Çanakkale Haber

Kemik iliği kanseri iken işine son verilen merhum Yrd. Doç.Beraat etti

YEREL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 01.01.2018 - 17:35, Güncelleme: 01.01.2018 - 17:35 4152+ kez okundu.
 

Kemik iliği kanseri iken işine son verilen merhum Yrd. Doç.Beraat etti

Kemik iliği kanseri ile mücadele ederken, öğretim üyesi olduğu Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörlüğü tarafından “mazeretsiz olarak mesaiye gelmediği’ gerekçesiyle istifa etmiş sayılan Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu (48) hayatını kaybetmişti… Son günlerinde başlattığı hukuk mücadelesi geçtiğimiz günlerde son buldu. Sanıkların hepsi beraat etti. Kanser tedavisi görürken müstafi sayılması (işine son verilmesi) “vicdansızlık” olarak nitelendirilmişti.   18 Mart Üniversitesi Yenice Meslek Yüksek Okulu Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü’nde bankacılık dalında ders veren Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu (48) kemik iliği kanseri tedavisi görmek için 24 Mayıs 2010’da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümüne yattı. Bu tarihten itibaren mesaiye gelmediğine dair zabıt tutulan Yahyaoğlu’nun, 45 tutanağın ardından Disiplin Yönetmeliği uyarınca meslekten çıkarılması istendi. Maaşının kesilmesiyle üniversitedeki işine son verildiğini öğrenen Yahyaoğlu, avukatı aracılığıyla hukuk mücadelesi başlattı. Bilinci kapalı olan Yahyaoğlu’nun ailesi, kendisinin kanser olduğuna üniversiteyi inandırabilmek için dilekçesinin ekine hastane odasındaki fotoğraflarını ekledi.  İtirazıyla ilgili üniversitenin kararı beklenirken, Yahyaoğlu tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.  Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile ilişkisi kesildi. ‘Müstafi’ sayılan Yahyaoğlu’nun kemik iliği kanseri olduğu ortaya çıktı. Avukatı üniversiteye dava açtı, “Yönetimin hastalıktan haberleri vardı” dedi   45 TUTANAK TUTULDU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Yahyaoğlu Yenice Meslek Yüksekokulu Bankacılık ve Sigortacılık bölümünde bankacılık dalında ders verirken, şunları yaşadı: 2010’da Yenice Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Engin Erdoğan’ın talimatıyla Yrd. Doç. Dr. Mukaddes Çelik soruşturmacı yapıldı. 24 Mayıs 2010’dan itibaren mesaiye gelmediğine dair tutulan 45 adet tutanakla Yahyaoğlu’nun Disiplin Yönetmeliği uyarınca meslekten çıkarılması istendi. Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın da bulunduğu YÖK Yüksek Disiplin Kurulu, bu talebi “oybirliğiyle” reddetti. YÖK kararında, “24.05.2010-29.07.2010 arasında toplam 45 gün göreve gelmediğine yönelik dosyada kesin sonuca varılacak nitelikte delil olmadığı” belirtildi. Yahyaoğlu, soruşturma sırasında kendisine mobbing uygulandığı, asıl amacın kendisini okuldan uzaklaştırmak olduğu gerekçesiyle hem 40 bin liralık manevi tazminat davası açtı hem de suç duyurusunda bulundu. Savcılık, soruşturma evrakını Çanakkale Üniversitesi Rektörlüğü’ne gönderdi. Rektörlük, Yahyaoğlu’nu soruşturan personel için izin vermedi. İtiraz üzerine Danıştay 1. Daire, 13 Mart 2012’de bu işlemi iptal ederek, idari personel için “lüzum-u muhakeme” (soruşturma) kararı verdi. NELER OLMUŞTU? Avukatı Seyfettin Uzunçakmak’ın yürüttüğü hukuk mücadelesi Güran Yahyaoğlu’na kemik iliği kanseri olmasıyla başladı. Yahyaoğlu’nun raporu okula gönderildi, ancak gelmediği yönünde tutanaklar tutuldu. Bu sırada mobbing gördüğünü iddia eden Yahyaoğlu hakkında okul yönetiminin “kamu görevinden çıkarma cezası” talebiyle YÖK Disiplin Kurulu’na başvurusu geri çevrildi. Kök hücre nakledilen Yahyaoğlu’nun avukatı Uzunçakmak, hastalıkla ilgili raporları her fırsatta okula gönderdiklerini kaydetti. Ancak Yahyaoğlu’nun, “mazeretsiz mesaiye gelmemeyi” gerekçe gösterilerek “müstafi” sayılması yönündeki öneriye Rektör Vekili Prof. Dr. Şükriye Aras Hisar’dan “olur” yanıtı geldi. Üniversite yönetimini kanser olduğuna inandırmak isterken maaşının kesildiğini de hastanede öğrenen Yahyaoğlu, mobbing yapıldığı gerekçesiyle 40 bin liralık manevi tazminat davası açıp suç duyurusunda bulundu. Danıştay 1. Dairesi bu işlemi iptal ederek idari personel için soruşturma kararı verdi ve dosyayı Yenice Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Ancak bu mahkeme “suç niteliğinin arttığı için bir üst mahkemeyi” işaret edince Erdoğan ile