”, “Balkanlar Destanı” ve “Kızıl Destan” gibi şiirlere bakıldığında bunların Kızılelma mefkuresiyle örtüşen şiirler oldukları görülür. Kızılelma, Türklerin yaşadıkları bölgeye göre batı yönünde ulaşılması gereken bazen bir belde, bazen de bir ülkedeki taht veya mabet üzerinde parıldayan veya cihan hâkimiyetini temsil eden som altından yapılmış kızıl renkli altın bir yuvarlak yahut top olarak tahayyül edilmiştir. Bu altıntop bazen zaferin işareti, bazen hâkimiyetin sembolü, bazen de fethedilmek üzere hedef seçilen yerin sembolü olarak ifade olunmuştur. Türkler, inandıkları Tek Tanrı’nın dünya hâkimiyetini kendilerine ihsan ettiğine iman etmişlerdi. Bunu Bilge Kağan’ın; “Tanrı irade ettiği için tahta oturdum; dört yandaki milletleri nizama soktum” sözlerinden de anlamaktayız. Yine Bilge Kağan’ın ağzından Türk imanı şöyle ifade edilmekteydi; Türk Tanrısı, milleti yok olmasın diye babam İlteriş Kağan’ı ve anam İl Bilge Hatun’u gökten tutup yükseltmiştir. Oğuz Han’dan, Alparslan’a, Osman Gazi’den Fatih’e, Atatürk’ten Alparslan Türkeş’e kadar Kızılelma ülküsü Türk milletinin var olma ve idare etme idealinin en üst seviyede olmasına işaret sayılır. Özellikle İslamiyet ile birlikte Fatih Sultan Mehmet’e kadar bütün Türk hükümdarların Kızılelma’sı, İstanbul’un fethi olmuştur. “Türkler için Kızılelma, üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan idealler ülküler veya hayallerdir.” Yine Ömer Seyfettin’in 1917 yılında yazdığı Kızıl Elma Neresi? Adlı hikayesinde milli ve ortak hedefleri ifade etmesi açısından Kızıl Elmayı anlatan örnekler vardır. Destan Şairi Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’da Kızılelma’dan şöyle bahseder diyerek dinleyicilere Malazgirt Marşı adlı şiirini okudu. “Yiğitler kan döker bayrak solmaya Anadolu başlar vatan olmaya Kızılelma’ya hey, Kızılelma’ya En güzel marşını vurmada mehter Ya Allah, Bismillah, Allah’u Ekber.” Ardından Türk milliyetçilerinin yeni Kızılelma’sının ne olması gerektiğini anlatan Karabulut Şunları söyledi: “Türk milliyetçileri, Başbuğ Atatürk ve Başbuğ Alparslan Türkeş’ten devraldıkları Kızılelma ülküsünü “Güçlü ve Zengin Türkiye ve Türk Birliği” şeklinde tekamülünü gerçekleştirmelidir. Bu da Milliyetçi münevverlere yüklenen bir sorumluluktur. Bu yolda Alparslan Türkeş’in her türlü çile ve güçlüğe rağmen verdiği mücadele Türk milliyetçilerinin yolunu aydınlatmıştır. İşte, Türk milliyetçisi münevverler; “Ekonomik milliyetçilik Tarihi milliyetçilik Sosyal ve kültürel milliyetçilik anlayışı ile Kızılelma’ya yeni bir istikamet kazandırmalıdır. Bunun için de önce ülküdaşlık hukukuna riayet edip birlik şuurunu diriltmek, Birbirini sevmek ve Ülkülere sadakatle bağlı kalmak gerekir. Daha sonra Kocaeli Türk Ocağı Başkanı Yücel Alpay Demir, tarafından Plaket verildi ve Karabulut Türk Ocağı standında “Ülkücü” adlı kitabını imzaladı.