Çelik, Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde “görevi kötüye kullanmaktan yargılanmaya başladı. MAHKEME “BERAAT” DEDİ Yaklaşım 4 yıl süren yargılamanın sonunda mahkeme kararını şöyle ifade etti;  “ Sanıklara ait nüfus ve adli sicil kayıtları ile tüm dosya kapsamı bir bütün halinde objektif kriterler içerisinde değerlendirildiğinde, sanıklar hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçundan görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilerek yargılanmaları talep edilmiş ise de, sanıkların tüm aşamalarda özü itibariyle değişmeyen savunmalarında tutulan tutanakların gerçeği yansıttığına ve üniversitenin iç mevzuatına göre işlem yaptıklarını belirtmiş bulunmalarına, tutanakta imzaları bulunan tanıkların tüm aşamalarda değişmeyen beyanlarında söz konusu tutanak tarihlerinde müteveffa Güran Yahyaoğluʹnun okula gelmemesi sebebi ile düzenlendiğini belirtmiş bulunmalarına, tutanak tutulan tarihlerde müteveffa Güran Yahyaoğluʹnun (TİBʹden gelen cevabi yazı ekindeki HTS raporlarına göre) cep telefonunun Yeniceʹde sinyal vermediğinin genel olarak İstanbul ilinden sinyal verdiği, tutanakta imzası bulunan tanıklar Murat ile Yakupʹun tutanak tutulan tarihlerin tamamında cep telefonlarının Yeniceʹden sinyal verdiğinin ve ayrıca sanık Mukaddes Çelikʹin cep telefonlarının tutanak tutulan tarihlerin 17ʹsinde Yenice ilçesinden sinyal verdiğinin tespit edilmiştir Adli Tıp Kurumu Fizik ihtisas Dairesinin istikrar kazanan uygulamalarından fotokopi üzerinden inceleme yapılamayacağına dair mütalaanın bulunduğunun bilinmiş olmasına göre sanıkların müspet suçları işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, mahkûmiyete yeterli ve vicdani kanaat uyandırıcı delil elde edilmediği anlaşılmakla, sanıkların ayrı ayrı müspet suçtan beraatlarına karar verilmesi yoluna gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.  HÜKÜM: Yukarıda açıklanan ve kabul edilen gerekçeye göre; 1-Sanıklar Mukaddes Çelik ve Engin Erdoğanʹın üzerlerine atılı bulunan kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan, müsnet suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması sebebiyle CMK.nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı BERAATLERİNE” karar verildi….
Kemik iliği kanseri ile mücadele ederken, öğretim üyesi olduğu Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörlüğü tarafından “mazeretsiz olarak mesaiye gelmediği’ gerekçesiyle istifa etmiş sayılan Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu (48) hayatını kaybetmişti… Son günlerinde başlattığı hukuk mücadelesi geçtiğimiz günlerde son buldu. Sanıkların hepsi beraat etti. Kanser tedavisi görürken müstafi sayılması (işine son verilmesi) “vicdansızlık” olarak nitelendirilmişti.   18 Mart Üniversitesi Yenice Meslek Yüksek Okulu Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü’nde bankacılık dalında ders veren Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu (48) kemik iliği kanseri tedavisi görmek için 24 Mayıs 2010’da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümüne yattı. Bu tarihten itibaren mesaiye gelmediğine dair zabıt tutulan Yahyaoğlu’nun, 45 tutanağın ardından Disiplin Yönetmeliği uyarınca meslekten çıkarılması istendi. Maaşının kesilmesiyle üniversitedeki işine son verildiğini öğrenen Yahyaoğlu, avukatı aracılığıyla hukuk mücadelesi başlattı. Bilinci kapalı olan Yahyaoğlu’nun ailesi, kendisinin kanser olduğuna üniversiteyi inandırabilmek için dilekçesinin ekine hastane odasındaki fotoğraflarını ekledi.  İtirazıyla ilgili üniversitenin kararı beklenirken, Yahyaoğlu tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.  Yrd. Doç. Dr. Güran Yahyaoğlu’nun Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile ilişkisi kesildi. ‘Müstafi’ sayılan Yahyaoğlu’nun kemik iliği kanseri olduğu ortaya çıktı. Avukatı üniversiteye dava açtı, “Yönetimin hastalıktan haberleri vardı” dedi   45 TUTANAK TUTULDU İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Yahyaoğlu Yenice Meslek Yüksekokulu Bankacılık ve Sigortacılık bölümünde bankacılık dalında ders verirken, şunları yaşadı: 2010’da Yenice Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Engin Erdoğan’ın talimatıyla Yrd. Doç. Dr. Mukaddes Çelik soruşturmacı yapıldı. 24 Mayıs 2010’dan itibaren mesaiye gelmediğine dair tutulan 45 adet tutanakla Yahyaoğlu’nun Disiplin Yönetmeliği uyarınca meslekten çıkarılması istendi. Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın da bulunduğu YÖK Yüksek Disiplin Kurulu, bu talebi “oybirliğiyle” reddetti. YÖK kararında, “24.05.2010-29.07.2010 arasında toplam 45 gün göreve gelmediğine yönelik dosyada kesin sonuca varılacak nitelikte delil olmadığı” belirtildi. Yahyaoğlu, soruşturma sırasında kendisine mobbing uygulandığı, asıl amacın kendisini okuldan uzaklaştırmak olduğu gerekçesiyle hem 40 bin liralık manevi tazminat davası açtı hem de suç duyurusunda bulundu. Savcılık, soruşturma evrakını Çanakkale Üniversitesi Rektörlüğü’ne gönderdi. Rektörlük, Yahyaoğlu’nu soruşturan personel için izin vermedi. İtiraz üzerine Danıştay 1. Daire, 13 Mart 2012’de bu işlemi iptal ederek, idari personel için “lüzum-u muhakeme” (soruşturma) kararı verdi. NELER OLMUŞTU? Avukatı Seyfettin Uzunçakmak’ın yürüttüğü hukuk mücadelesi Güran Yahyaoğlu’na kemik iliği kanseri olmasıyla başladı. Yahyaoğlu’nun raporu okula gönderildi, ancak gelmediği yönünde tutanaklar tutuldu. Bu sırada mobbing gördüğünü iddia eden Yahyaoğlu hakkında okul yönetiminin “kamu görevinden çıkarma cezası” talebiyle YÖK Disiplin Kurulu’na başvurusu geri çevrildi. Kök hücre nakledilen Yahyaoğlu’nun avukatı Uzunçakmak, hastalıkla ilgili raporları her fırsatta okula gönderdiklerini kaydetti. Ancak Yahyaoğlu’nun, “mazeretsiz mesaiye gelmemeyi” gerekçe gösterilerek “müstafi” sayılması yönündeki öneriye Rektör Vekili Prof. Dr. Şükriye Aras Hisar’dan “olur” yanıtı geldi. Üniversite yönetimini kanser olduğuna inandırmak isterken maaşının kesildiğini de hastanede öğrenen Yahyaoğlu, mobbing yapıldığı gerekçesiyle 40 bin liralık manevi tazminat davası açıp suç duyurusunda bulundu. Danıştay 1. Dairesi bu işlemi iptal ederek idari personel için soruşturma kararı verdi ve dosyayı Yenice Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Ancak bu mahkeme “suç niteliğinin arttığı için bir üst mahkemeyi” işaret edince Erdoğan ile Çelik, Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde “görevi kötüye kullanmaktan yargılanmaya başladı. MAHKEME “BERAAT” DEDİ Yaklaşım 4 yıl süren yargılamanın sonunda mahkeme kararını şöyle ifade etti;  “ Sanıklara ait nüfus ve adli sicil kayıtları ile tüm dosya kapsamı bir bütün halinde objektif kriterler içerisinde değerlendirildiğinde, sanıklar hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik suçundan görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilerek yargılanmaları talep edilmiş ise de, sanıkların tüm aşamalarda özü itibariyle değişmeyen savunmalarında tutulan tutanakların gerçeği yansıttığına ve üniversitenin iç mevzuatına göre işlem yaptıklarını belirtmiş bulunmalarına, tutanakta imzaları bulunan tanıkların tüm aşamalarda değişmeyen beyanlarında söz konusu tutanak tarihlerinde müteveffa Güran Yahyaoğluʹnun okula gelmemesi sebebi ile düzenlendiğini belirtmiş bulunmalarına, tutanak tutulan tarihlerde müteveffa Güran Yahyaoğluʹnun (TİBʹden gelen cevabi yazı ekindeki HTS raporlarına göre) cep telefonunun Yeniceʹde sinyal vermediğinin genel olarak İstanbul ilinden sinyal verdiği, tutanakta imzası bulunan tanıklar Murat ile Yakupʹun tutanak tutulan tarihlerin tamamında cep telefonlarının Yeniceʹden sinyal verdiğinin ve ayrıca sanık Mukaddes Çelikʹin cep telefonlarının tutanak tutulan tarihlerin 17ʹsinde Yenice ilçesinden sinyal verdiğinin tespit edilmiştir Adli Tıp Kurumu Fizik ihtisas Dairesinin istikrar kazanan uygulamalarından fotokopi üzerinden inceleme yapılamayacağına dair mütalaanın bulunduğunun bilinmiş olmasına göre sanıkların müspet suçları işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, mahkûmiyete yeterli ve vicdani kanaat uyandırıcı delil elde edilmediği anlaşılmakla, sanıkların ayrı ayrı müspet suçtan beraatlarına karar verilmesi yoluna gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.  HÜKÜM: Yukarıda açıklanan ve kabul edilen gerekçeye göre; 1-Sanıklar Mukaddes Çelik ve Engin Erdoğanʹın üzerlerine atılı bulunan kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan, müsnet suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması sebebiyle CMK.nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı BERAATLERİNE” karar verildi….
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleninsesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.