Eğitimci Yazar Gazi Karabulut, KIZIL ELMA ve BAŞBUĞLARI konulu sohbette; Kızıl Elma ile ilgili Türk tarihinde birbirine yakın çeşitli, efsane, hikaye, ülkü ve tanımlamalara rastlarız, Ziya Gökalp’in 1914 yılında yayınladığı Kızıl Elma adlı şiir kitabına baktığımızda hep yaklaştıkça uzaklaşan hedeflerden bahseder, “Turan”, “Ötüken Ülkesi”, “Altın Yurt”, “Ergenekon”, “Balkanlar Destanı” ve “Kızıl Destan” gibi şiirlere bakıldığında bunların Kızılelma mefkuresiyle örtüşen şiirler oldukları görülür. Kızılelma, Türklerin yaşadıkları bölgeye göre batı yönünde ulaşılması gereken bazen bir belde, bazen de bir ülkedeki taht veya mabet üzerinde parıldayan veya cihan hâkimiyetini temsil eden som altından yapılmış kızıl renkli altın bir yuvarlak yahut top olarak tahayyül edilmiştir. Bu altıntop bazen zaferin işareti, bazen hâkimiyetin sembolü, bazen de fethedilmek üzere hedef seçilen yerin sembolü olarak ifade olunmuştur. Türkler, inandıkları Tek Tanrı’nın dünya hâkimiyetini kendilerine ihsan ettiğine iman etmişlerdi. Bunu Bilge Kağan’ın; “Tanrı irade ettiği için tahta oturdum; dört yandaki milletleri nizama soktum” sözlerinden de anlamaktayız. Yine Bilge Kağan’ın ağzından Türk imanı şöyle ifade edilmekteydi; Türk Tanrısı, milleti yok olmasın diye babam İlteriş Kağan’ı ve anam İl Bilge Hatun’u gökten tutup yükseltmiştir. Oğuz Han’dan, Alparslan’a, Osman Gazi’den Fatih’e, Atatürk’ten Alparslan Türkeş’e kadar Kızılelma ülküsü Türk milletinin var olma ve idare etme idealinin en üst seviyede olmasına işaret sayılır. Özellikle İslamiyet ile birlikte Fatih Sultan Mehmet’e kadar bütün Türk hükümdarların Kızılelma’sı, İstanbul’un fethi olmuştur. “Türkler için Kızılelma, üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan idealler ülküler veya hayallerdir.” Yine Ömer Seyfettin’in 1917 yılında yazdığı Kızıl Elma Neresi? Adlı hikayesinde milli ve ortak hedefleri ifade etmesi açısından Kızıl Elmayı anlatan örnekler vardır. Destan Şairi Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’da Kızılelma’dan şöyle bahseder diyerek dinleyicilere Malazgirt Marşı adlı şiirini okudu. “Yiğitler kan döker bayrak solmaya Anadolu başlar vatan olmaya Kızılelma’ya hey, Kızılelma’ya En güzel marşını vurmada mehter Ya Allah, Bismillah, Allah’u Ekber.” Ardından Türk milliyetçilerinin yeni Kızılelma’sının ne olması gerektiğini anlatan Karabulut Şunları söyledi: “Türk milliyetçileri, Başbuğ Atatürk ve Başbuğ Alparslan Türkeş’ten devraldıkları Kızılelma ülküsünü “Güçlü ve Zengin Türkiye ve Türk Birliği” şeklinde tekamülünü gerçekleştirmelidir. Bu da Milliyetçi münevverlere yüklenen bir sorumluluktur. Bu yolda Alparslan Türkeş’in her türlü çile ve güçlüğe rağmen verdiği mücadele Türk milliyetçilerinin yolunu aydınlatmıştır. İşte, Türk milliyetçisi münevverler; “Ekonomik milliyetçilik Tarihi milliyetçilik Sosyal ve kültürel milliyetçilik anlayışı ile Kızılelma’ya yeni bir istikamet kazandırmalıdır. Bunun için de önce ülküdaşlık hukukuna riayet edip birlik şuurunu diriltmek, Birbirini sevmek ve Ülkülere sadakatle bağlı kalmak gerekir. Daha sonra Kocaeli Türk Ocağı Başkanı Yücel Alpay Demir, tarafından Plaket verildi ve Karabulut Türk Ocağı standında “Ülkücü” adlı kitabını imzaladı.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.